BU CADDEYİ KURTARIN

Kendisinin sanata ve sanatçıya verdiği öneme binayen buradan sayın valimize bir çağrıda bulunmak, bir konuyu dikkatlerine sunmak istiyoruz.  Eski adı Zeytinlik Caddesi olarak bilinen yeni adı ile Özgür Cadde olarak anılan Sanatevi'nin olduğu bu sokakta resmen trafik işkencesi var.

Nasıl mı..?

Fotoğraflara iyice bakalım.

Sokağın hemen sağında, bir boş alan var. Eskiden otopark olarak kullanılıyordu.

Sonra girişine zincir çekildi ve sokak fotoğraflarda görüldüğü gibi sıkıştı. 

Resmen yayaya da araçlara da işkence uygulanıyor. Sokaktaki bu sıkışıklığın yanında boş alanı görenler de “Tam bir Temel fıkrası “ diyor.

Neden bu boş alan, otopark olarak kullanılmaz diye soruyor herkes. Caddeyi otopark yapan Belediye bu alanı nasıl es geçti diye merak ettik, meğersem alan devlete aitmiş.

Tabii ki de bundan Sayın Valimiz Yücel Yavuz'un haberi olmayabilir.  

Önceleri Valiliğe bağlı vakıf, Valilik binasının çevresindeki otoparkı çalıştırıyordu sonrasında belediyeye devretti.  

Bu arazinin burada böyle boş durması, sokağın araç parkından geçilmemesi, mantıklı bir şey mi..?

Belediye ile işbirliği yaparak burası da yeniden otopark olarak değerlendirilemez mi?

Orada bir proje varmış deniliyor aylardır.

Eee olsun.

Proje hayata geçinceye kadar otopark olarak kullanılabilir.

Alanın çökme tehlikesi mi var da böyle boş duruyor.

Bundan birkaç yıl önce bu hali ile orası otoparktı. Sonra ne olduysa, zincir çekildi.

Sayın Valimizden ricamız, bu işi bi soruşturmasıdır..

Otopark diye millet 9 doğruyor şehrin ortasında bu alan atıl duruyor.

Bir yığın da söylenti var. Yandaki otoparklar, kullanıma açılmasını istemiyorlarmış diyenler de var. Tabi ki ağzı olan konuşuyor.

Elbette devletin bildiği bir şey vardır. Amacımız belki ihmal edilen unutulan aksatılan bir durum var ise gün yüzüne çıkması.

Eminiz ki Sayın Valimiz her konuda olduğu gibi bu konuya da gereken hassasiyeti gösterecektir.

Zeytinlik Caddesine bu işkenceyi reva görmeyelim. 

İDMANLAR GAZETECİLERE AÇILINCA… 

Demek ki, oluyor muş.

Demek ki, kritik mağlubiyet sonrası da idmanlar gazetecilere açılıyor muş.

Demek ki, bir kriz çıkmıyor muş.

Aksine yalan ve yanlış bilgiler tek elden cevaplandırılarak, toplum rahatlıyormuş.

Rıza Çalımbay, dün idmanı açtı. Basın danışmanı ile gazetecilere haber yolladı, bazı açıklamalarım olacak dedi. 

Gazeteciler şaşırdı. Böyle bir şey hem de idmanda belki 4 yıldır olmuyordu. 

Zaten Ersun Hoca’yı da maçtan maça maç sonrası açıklamalarında görüyorlardı. Bu nedenle de sorular maç ile sınırlı kalıyordu. 

Rıza Hoca’nın bu uygulaması gazetecileri şaşırttı. Ve istedikleri soruları sorma fırsatı yakaladılar.

Demek ki, neymiş.

Böyle de oluyormuş.

Ersun Yanal öyle yasaklar koydu ki, ortada yalan yanlış bilgiler var tesislerden ses çıkmıyor.

Ne yaptı, Rıza Hoca… Gelin sorun soracağınızı.

Kötü mü oldu.

Trabzonspor ne kaybetti.. Yoksa kazandı mı..?

Her soruya cevap verdi.

Kitle iletişimi işte böyledir. Kendine güven de böyledir.

Bravo Rıza Hoca.

Böyle devam et.

Taraftara da aç idmanları.

RIZA HOCA NEDEN RAHATSIZ OLDU? 

Tabi idmanlar gazetecilere ve yöneticilere açılınca, kalabalık bir kitle idmanları izlemeye başladı. 

Bir de kurul başkanları da idmana gelince, saha kenarında fısıltılı konuşma bile yüksek debiden sahanın içine etki yaptı. 

Bunun üzerine de Rıza hoca, takımı en uç köşeye taşıdı. Bu durum da idmandan canlı yayın yapan gazetecilerin işine zorlaştırdı. 

Zira çok derin zoom yapmak zorunda kaldılar.  

Takımın en uzak köşeye taşıyan Rıza hocanın bu bir idman önlemi oldu. 

Kurul üyelerinin idmanı baştan sona takip etmeleri elbette güzel bir adım. 

Bu arada Rıza Hoca’nın Kadir Özcan’ın mezarı başında anılmasına katılması ve müzeyi de sessiz sedasız gezmesi de dikkat çekti.

OLDU MU ŞİMDİ USTA? 

Trabzonspor’un yeni teknik adamı Rıza Çalımbay bir haftada olmasa ona yakın bir süre takımın başında. 

Ve ne yazık ki, hala Başkan-Teknik adam görüşmesi olmadı. 

Efendim teknoloji var yüz yüze gelmelerine gerek yok dense de iş öyle değil. 

Başkan bir an önce Rıza Hoca’yı karşısına almalı. 

Konuşmalı. Karşılıklı güven aşılanmalı. 

Bir teknik adam değişikliği olmuş, başkan ile teknik adam bir araya gelmemiş. 

Belki hocanın başkana başkanın hocaya söyleyeceği özeli olacak. 

Bu kadar kopukluk hoş değil. 

Usta’nın bilgisine.

HAYDAR REVİ VE ÇAKIL TAŞI 

Haydar Revi’nin siyasi yol arkadaşlığından öte bir derin dost ilişkisi olduğu Uğur Aydın, Revi ile bu sıkı dostluk bağlarının temelini karşılıklı sevgi ve saygıya dayandırıyor. 

Aydın, bir çok dost sohbetinde Revi’nin yolunda bir çakıl taşı bile olmam diyerek, sevgi ve saygısını dillendirirken, Revi de Uğur Aydın ile olan uzun süreli sağlıklı dostluğundan bu zamana kadar hiç zarar görmediğini de belirtiyor. 

Uğur Aydın, Ak Parti il yönetiminin en duygusal  isimlerinden biri. 

Bazen çok erken tepki verse de arkadaşları O’nun bu özelliğini bildiğinden bizim Uğur Abi diyorlar. 

Siyasette, bir insan çok yakın dostu için “O’nun siyasi yolunda çakıl taşı bile olmam olsam zul duyarım “demesi, vefanın ne demek olduğunu da ortaya koyuyor.

TURGAY GÜNGÖR, ‘EVET’ Mİ ‘HAYIR’ MI DİYECEK? 

Şu sıralar CHP kulislerinde derin bir sessizlik var. CHP sanki nadasa çekildi gibi.

Arada Celal Akaç, faceden birkaç görüş belirtiyor o kadar Ortahisar ilçe yönetimi ise tam bir ölüm sessizliğinde. 

Ne yapar? Ne eder? Nasıl bir stratejisi var bilene aşk olsun.

Tabi bu arada CHP’de merak edilen il başkanı Turgay Güngör’ün yeniden göreve devam edip etmeyeceği.

Bu merak birazcık da olsa CHP’yi siyasi kulislerde konuşturuyor.

Güngör’ün de sessizliği bundan olsa gerek.

Millet beni ve CHP’yi merak etsin…