KARABÜK (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, çözüm sürecine ilişkin, "Biz 'analar ağlamasın' derken sadece şehit analarını kastetmiyoruz. Aynı zamanda 'teröristlerin anası da ağlamasın', bunu kastediyoruz. Duygusal kopuşlar başladı sevgili hemşehrilerim" dedi.

Şahin, partisinin belediyenin düğün salonunda düzenlenen Eflani 5. Olağan Kongresi'nde, G20 Liderler Zirvesi'nin Avustralya'da yapıldığını belirterek, AK Parti hükümetiyle G20 ülkeleri arasında yer almaya başladıklarını söyledi.

Kendilerinden önce 26. sırada bulunan Türkiye'nin şimdi 16. olduğunu ifade ederek, 2023'te ilk 10 içinde yer almak için çalıştıklarını anlattı. 

 Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun G20 ülkeleri dönem başkanlığını üstleneceğini ve gelecek yıl toplantıların Türkiye'de yapılacağı bilgisini veren Şahin, bunun bile ülkenin AK Parti döneminde nereden nereye geldiğinin şan ve şeref göstergesi olduğunu vurguladı.

- Çözüm süreci

Türkiye'nin daha çok büyüyebileceğini ancak terör belasının bunu yavaşlattığına dikkati çeken Şahin, 30 yıl mücadele edildiğini ancak sonlandırılamadığını söyledi.

Şahin, şöyle devam etti:

"Karşı taraftan ölenler de var, terörle mücadele ederken şehit olanlar da. 'Kürt vatandaşların hakkını, hukukunu koruyoruz' diye hareket ediyor ya terör örgütü. Yanlışlıkla, hatayla dağa çıkmış çocukları hayatını kaybediyor. Onlar da tabii ki ne kadar da hatalı olsa evladıdır. Onlar da evlatları için yas tutuyor. Biz 'analar ağlamasın' derken, sadece şehit analarını kastetmiyoruz. Aynı zamanda 'teröristlerin anası da ağlamasın', bunu kastediyoruz. Duygusal kopuşlar başladı sevgili hemşehrilerim.

Bu terörle mücadelede en tehlikeli şey nedir biliyor musunuz? Kürt olarak kendisini tanımlayan vatandaşlarımızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bağlılıkta kopuşlar başladı. Bu, çok tehlikeli. Bu, böyle devam edemez, etmemeli. Türkiye, böylesine bir sorunu çözmelidir. Terör örgütü silah bırakmalıdır. O terör örgütünün kışkırtmasıyla, kandırmasıyla dağa çıkan çocuklar bu ülkenin vatandaşlarıdır aynı zamanda. Onların ellerinde silah dağda dolaşmasını istemiyoruz. Okullarda tahsil görmelerini istiyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"ni başlattığını anımsatan Şahin, 1999'da da Bülent Ecevit başbakanken, "Abdullah Öcalan'dan yararlanalım terörün sonlandırılması için" diyerek çalışma başlatıldığını ancak başarılı olunamadığı anlattı.

Başarısızlığı siyasi iradenin işin içinde olmamasıyla ilişkilendiren Şahin, "AK Parti dönemine kadar Türkiye'de terörle mücadele asker, bürokratlara havale edilmişti. Terörle mücadeleyi onlar yapacaktı, çözüm olacaksa onlar takip edecekti. Siviller bu işin dışında kalmıştı. Dolayısıyla netice alınamadı. Şimdi AK Parti iktidarında demokrasi güçlendi. Sivil irade, hükümet, Türkiye'nin her sorununa sahip olmaya başladı. İşte Tayyip Erdoğan'ın başlattığı projenin sonucu. Terör örgütünün elebaşısı 'artık silahlı mücadele dönemi bitmiştir, silahlı unsurlar sınır dışına çıksın, artık bu ülkede kim ne söyleyecekse siyaset yoluyla söylesin' diye. Yavaş yavaş Türkiye'de huzur ortamı oluşmaya başladı" ifadesini kullandı.

- "İki komşu ülkemiz kaynıyor"

Şahin, Türkiye'nin başının beladan kurtulmaması, ülke kaynaklarının teröre harcanması isteyen bazı ülkeler bulunduğunu, çözüm sürecine çomak sokmak istediklerini anlatarak, "Sınırımızın ötesinde, Irak ve Suriye'de birtakım gelişmeler var. İki komşu ülkemiz kaynıyor. Vatandaşları birbirleriyle savaşıyor. Bundan üzüntü duyuyoruz. İşte Kobani'deki çatışmalar. Oranın asıl adı Ayn el Arap'tır. Neden 'Kobani' demişler? Orası bir köyken tren istasyonu yapılmış. İstasyonu yapan Alman firmasının ismi oymuş, öyle kalmış. Orası Ayn el Arap'tır. Yani Arapların yaşadığı bir yerdir" şeklinde konuştu. 

Ayn el Arap'ta PKK terör örgütünün uzantısı PYD'nin faaliyek gösterdiğini anımsatan Şahin, çeşitli bahanelerde 6-7 Ekim'de bazı illerde çok olumsuz gelişmeler yaşandığını ve 40'a yakın insanın hayatını kaybettiğini anımsattı.

Şahin, şunları belirtti: 

"Dediler ki 'acaba bu, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni sonlandırmak için mi yapıldı', olabilir. 'Bu barış süreci başarıya ulaşmasın' diye gayret edenler de var. Hatta bu örgütün Kandil'deki birtakım lider konumundaki kişilerin zaman zaman açıklaması oluyor. Geçen bir tanesi diyor ki 'bu çözüm sürecine Amerika'yı da dahil edelim.' Niye Amerika’yı dahil edelim? Bu sorun, kendi sorunumuz ve kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz" görüşünü paylaştı.

 Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çözüm süreci için "Milli proje. Bizim başlatmış olduğumuz, bizim başkasını karıştırmadan çözeceğimiz bir proje" dediğini hatırlatan Şahin, şunları aktardı:

"Daha önce de 'bu sorunu çözelim' diye Oslo'da birtakım görüşmeler oldu. Niye başarılı olamadı? Çünkü işin içinde Amerika ve İngilizler vardı, onun için başarılı olamadık. O yüzden şimdi Allah razı olsun kendisinden, büyük bir cesaret göstererek bu sorunu çözmek için Cumhurhurbaşkanımız, başbakanımızken çözüm sürecini başlattı. Yeni Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Türkiye'yi böyle sorundan kurtarmak için aynı kararlılıkla yoluna devam ediyor."

- "Yüzde 60 destek devam ediyor"

"6-7 Ekim olayları sonrası yaşanan gelişmelerden dolayı vatandaşlar 'Acaba bu çözüm sürecide mi sonuç vermeyecek' diye tedirgin oluyor" ifadesini kullanan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şimdi yeniden bu sorunu çözmek için bir çalışma başladı. Sanıyorum, önümüzdeki haftalarda bu konuda birtakım ilerleme ve gelişmeler olacak. Beklentimiz, dağdaki o teröristler silahlarını bırakarak yurt dışına çıkacak. Pişmanlık yasasından yaralanmak isteyenler teslim olacak. Biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında herkesin özgürce seyehat edebilmesi ve yaşayabilmesini, korkmadan her yere gidebilmesini arzu ediyoruz. Biz barış istiyoruz. Farklılıklarımızla bu ülkede barış ve huzur içinde yaşamak isitiyoruz, amacımız budur.  Mardinli, Hakkarili, Çankırılı, Karabüklü'nün birbiriyle alıp vermediği yok. 6-7 Ekim olaylarından sonra yapılan anketlerde bile vatandaşımızın çözüm süreceğine desteği düşmüş olmakla birlikte yüzde 60 destek devam ediyor ve bu işin sonuçlanmasını istediği çıkıyor. Bu sorun çözüldüğünde Türkiye. her alanda kalkınacaktır."