Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Kanal İstanbul, Boğaziçi’ni koruma, kurtarma projesidir. Boğaz’ın özgürlük projesidir. Kanal İstanbul’u, kıyı yapıları, yat limanları, konteyner limanları, lojistik merkezleriyle ülkemizin geleceği için son derece önemli bir proje olarak görüyoruz” dedi.

2020 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri ve 2018 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. Sağlık, Çevre ve Şehircilik ve İçişleri Bakanlıkları ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşüldü. Vatandaşın cepten yaptıkları sağlık harcamasının yaklaşık yüzde 17 seviyesinde olduğunu aktaran Koca, “Yatan hastalar için, günübirlik dahil, kanser ilaçlarının hastanelerimizce teminini zorunlu hale getirdik. Hastaların kemoterapi gibi yıpratıcı bir tedavi öncesinde ilaç teminiyle uğraşmasını önledik. Bakanlık merkezinden toplu alımlar yaparak fiyat avantajı sağladık. Yatağa bağımlı hastalara evde tıbbi bakım hizmeti sunarak devletimizin şefkatli elini uzatıyoruz. Evde sağlık hizmetleriyle 2012 yılından bugüne kadar bir milyon 427 bin kişiye hizmet sunduk. 2020 yılında bu rakamı bir milyon 450 bin kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

ŞEHİR HASTANELERİ

Şehir Hastanelerinin alanında özelleşmiş çok sayıda hastanenin bir arada olduğu ‘hastane şehirleri’ olduğunu belirten Bakan Koca, “Amacımız, bu hastanelere başvuran hastaların, sağlıkla ilgili sorunlarının tamamını bir merkezde sonuçlandırmasıdır. Şuana kadar faaliyete geçirdiğimiz Şehir Hastanelerimiz ilk günlerdeki tecrübe eğrisini atlattıktan sonra hastalarımızın yanı sıra çalışan memnuniyetini de yükselterek hizmet vermektedir. Kamuoyunda bazı platformlarda dile getirildiği gibi, Şehir Hastanelerinde hasta garantisi verildiği iddiaları gerçek dışıdır. Ne acil hizmetlerde, ne poliklinik muayenelerinde, ne yatan hastada, ne de ameliyatta herhangi bir taahhüt ve garanti söz konusu değildir” şeklinde konuştu.

Şehir Hastanelerinde Hazine garantisi verildiği yönündeki iddialara Koca, “Hazine garantisi verildiği, borç üstlenim anlaşmasının yapıldığı ileri sürülmektedir. Bu süreçle ilgili farklı görüşler ileri sürülmektedir. Şunu net olarak ifade edeyim ki, ne Bakanlığımızca, ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bugüne kadar herhangi bir borç üstlenim anlaşması imzalanmış değildir” diye konuştu.

KANAL İSTANBUL

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul’a ilişkin olarak, “Kanal İstanbul, Boğaziçi’ni koruma, kurtarma projesidir. Boğaz’ın özgürlük projesidir. Kanal İstanbul’u, kıyı yapıları, yat limanları, konteyner limanları, lojistik merkezleriyle ülkemizin geleceği için son derece önemli bir proje olarak görüyoruz. Ülkemiz için olduğu kadar, dünya için de çok önemli bir proje olan Kanal İstanbul’un ÇED sürecinde sona yaklaştık. Projemizi, çevre hassasiyetini en üst düzeyde tutarak yürüttüğümüzü altını çizerek belirtmek isterim. Boğaziçi kesinlikle imara açılmıyor. Boğaziçi’nin tarihi ve doğal dokusu ve siluetini koruyoruz. Yeşil alanları arttırıyoruz. Boğaz’da kaçak yapılaşmayla hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu konu, yerel idarelerin çözebileceği bir sorun olmanın ötesine geçmiş, ulusal bir sorun haline gelmiştir” dedi.

"BİR MİLYON 350 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜMÜ SAĞLANDI"

Bir milyon 350 bin konutun dönüşümünü sağladıklarını söyleyen Bakan Kurum, “5 milyondan fazla da vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağlamış olduk. Yine, seferberlik kapsamında, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında bugüne kadar yaklaşık 13 milyar lira kaynak kullandık. Kamulaştırma, kira yardımı, taşınma yardımı gibi, kentsel dönüşüm projelerinde vatandaşlarımızın projelerinin, yine, dönüşümün önünü açacak önemli adımlarımızı atmış olduk. İller Bankamızda belediyelerimize 4 milyar lira, yüzde 50’ye kadar faiz desteği vermek suretiyle, yine, kentsel dönüşüm projelerine katkı yapıyoruz. Göreve gelir gelmez 81 ilimize bir genelge gönderdik, genelge çerçevesinde acil öncelikli dönüştürülmesi gereken alanları bize bildirmelerini ifade ettik ve gelen veriler doğrultusunda acil öncelikli 1,5 milyon konutun dönüşümünü sağlayacağız. Her yıl 300 bin konut dönüştüreceğiz ve 300 bin konutun yaklaşık yüzde 15’ini Bakanlığımız Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız eliyle, kalan kısmını da yine Bakanlığımızın özel sektör ve belediyelerle yapması suretiyle bu dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

GÜVENLİK

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin bugün, güvenlik meselesi sadece PKK ekseninde düşünen bir ülke olmadığını söyleyerek, Türkiye’nin güvenliğe makrostratejik bir açıyla baktığını ifade etti. Soylu, “Önce, içeride 15 Temmuz direnişiyle FETÖ’yü, ardından Fırat Kalkanı’yla DEAŞ tehdidini temizledi. Ardından, Zeytin Dalı Harekâtı’yla Afrin’e girerek, PKK/YPG’nin terör koridoru projesine ilk darbeyi vurdu. Sonrasında, Pençe Harekâtı’nı başlatarak Kandil’e odaklandı ve son olarak da Barış Pınarı’yla PKK ve YPG’nin hayallerini söndürdü. Operasyonel saha baskımızın son halkası Kıran Operasyonu’yla da lojistik ve eleman sıkıntısı yaşayan PKK’nın hem varlığını hem de kış üslenmesini bitirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE

Uyuşturucu ile kararlı mücadele yürüttüklerini açıklayan Soylu, “Bugünün Türkiye’si, uyuşturucu mücadelesinde küresel bir aktördür. Özellikle bu yıl gerçekleştirdiğimiz uluslararası uyuşturucu operasyonlarında, Libya açıklarında 4,2 ton. Bakın, Sahil Güvenliğimiz, polisimiz gitti; Libya’nın açıklarında gemiyi aldılar, getirdiler, Türkiye’nin sınırlarına koydular. Bulgaristan, Sırbistan sınırlarında 500 bin extacy, Yunanistan’da 4,5 milyon captagon yakalandı; bunları hep bizim evlatlarımız yaptı. Akdeniz’de, İspanya-İtalya açıklarında bizatihi bizim takibimiz ve İspanya’yla ortaklığımızla 12,4 ton esrar yakaladık. Ayrıca, son bir yılda Türkiye’nin en büyük eroin yakalamalarını yaptık: Erzincan’da bin 271 kilo, Erzurum’da tek seferde bin 535 kilo, Mersin’de 615 kilo kokain, Edirne’de bin 301; Balıkesir’de bin 982; Muğla’da bin 500 kilo skunk yakalaması. Yılbaşından bugüne kadar 42 milyon kök kenevir yakaladık. Bu, ne demektir biliyor musunuz? 15 milyar yani özellikle bizim ‘narkoterör’ olarak tarif ettiğimiz meseledir, tam 15 milyar ve yine bunu ifade etmem gerekir ki son üç yılda uyuşturucu suçlarından gözaltına aldığımız insan sayısı -lütfen bu rakama da dikkat edin- 683 bin, uyuşturucu suçlarından gözaltına aldığımız insan sayısı. Hâlen uyuşturucu suçlarından cezaevlerinde yatan tutuklu sayısı ise 79 bin 942’dir” şeklinde konuştu.

GÖREVDEN ALINAN BELEDİYE BAŞKANLARI

Belediye Başkanlarının görevden alınmasına ilişkin Soylu, “Terörle iltisaklı belediyelere görevlendirme yapıyoruz. Her kürsüye çıkıldığında ‘Bunlar seçilmiş’ diyerek savunmaya geçiliyor. 286 yıl cezayı ben almadım. 286 yıl cezayı geçen dönem görevden aldığımız 94 tane Belediye Başkanı aldı. Kimse çıkıp bizden özür dilemedi. Bunlar seçilmiş diye suçlarına göz mü yummalıyız? 2010’da Adana’ya Belediye Başkanı ihaleye fesat karıştırmaktan niye görevden alındı? O zaman bu sistem niye var? (HDP milletvekillerine) Ben Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı okurum, senin gibi PKK’nın tüzüğünü okumam” dedi.

Bakan Soylu, bütçenin savaş bütçesi olduğuna yönelik eleştirilere, “Bu bütçe savaş bütçesi değil, Diyarbakır annelerinin bütçesidir” ifadelerini kullandı.

(Ahmet Umur Öztürk/İHA)