İBRE AHMET METİN GENÇ’TEN YANA…!

Alanya mağlubiyeti, Trabzon’un her türlü gündeminin ilk maddesine yerleşti. Artık öyle görünüyor ki, Beşiktaş maçına kadar siyaset ve ekonomi, ikinci planda olacak. Hayatın her alanında, Alanya faciası konuşulacak. Trabzon’un siyasi ve sportif kanaat önderleri kendi perspektifinden bakarak maçı yorumlayacaklar.
Bu ağır ve inanılmaz mağlubiyetin hemen ardından Ortahisar Belediye Başkanı A.Metin Genç, üstü üste iki tweet attı. Tam ortama uygun, taraftarın da adeta gazını alacak gibi, nabızdan girdi..
Birincisinde dedi ki, Yanal gitmeli… Hemen şimdi.
İkincisinde de dedi ki, Yanal’ı bu yönetim göndermiyorsa kendi gitmeli.
İşte Genç’in bu ikinci tweeti zurnanın zırt dediği yer. İlk kez Trabzon özelinde önemli bir koltukta olan ve Trabzonspor ile çok yakın ilgisi bulunan, Trabzonspor’un avukatlığını yapmış, seçimlerde divan başkanlığı görevinde bulunmuş, bir belediye başkanı yönetim gitsin diyor. 

İşte, bu tespiti ile A.Metin Genç’in olası bir yönetim boşluğunda Trabzonspor’da rahatlıkla ve cesaretle başkan adayı olabileceğinin de bize göre sinyali.
Genç, bu tweeti ile hazırım mesajı mı verdi.
Toplum nezdinde de ciddi bir destek alan bu iki üst üste tweeti ile Genç ibreyi kendinden yana döndürdü.


BU FACİANIN BEDELİNİ KİM ÖDEYECEK?

Trabzonspor’un Alanya mağlubiyeti kulüp tarihinin en feci mağlubiyetlerinden biri. Kendi evinde 3-0 galipken gelen 4-3’lik mağlubiyetin kulüpte ve yönetimde ve de teknik kadro ile futbolcular nezdinde bir sorumlusu olması gerekiyor. Ve bu ağır faturanın bedelinin ödenmesi.
Bu bedeli kim ödeyecek.
Artık, yeni dönem futbol mantığında yenilgilerden ötürü, futbolcuya ceza vermek yok. Zira ceza verdiğin futbolcu ile sahaya çıkacaksın. Bu konuda en rahat futbolcular. Oysa benzer yenilgilerde, futbolculara da bedel ödetiliyordu.
Nasıl mı..?
Kadro dışı bırakılıyordu
Para cezası veriliyordu.
Şimdi bu cezalar yok.

Zaten futbolcu senle sözleşme imzalarken garanti para alıyor. Ne cezası.
Kadro dışı bıraktığında da parasını alıyor.
Futbolcunun bu tür facia gibi mağlubiyetlerde tek fatura ödeme şekli var. Prim alamıyor. O da garanti para içinde devede kulak.
Fatura ödeyecek diğer bir kurum ise, teknik direktörlük müessesesi.
Ya istifa ederek gidecek. Ya da yönetim işine son verecek.
Trabzonspor’da görünen o ki bu da olmayacak.
Bir başka fatura ödeme şekli ise. Yönetimin ben bu işi yapamıyorum, gidiyorum demesi.

O da olmayacak..
Sonuç şu… Feci ağır ve rezil mağlubiyetin faturasını ödeyecek kimse yok.
Ama bir taraf, bir kesim; taraftar içi kan ağlayarak fatura ödeyecek.
Ve bu hep böyle oluyor olacak.


ESTEBAN GERÇEĞİ  NE?
Esteban’ın, ilk yarı bitip, ikinci yarı oyunda olmamasının sürpriz değişikliği elbette tartışılacak.
Neden, niçin niye?
Bu sorular doğal olarak sorulacak.Türkiye’de bazı gerçeklerin üzerinin örtülmesindeki en geçerli akça sağlık sebepleridir,
Bakan, sağlık sebepleri ile istifa eder.
Milletvekili sağlık sebepleri ile istifa eder
Siyasi, koltuğundan sağlık sebepleri ile ayrılır.
Sağlık sebeplerinin çok geniş bir kavramı vardır.
Her şeye uyar.


Bakın Estaban’ın ikinci yarı oyunda olmamasına da uydu.
Esteban sağlık sebepleri ile ikinci yarı kalesinde olamadı.
Başı döndü.
Dedik ya sağlık sebepleri.
Her işi her mazerete uyar.

Bu sağlık sebepleri Türklerin bulduğu bir mazerettir.
Ama güzel bir mazerettir.
Esteban olayının gerçek iç yüzü yakında belli olur.
Sağlık sebepleri mi başka bir sebep mi?

FETÖ’DEN AKLANDI

Bir dönem Trabzon’da vali yardımcılığı görevinde bulunan Halil İbrahim Ertekin, Trabzon’dan Uşak’a vali yardımcısı olarak atanmıştı. Bu süreçte, FETÖ operasyonlarından gözaltına alınan Ertekin tutuklanmıştı. Memuriyetten de uzaklaştırılan Ertekin, FETÖ’cü olmadığına dair uzun bir hukuk mücadelesi verdi. Kendi tutuklu ceza evindeyken ailesi ve avukatları uzun bir mücadeleden sonra önce Ertekin tahliye edildi. Ardından, hiç mahkeme olmadan hakkında kovuşturmaya gerek yok savcılık kararı ile aklandı.
Ertekin şimdi yeniden memuriyet görevine dönmek için yeni bir hukuk mücadelesine başladı.
Trabzonlu dostlarına sevenlerine yakın mesai arkadaşlarına aracılığımızı ile selamlarını ileten Ertekin, ben hep devletimin yanında oldum, hep devletimin çıkarlarını korudum hep milletimle iç içe görev yaptım dedi.
Halil İbrahim Ertekin Trabzon’daki görevi esnasında halkla bütünleşmiş, Trabzonlular ile kaynaşmış, Trabzon’da derin izler bırakarak ayrılmıştı…

FETÖ ile mücadelede siyasi iktidarın da kabul ettiği gibi kurunun yanında yaşlar da yanıyor. Ama adalet geç de olsa tecelli ediyor.
Vali Yardımcısı Halil İbrahim Ertekin’de olduğu gibi.


MİT BİNASI..!
Ganita’ya giderken MİT’e Trabzon’da uzun çok uzun yıllar hizmet veren binası vardır. 
Daha yakın tarihe kadar da hizmetini verdi. 
MİT yeni binasına taşındı, şimdi eski bina atıl durumda. Bu eski bina ne olmalı? 
Yıkılıp, mahalle parkı mı yapılmalı? Arsası değerlendirilip yurt mu? Ya da Ganita ile konsept olacak bir çalışmayla tamamen yeşil alana mı çevrilmeli? Ya da mahalle meydanı mı? Ne olmalı? 
Trabzon bunu da artık tartışmalı. 

Tartışarak, atıl durumda çürümeye yüz tutan eski MİT Binasının topluma, şehre yararlı bir dönüşüme çevrilebilir. Söz konusu yerde, bir kentsel dönüşüm düşünülüyor. Kalepark’ın da halka açılması ile eski MİT binasının yerinin yeşil alan ağırlıklı değerlendirilmesi, en mantıklı olanı.. Ama dediğimiz gibi tartışarak daha iyiyi bulabiliriz Hadi gelin tartışalım..

LUCESCU’YU ADIM ADIM NİYE TAKİP ETTİ?
Trabzonspor’un eski yönetim kurulu üyelerinden, TFF eski üyelerinden Mustafa Beyazlı, Lucescu Trabzon’a geldiğinde adeta gölgesi gibi takip etti. Hep onun yanında oldu. İş yerine getirdi. Misafir etti. Trabzonspor’a gitti, yanında oldu. Statta da birlikte yan yana oturarak maçı izledi.
Peki neden?
Beyazlı’nın Lucescu ile çok özel bir dostluğu mu vardı?
Değil tabi.
Bir anlamda Mustafa Beyazlı görevini yaptı.
Ne görevini mi?
Tabii ki Fahri Konsolosluk görevini.
Mustafa Beyazlı Romanya’nın Trabzon Fahri Konsolosu.
Ve Lucescu Trabzon’a gelince bu özel görevi nedeni ile Romen teknik adamın hep yanında oldu. Bu durum tüm fotoğraflara da yansıdı..