Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Aliya İzzetbegoviç, İslam aleminin bilge lideri ve bütün insanlığın izzetidir. Onu vefatının seneyi devriyesinde rahmetle, minnetle, saygıyla ve şükranla anıyor, Cenab-ı Haktan, cennetini ve cemalini nasip etmesini niyaz ediyoruz” dedi.

Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Sırpların Boşnaklara karşı başlatmış olduğu soykırıma karşı direnen ve nihayetinde mücadelesini zaferle taçlandıran Aliya İzzetbegoviç, vefatının 18’inci yılında Türkiye’de de rahmetle anıldı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Uluslararası Aliya Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu, Bosna-Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in ölüm yıldönümünü unutmadı.

Topçu, 1995 yılının Kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri’nin Ohio eyaletindeki Dayton kentine gitmeden önce İzzetbegoviç’in gelecek nesillere ders ve ibret niteliğinde yaptığı şu konuşmayı hatırlattı:

“Her şeye kadir olan Allah’a ant olsun ki köle olmayacağız. Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözleri önünde, Batı medeniyeti adına. Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret, çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna’nın özünü de zedeliyor.”

Topçu, “Bilge İnsan” olarak da anılan İzzetbegoviç’in; savaşta, siyasette, hayatın her alanında ve en zor şartlarda dahi insan olmanın, vicdanın ve ahlakın timsali olduğunu vurguladı 1925 yılında dünyaya gelen ve 78 yıllık ömrüne pek çok başarı sığdıran liderin insanlık tarihinin şeref sayfasında yerini aldığını belirtti. Topçu, “İzzetbegoviç, destansı mücadelesiyle ‘Nizam ve Merhamet Medeniyetinin’ büyük evladı olduğunu bütün dünyaya göstermiştir” ifadesini kullandı.

Hemen her fırsatta “Ben bir Müslüman’ım ve öyle kalacağım” sözleriyle teslimiyeti kabul etmeyen İzzetbegoviç’le ilgili Topçu, “Bileşmiş Milletler Genel Kurulu ve ‘Derebeyi ve Sömürge Medeniyetinin’ Müslüman Boşnak halkını Avrupa’dan silmek için, bizzat işleyerek veya göz yumup seyrederek ortak oldukları ‘İnsanlık Suçlarına’ ve orantısız vahşi ırkçı güçlerine rağmen, Türk milletinin ‘ruh ikizi kardeşleri’ olan asil Boşnak halkına bağımsız bir devlet bırakmıştır” ifadelerini kullandı.