TİSKİ-SP KRİZİ 1 GÜNDE ÇÖZÜLDÜ
Trabzon AK Parti İl Başkanlığı görevini vekaleten yürüten Hasan Dilekoğlu, ilginçtir, şansızlığı diyelim, görevi aldığı gibi TİSKİ-SP krizi koptu..
Dilekoğlu, olayı görmemezlikten gelmedi.
Kulak tıkamadı, sorumluluk yüklendi, İnisiyatif aldı!
Krizi kendi haline bırakmadı.
İlk olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’na gitti, İstişare etti.
Ardından TİSKİ Genel Müdürü’ne gitti konuyu enine boyuna masaya yatırdı.
Sonra, SP il başkanı Cevat Kurt ile Ak Parti il başkanlığında görüştü.
SP İl Başkanını da aldı yanına Büyükşehir Belediye başkanına getirdi.
Diyalog kuruldu.
Ortam yumuşadı.
Trabzon’un enerjisini yoktan yere meşgul eden krizi tüm tarafların sağ duyulu yaklaşımı ile çözdü.
Her iki tarafı barıştırdı.
Her iki tarafın Trabzon menfaatlerinde hem fikir olmasına aracı oldu katkı sağladı.
AK Parti ile SP’nin tavanında R.Tayyip Erdoğan ile Oğuzhan Asiltürk’ün bir araya gelmesi iki parti arasında barış rüzgarlarının esmesi ile de durumdan vazife çıkartan Delikoğlu’na bazı partili arkadaşları "bu işi girme elinde kalır"uyarısında bulunması da Hasan Dilekoğlu tarafından çok ciddiye alınmadı..
"Benim bu işi tatlılıkla çözmem gerekir" dedi ve çözdü.
İşte bir il başkanı sorumluluğu.
Vekaleten yönetse bile Dilekoğlu’nun bu hamlesi hakikatten taktire şayan
TEBDİLİ KIYAFETTE KİM ÖNDE
Trabzon’da her kesim AK Parti Trabzon il başkan adayının açıklanmasını beklerken, Genel Merkez Karadeniz Bölge Koordinatörü, Rize Milletvekili Muhammet Avcı sabahın erken saatlerinde kimseye haber vermeden Trabzon’a geldi.
Şehirde ilçeler de dahil olmak üzere il başkan adaylarını tebdili kıyafet ile araştırdı soruşturdu. 
Bu nabız yoklamada Trabzon halkı şu görüşü dile getirdi.
"Genç ve dinamik ve kimsenin adamı olmayacak bir isim gelsin"
Genç ve dinamik deyince iki isim öne çıktı.
Mehmet Karaoğlu, Alper Bektaş.
Evet Karaoğlu aday, ama tevazuluğunu koruyor, "gerek Ortahisar gerekse il için göreve hazırım" diyen bir isim.
Gerek STK’larda gerekse işinde projeciliği üretkenliği ve başarıları ile öne çıkan fakat siyasette öne çıkmayı tercih etmeyen Alper Bektaş ise genel merkeze kadar ismi gitmesine rağmen sessizliğini koruyan bir isim.
Hiç sesi çıkmasada çok sayıda önemli ismin hakkında olumlu referansı olduğunu biliyoruz.
Muhammet Avcı saat 12 gibi AK Parti Trabzon İl Başkanlığı’na geldi.
Partiyi ziyaret edeceğinden partililerin bile 1 saat kala haberi oldu.
Öyle ani bir baskın gibi yani.
Yukarıda bahsettiğimiz iki isimle ilgili Karadeniz Koordinatörü Muhammet Avcı, Parti’de milletvekilleri ile yüz yüze görüştü.
Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu ve Adnan Günnar ile görüşme gerçekleşti.
Salih Cora Araklı Taşgeçit’de yangın mağdurlarını ziyarette olduğu için ve Avcı’nın geleceğini daha önceden bilmediği için görüşmeye katılamadı.
Görüşünü telefon ile bildirdi bilgisi bize ulaştı.
Avcı’nın Balta ile de Ankara’da görüşeceği ifade edildi.
Görüşmelerde eski ilçe başkanı Yılmaz Büyükaydın ismi ile ilgili de istişare yapıldı.
İlçelerdeki nabız turlarında Selahattin Çebi ile Hakan Terzioğlu ismi öne çıktı.
Uzun süredir saha çalışmasını sürdüren Enes Aslan da sürpriz yaptı adından söz ettirdi, ilgi gördü.
Tebdili kıyafetli nabız turlarında hayal kırıklığı yaratanlar da vardı.
Bu kişiler daha çok "ben aday değilim ama görev verilirse yaparım" diyenlerdi.
Onlara halkın soğukluğu umarız ders olur.
Genellikle sokaktaki insanlar kim hevesli, istekli, cesur ve gençse önünü açın dediğini de öğrendik..
Bu arada İl Başkan adaylarından Metin Kaya dün sert bir açıklama yaparak genel merkez koordinatörleri Trabzon’da iken ‘Taban seçim istiyor’ mesajı verdi.
Bu açıklama baskıdan sıkılan tabanda da büyük yankı uyandırdı.
Bakalım genel merkezin ‘Kongrede aday olacağım, delegelerim hazır’ diyen Başkan Adayı kaya ile ilgili tavrı ne olacak.
YILMAZ BÜYÜKAYDIN’IN DURUMU
Aday değilim demesine rağmen ismi ısrarla Trabzon AK Parti il başkanlığına geçen Yılmaz Büyükaydın ile Bölge koordinatörü Muhammet Avcı’nın defalarca görüştüğünü öğrendik.
12 yıldır siyasetten uzak olan ve kimsenin aklına gelmeyen Aydın ne olduda şimdi herkesin odağında oldu, acaba iş çıkmaza mı girdi, bu kadar isim arasında bir sıkışma mı olduda kurtuluş olarak şimdi oklar Büyükaydın’a döndü bilinmez.
Büyükaydın bu partinin en zor döneminde anketlerde yüzde 12 çıkan Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'na, Volkan Canalioğlu karşısında seçimi kazandıran ekibin başındaydı.
Fakat edindiğimiz intiba şu anda Türkiye’de 150’yi aşkın kulübün sorumluluğunu üstelenen işine, ailesine, önemli derecede mesai harcaması gereken Büyükaydın’ın istemeyerek önerildiği İl Başkanlığına hiç te hevesli olmadığı.
Ama bir taraftan da dava adamı düsturu ile kestirip atamıyor. 
Gerçekten siyaset böyle, siz en zor dönemlerin yükünü sırtlanın sonra 12 yıl boyunca bir il başkanı bile bir milletvekili bile sizi aramasın, "ne yapıyoruz ne ediyoruz, nasılsın iyimisin demesin" sonra iş sıkışınca yeniden ismin gündeme gelsin.
Ama kimse sordu mu ya bu "işi severek isteyerek, zaman ayarıbilecek misin? Ailen, işin, ekonomin TFF’deki görevin falan" Bunları kimse sordu mu acaba.
Bu nedenle bizce zorla güzellik olmaz. Büyükaydın’ın isminin de istemeye istemeye yukarı taşınması yakışıksız bir hareket olur.
Aslında Büyükaydın’ın gündeminde Trabzon var ama başka bir konuda.
İl başkanlığı değil.
TFF’deki çok önemli ve sorumluluk isteyen görevi ile Çay-Kur’un da önemli bayilerinden birisi olması ve en önemli şirketlerinden birinde yönetim kurulu başkan vekili olması nedeni ile il başkanlığı görevine yeterince zaman ayıramayacak olduğu ortada.
Yılmaz Büyükaydın’ın şu sıralar başta bir gündemi var.
Trabzon ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz ama siyaset değil.
Çay-Kur’da boşalan Genel Müdür Yardımcılığına Trabzon’dan birinin atanması meselesi.
Şu sıralar birileri kontenjanın Trabzon’a verilmemesi için bayağı çaba sarf ediyor.
Büyükaydın da var olan lobisi ile Genel Müdür Yardımcılığının Trabzonlu bir isme verilmesi için yani Trabzon için çaba sarfediyor..
Milletvekillerine bunu söylemiş iletmiş.
Artık top Milletvekillerinin..
Bizim haberimiz yoktu diyemezler.
İl Başkanlığı için harcadıkları mesaiyi, Çay-Kur için de harcamaları gerekiyor..
Bu sefer bu kontenjan kaybedilmemeli..
Trabzonlu üreticilerin beklentisi bu.
REVİ İLK KONGRESİNİ YAPTI 
AK Parti’nin Artvin İl Koordinatörü Haydar Revi İl’de ilk kongresini yaptı.
Artvin’in Murgul ilçesindeki kongrede divan başkanlığı yapan Revi, Artvin ile ilgili düşüncelerini de kongre dile getirdi..
Ciddi bir kalabalığın katıldığı kongrede Revi’nin da olur verdiği isim Ali Erzincan ilçe başkanı oldu.
Erzincan ilçede esnaflık yapıyor ve partinin emekçilerinden.
Bir önceki ilçe başkanı Sami Gülsoy’u 3 dönem kuralına takıldı..
Revi, "Artvin’de ilin en önemli özelliği olan sevgi barış, hoşgörü ve kardeşliği partimizin bütün katmanlarında hayata geçireceğiz" dedi.
Revi, önümüzdeki hafta da sık sık Artvin’e giderek, temaslarını sürdürecek.
SADECE BU ÖRNEK FENER’E KAPAK OLUR 
Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil bir anda yerli ve milli oldu.
Hayda, ki, hayda.
"Kendimi Alman hissediyorum, Almanya’dan başka bir takıma gitmeyi düşünmüyorum" diyen Mesut Özdil, Türk milli takımını bile seçmedi.
Ama Fenerliler ile devletin en üst makamındakiler Mesut için methiyeler dizdi.
Ah ki bu transfer Trabzonspor’a olsaydı, kıyamet kopardı, kıyamet.
Bu durum AK Parti’nin Trabzon eski milletvekili, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetimler Politikalar kurulu üyesi Asım Aykan’ı da çileden çıkardı.
Aykan haklı olarak tepki koydu;
Sonraki tavırları müsbet olsa bile, Türk Milli Takımını tercih etmeyen bir sporcu için siyasilerin ve bürokratların ortalığı ayağa kaldırmaları hiçte yakışık almıyor. Herşey tadında kalsın. Abartmayın’
Oysa, eğer yerli ve milli denilecek bir futbolcu varsa o da Trabzonspor’un Brezilya asıllı Türk futbolcusu Mehmet Aurelio’dur…
Trabzonspor’da oynarken TC vatandaşlığını seçmiş..
Brezilya milli takımına gidecek yetenekteyken Türk Milli Takımında oynamıştır.
Asıl yerli ve Milli Mehmet Aurelio’dur.
BELEDİYELER VE GERİ DÖNÜŞÜM
Şu sıralar Trabzon’da Büyükşehir ile başta Ortahisar olmak üzere diğer ilçe belediyelerinin geri dönüşüme büyük önem verdiklerini görüyoruz..Bu çok iyi bir uygulama..
Bu geri dönüşümlerle belediyelerin hem çevreye katkıları oluyor, hem de bütçelerine gelir elde ediyorlar..
Şöyle, geri dönüşüme giden her şey, geri dönüşüm fabrikalarında hammadde olarak kullanılıyor..
Bu açıdan da uygulama güzel..
Ancak uygulamanın şöyle bir ayrıntısı var..
Belediyeler, bu uygulamayı ihale ile geri dönüşüme ham madde sağlayan firmalara veriyor..
Oysa direkt kendileri bunları toplasa. aracıları devreden çıkarsa, kendi geri dönüşüm tesislerini oluştursa, aracılara para kaptırmasa daha çok gelir elde edecekler.
Ayrıca bu aracı geri dönüşüm şirketleri evlere hiç temas etmiyor, oysa yurt dışında geri dönüşüm evlerde başlıyor.
Evlerde eğitimler, uyarılar, bilgilendirmeler, kampanyalar, yarışmalar düzenleniyor.
Ama hazırcı aracı şirketler sadece belediyeye ihale ile mal verip mal almakla yükümlü.
Geri dönüşüm evlerden başlamalı.
Sadece sokaklara geri dönüşüm kutuları koymakla işin çözülmediğini belirtelim.
Zaten bu kutuların üzerinde firma isimleri falan yazıyor, yani belli odaklar bu işi tekellerine geçirmiş en azından en faydalı şekilde bunları kullanalım.
Bu firmalara şart koşalım, muhtarlıklarda eğitim toplantıları kampanyalar, dersler versinler çocuk oyunları yapsınlar, eşantiyonlar el ilanları dağıtsınlar.
