Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB’nin 15 Temmuz darbe kalkışmasına karşı tutumunu eleştirerek, "AB bugüne kadarki yaklaşımlarıyla Türkiye’deki darbe girişimcilerine destek olmaktadır ve onları daha çok cesaretlendirmektedir" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile Dışişleri resmi konutunda ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi’nin 15 Temmuz darbe kalkışmasını öğrendikten hemen sonra yaptığı açıklamalarla Türkiye’ye ve Türk demokrasisine verdikleri destek için teşekkür ettiğini dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu, darbe girişiminin, Avrupa Konseyi’nin ve Türkiye’nin bu güne kadar savunduğu ve etrafında birleştiği değerleri hedef aldığını belirterek, "Yani demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü hedef almıştır. Avrupa Konseyi’nin gösterdiği hassasiyetin esasen sebebi budur" diye konuştu.

"TÜRKİYE’NİN REFORM SÜRECİ DE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEKTİR"
Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden biri olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa Konseyi’ne üyeliğimiz 12 Eylül darbesinde durdurulmuştu. Türkiye’de darbeler sadece içerde değil, Türkiye’nin uluslararası camiadaki pozisyonunu da olumsuz etkilemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde çok sayıda dosyamız vardı ve bu dosya sayımız giderek azalıyor. Bunda Sayın Jagland’ın çok önemli katkıları olmuştur. Birçok dosyayı da Türkiye’ye getiriyoruz. Esasen geçmişteki dosyaların sayısının artmasının sebebi de bu darbe girişimleri ve darbelerden sonraki insan hakları ihlalleridir. Şimdi bu süreçte biz Avrupa Konseyi ile yakın işbirliği içerisindeyiz. OHAL ilan edildi darbe girişiminden sonra ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesine bazı kısıtlamalar getirildi. Ama bu İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye üzerindeki rolünü kesinlikle kısıtlayan değildir ve biz bunu şeffaf bir şekilde Avrupa Konseyi’ne bildirdik. Bundan sonraki süreçte de Türkiye’de atılan adımlar konusunda bilgilendirmeyi düzenli bir şekilde yapacağız. Çünkü Avrupa Konseyi’ne ve uluslararası normlara yükümlülüğümüzü hiçbir zaman unutmadık. Hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi temel prensiplerinden, demokrasi anlayışımızdan bu süreçte de hiçbir şekilde taviz vermedik, vermeyeceğiz. Amacımız bu darbe girişimi içinde olanların hukuk çerçevesinde cezalandırılması, Türkiye’nin bir daha böyle bir tehditlerle karşı karşıya kalmaması, insan hakları ve temel hak ve özgürlükleri de güçlendirmektir. Bu yönde hükümetimizin önümüzdeki süreçlerde adımları devam edecektir. Türkiye’nin reform süreci de güçlü bir şekilde devam edecektir" şeklinde konuştu.

"AB BUGÜNE KADARKİ YAKLAŞIMLARIYLA TÜRKİYE’DEKİ DARBE GİRİŞİMCİLERİNE DESTEK OLMAKTADIRLAR"
AB’nin 15 Temmuz darbe kalkışmasına karşı tutumunu eleştiren Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği’nin ve birçok Avrupa ülkesinin siyasetçilerinin ve özellikle basınının bunu örnek almasını tavsiye ederim. Çünkü bu zamana kadarki yaklaşımları son derece negatiftir. Bu sadece halkımızın kanaati değildir, hepimizde oluşan bir kanaattir. AB bugüne kadarki yaklaşımlarıyla Türkiye’deki darbe girişimcilerine destek olmaktadır ve onları daha çok cesaretlendirmektedir. Bugüne kadarki yanlış tutumundan Avrupa Birliği’nin ve Avrupa ülkesi ile basının da vazgeçmesi gerekiyor. Bizim tarafımızda olun demiyoruz, objektif olun, dengeli olun, dürüst olun diyoruz" değerlendirmelerinde bulundu.

"DARBECİLERİN VEYA DARBEYİ DESTEKLEYEN KİŞİLERİN İKTİDARI ELLERİNDE BULUNDURDUĞU BİR ÜLKENİN AVRUPA KONSEYİ’NE ÜYE OLMA ŞANSI YOKTUR"
Bakan Çavuşoğlu’nun ardından konuşan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland ise, "Buraya gelirken benim desteğimi ve Avrupa Konseyi’nin desteğini Türkiye’ye göstermek için geldik. Türkiye ve Türkiye Hükümeti büyük saldırılar karşısındaydı. Ben burada darbe girişiminin karşısında duran Türk vatandaşlarını da tebrik etmek istiyorum. Bu çok önemli ve güçlü bir sinyaldi, demokrasiye sahip çıkıldı. Bu darbe girişimini neresinden tutarsanız tutun kabul edilemeyecek bir kalkışmadır. Türk halkının üzerine, sokaktaki insanlar üzerine ateş açıldı. Fazla sayıda Türk vatandaşı hayatını kaybetti, TBMM gibi ülkenin demokratik kurum ve kuruluşlarına saldırılar ve bombardımanlar gerçekleştirildi. Dolayısıyla çok ağır şekilde kınanması gereken bir darbe girişimidir bu olan biten. Darbecilerin veya darbeyi destekleyen kişilerin iktidarı ellerinde bulundurduğu bir ülkenin Avrupa Konseyi’ne üye olma şansı yoktur. Bu olan bitenler neticesinde, darbe girişimini takip eden süreç içerisinde TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin bir birlik sergilemiş olmaları da son derece önemli ve anlamlıdır. Şüphesiz ki bu darbe girişiminin arkasında bulunan, bu süreçte yer alan kişilerin gerekli uygulamaya tabi tutulması gerekiyor. Aynı şekilde bu gizli örgütle ilgili gerekli adımların atılması gerekiyor. Zira bu örgüt Türkiye’deki kurum ve kuruluşlara, TSK’ya ve Türk yargısına zaten sızmış durumda. Maalesef Avrupa geneline baktığımızda aslında bu darbe girişiminin veya bu gizli örgütün ne derece Türk kurumlarında mevcut olduğu çok da fazla anlaşılmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
(İHA)