CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, “CHP Biz bu ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceğini hep birlikte konuşmak zorundayız. ‘Çözüm mözüm yok’ deme lüksü hiçbir siyasetçinin yoktur” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında gerçekleşti. Toplantının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke, MYK Toplantısının gündemini kamuoyu ile paylaşmak üzere düzenlediği basın toplantısında, şehit haberlerine değinerek, “Gençlerimizi, geleceğimizi yakıp yıkan bu gerçek bizden canlarımızı alıyor. Maalesef bu sayı her gün hızla artıyor. Cuma günü başlayan çatışmalarda sadece haftasonu 30 canımızı kaybettik. 30 şehit verdik. Yalnızca Cumartesi 20 gencimizi kaybettik. O gün tarihimize kara cumartesi olarak yazıldı. Biz 30 can kaybettik. 30 anne evladını kaybetti. O evlatların eşleri, çocukları, kardeşleri vardı. Ülke olarak kaybettiğimiz değerlerin, canların matemini birlikte tutmak zorundayız. O kayıplar yaşanmamış gibi, normalmiş gibi davranmaya hiçbirimizin hakkı yok. Bu fedakar evlatlarımız daha iyi bir Türkiye için çalışırken canlarından oluyorlar. Biz hayatımıza onlar canlarını kaybetmemiş gibi devam edemeyiz, edilmesine asla izin veremeyiz. Bir ülkeyi ülke yapan matemini ortak tutabilmektir. Bir ülkeyi ülke yapan acılarını birlikte yaşayabilmektir. Toplum olarak derde kedere mutluluğa ortak olmak demektir. Ülkemizin belli bir bölgesinde her gün onlarca gencimiz can kaybederken geri kalanında hayat normalmiş gibi yaşanıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir. Toplumsal birlikteliğimizi kuvvetlendirmek gerçek ve samimiyet bir mutabakat kurmanın ilk adımı bu ve bunun gibi acıları paylaşmaktan geçer” diye konuştu.

“‘ÇÖZÜM MÖZÜM YOK’ DEME LÜKSÜ HİÇBİR SİYASETÇİNİN YOKTUR”
Böke, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hayatlarını ülkesi için feda eden gençlerimiz, bırakın manşetleri artık gazetelerin ilk sayfalarında bir satırda dahi kendilerine yer bulamıyorlar. Kaybettiğimiz 30 gencimiz yandaş medyanın baş sayfasında yoktu, diğer medyada korkusundan olacak bir iki satırla bu durumu geçiştirmek zorunda bırakılmıştı. Kim olursak olalım terör yokmuş gibi davranamayız. Terörü ülkemizin değişmeyecek kaderi gibi kabullendirilmeyi asla kabul etmeyiz. Bu kaderi değiştirmekle yükümlüyüz. Terör hamasetle engellenmiyor, siyasi nutuklarla terör yangını söndürülemiyor. Hepimiz öncelikle de siyaset kurumu terör ve terörün aramızdan aldığı evlatlarımız adına sorumluluk duymak zorundayız. Çocuklarımız ölüyorken biz hiçbir şey yaşanmıyormuş gibi davranamayız. Biz bu ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceğini hep birlikte konuşmak zorundayız. ‘Çözüm mözüm yok’ deme lüksü hiçbir siyasetçinin yoktur. Hele de bu işi ciddiye alan ve Türkiye sevdası olan siyasetçi asla yaşanan bu kan kayıplarından sonra böyle ciddiyetsiz cümleler kurma lüksüne sahip değildir. Siyasetin görevi her şart ve koşul altında memleketin kanayan yaralarını tespit etmek ve bu yaralara çare üretmektir. Onun için iktidar seçilirsiniz çözmek için. Ölümleri Türkiye gerçeği olmaktan çıkartmak için. Terörü sonlandırmak için.”

“TÜRKİYE’DE BU PAKETLER DOĞARKEN ÖLÜ DOĞARLAR”
“Terör sorununa dair ciddi bir yaklaşım ortaya konmuyor hükümet tarafından” diyen Böke, “Konmadığı gibi bu gerçeği yok sayan ve çok da gayri ciddi olan sonrasında Güneydoğu ve Doğu bölgesine dair bir teşvik paketi açıklanıyor. Bölgesel kalkınma Türkiye’nin öncelikli sorunlarından biridir. Bölgesel kalkınma da kamu yatırımları öncü yatırımlar olmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki bu kamu yatırımlarının gerçeğe dönüşebilmesinin tek koşulu bir yatırım iklimi olmasıdır. Yatırım iklimi de ancak bir yaşam iklimi olursa gerçekleşebilir. Bunların inşa edilmediği Türkiye’de bu paketler doğarken ölü doğarlar. Bu gerçekleri göz ardı eden hükümetin kaynağını da belirleme zahmetine girmeyen gayri ciddi yaklaşımı asla kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

“ŞİMDİ ÜNİVERSİTELERDE KENDİNDEN OLMAYAN KİM VARSA, TEMİZLEME GAYRETİNE GİRDİĞİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Üniversitelerdeki akademisyenlerle ilgili ise Böke, “Kolay yetişmiyorlar. Türkiye’nin yarını için olmazsa olmaz insanları akademisyenler. Şimdi üniversitelerde hükümetin solcu bildiği, demokrat, Atatürkçü bildiği, kısacası kendinden olmayan kim varsa, temizleme gayretine girdiği bir dönemden geçiyoruz. Bizden değilsen darbecisin diyen bu yaklaşım esasında darbecilerin yaklaşımından hiçte farklı değil. Nasıl ki 12 Eylül’de o darbe faşizmi Türkiye’de bilim üreteni, fikir üreteni yok etmeyi kendine görev bilmişse şimdi maalesef hükümette yine fikir üreteni bu fikri özgürce söylemek isteyeni yok etmeyi kendine görev edinmiş gözüküyor. Türkiye’yi devleti ele geçirme ihtirasıyla siz bu hale getirdiniz. Çünkü derdiniz asla Türkiye olmadı. Derdiniz bu devleti ele geçirmek oldu. Şimdi yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali herkesin FETÖ’ye karşı karşı çıkan herkesin hayatını zindan ediyorsunuz. Bir kez daha uyarıyoruz. Türkiye’nin en değerli insan gücünü siyasi fırsatçılıkla tüketmenize asla izin vermeyeceğiz. Yarın yine aldatıldık diye bundan da sıyrılmaya çalışmanıza hiç için vermeyeceğiz. Üniversitelerden, akademisyenlerden, Türkiye sevdalılarından elinizi çekin. Barış için akademisyenler bildirgesine imza atmış olan ve bu sebeple zaten hukuki süreçten geçiyor olan değerli akademisyenlerimiz bunu bir fırsat bildiler, onları yok etmek istediler düşüncesiyle KHK’larla okullarından atıldılar. Biz bu hukuki mücadelenin yanında sonuna kadar duracağız” açıklamasında bulundu.
G20 Zirvesi’nin gerçekleştiğini hatırlatan Böke, “Başka bir dünya tarif ediliyor. Teknolojiyle büyüyecek, inovasyonla değişecek, yenilenecek bir dünya ekonomisi tarif ediliyor. Eğer Türkiye bu yeni dünya ekonomisinin parçası olacaksa, potansiyeli olan ekonomik güce erişecekse bunu ancak fikir üreterek yapabilir. Bunu yapabilmesi içinde bilim insanlarının özgürce fikir üretebildikleri üniversitelerin olmazsa olmaz bir şart olduğu gerçeğini kabul etmek gerekir” dedi.

“FETÖ’DEN DEVLETİN TEMİZLENMESİ GEREKTİĞİ KONUSUNDA DA MUTABIKIZ”
Bu sabah FETÖ’nün imamlarının TSK yapılanmasıyla ilgili bir kitap yazmış olan Türkiye’ye bu gerçeği göstermiş olan yazarlardan biri olan Yavuz Selim Demirağ’ın gözaltına alındığını söyleyen Böke, şunları kaydetti:
“Darbe hukukun hükümet tarafından işletildiği tek alan üniversiteler değil, aynı zamanda medyadır. Bir darbe fırsatçılığıyla Kanun Hükmünde Kararnamelerle parlamento ve Türkiye demokrasisi yok sayılıyor. Bu yok saymanın da mutabakat adı altında bizler tarafından kabul edilmesi isteniyor. Bizler gerçek Türkiye sevdalılarıyız. Bizler Türkiye’nin yarınının demokrasi üzerinde yeşermesi gerekliliği konusunda çok kararlıyız. Türkiye demokrasisi için her adımda mutabıkız. Ama bu demokrasiyi hiçe sayan hiçbir adımında ortağı olmayız. Biz anayasa karşı olan KHK’larda mutabık değiliz, asla olmayacağız. Adli yıl açılışlarının Sarayda yapılmasına mutabık değiliz, asla olmayacağız. Biz Meclisin yok sayılmasında mutabık değiliz, asla olmayacağız. Biz üniversitelerin özgürlüklerinin ellerinden alınması konusunda mutabık değiliz, asla olmayacağız. Suçlu suçsuz ayrımı yapmadan bir cadı avına dönüşmüş hukuksuz süreçlerde asla mutabık değiliz, asla olmayacağız. Bir cemaat örgütlenmesinin sonucunu en ağır bir biçimde bir ülke olarak yaşamışken devletin bu kez başka cemaatlere teslim edilmesi konusunda mutabık değiliz. Asla da olmayacağız. Mutabık olduğumuz tek bir şey var. o da darbelerin karşısında durulması gerektiği, ama Türkiye’de samimi bir demokrasi inşa edilmesi gerektiği. İşte bu konuda mutabıkız. Bu darbelerin bir daha yaşanmaması için AKP’nin eliyle devlete yerleştirmiş olduğu FETÖ’den devletin temizlenmesi gerektiği konusunda da mutabıkız. Ellerinizle yerleştirdiniz. Şimdi hep beraber hukuk çerçevesinde bu temizliği yapacağız. Asla demokrasi dışına çıkan adımlarınızın yanında olmayacağız. Bir darbe fırsatçılığı ile Türkiye demokrasinin yıkılmasına asla izin vermeyeceğiz. FETÖ’nün Türkiye’den temizlenmesi bir zorunluluktur. Bunu başımıza açmış olan siyasi yapının bu konuda hesap vermesi bu temizlik kadar zaruridir."
"FETÖ’yü devlete yerleştirmiş olan AKP’nin de kendi içinde bir siyasi temizlik yapma zamanı geldi çoktan geçiyor” ifadesini kullanan Böke, “Yaklaşım küçük balıkları temizleyelim, büyük balıklara dokunmayalım. Bunun arkasında da yatanın AKP iktidarının kendi siyasi iktidarını kollamak olduğu gerçeği apaçık ortada. Dün bu yapıyla paralel yollarda yürüyen AKP’nin temizliğe hiçte paralel olmayan bir biçimde hemen kendi içinden başlaması gerekmektedir" şeklinde konuştu.

“ŞİMDİ BİZE OHAL İLE İLGİLİ ŞİKAYETTE BULUNUYORLAR”
Toplantıda soruları da cevaplayan Böke, OHAL ile ilgili soruya, “Önce PKK ile masaya oturdular sonra döndüler bize PKK terörünü şikayet ettiler. Yıllarca FETÖ ile masaya oturdular. Devleti, FETÖ’nün üzenine inşa ettiler. Şimdi döndüler bize FETÖ’yü şikayet ediyorlar. Bütün itirazlarımıza rağmen parlamentodan bu işi demokratik şekilde çözmek yerine OHAL çıkardılar. Şimdi bize OHAL ile ilgili şikayette bulunuyorlar. Paralele o kadar alışmışlar ki, her kurduklarının paralelini kendileri bizim suratımıza çarpmaya çalışıyorlar. Biraz ciddiyet diyoruz" yanıtını verdi.

“AKADEMİSYENLERİMİZ İLE BİRLİKTE BU HUKUK MÜCADELESİNİ VERİYOR OLACAĞIZ”
Bazı akademisyenlerin görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili CHP’nin somut olarak nasıl adım atacağı sorusuna CHP Sözcüsü Böke, "Genel Başkanımız dün Kocaeli Üniversitesi’nde bu kapsamda görevden ihraç edilmiş olan akademisyenlerimizle biraraya geldi. Bugün de yine Ankara Üniversitesinden bir grup akademisyenimizle biraraya geleceğiz. Biz bu meseleyi siyaseten dert edinip konuşacağız. Hem de hukuken çözülmesi için atılması gereken her adımda değerli akademisyenlerimiz ile birlikte bu hukuk mücadelesini veriyor olacağız” ifadelerini kullandı.
(İHA)