Dışişleri Bakanlığı, 100. yıl dönümü idrak edilecek Çanakkale Savaşlarının anma törenlerinde davet edilen Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, yakın tarihin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale savaşlarının her yıl hatırlanmasına vesile olan törenlerin, geçmişte birbiriyle savaşan milletlerin, kayıplarını bugün dostluk ve barış ortamında beraberce yad edebileceklerini göstermesi bakımından önemli olduğu belirtildi. Açıklamada, böyle bir olgunluk düzeyine ulaşabildiği için kendini şanslı gören Türkiye’nin, bu yıl 100. yıldönümünü idrak edecek Çanakkale Savaşlarını anma törenlerinde bu topraklarda hayatını kaybetmiş Ermenilerin de anılması ve layıkıyla temsil edilmesi amacıyla Ermenistan’a da bir davet iletildiği hatırlatıldı. Açıklamada, 1. Dünya Savaşı ortamında, Çanakkale örneğinden de anlaşılabileceği gibi başta Türkler olmak üzere, İmparatorluğu oluşturan tüm milletler derin acılar yaşadığı belirtilerek şöyle denildi: "Büyük kayıplara maruz kalmışlardır. Bu çerçevede, Türkiye, Ermenilerin acılarını da bilmekte ve inkar etmediği gibi, samimiyetle paylaşmaktadır. Nitekim bu insani tutum 23 Nisan 2014 tarihli ‘taziye mesajı’ ile de dünyaya açıkça duyurulmuş, iki kadim halkın dostluk ve barış için nasıl bir anlayış içinde olmaları gerektiği özenle hatırlatılmıştır. Değerli Anadolu aydını Hrant Dink’in ölüm yıldönümü bağlamında, 20 Ocak 2015 tarihinde yapılan açıklamada Ermenilere yapılan çağrı da bu yapıcı anlayışımızın bir diğer göstergesidir”
Açıklamada, Ermenistan Cumhurbaşkanı tarafından 29 Ocak 2015 tarihinde Erivan’da yapılan açıklamada, Türkiye’nin bu insani, makul ve gerçekçi açılımlarının bir kez daha görmezden gelinerek, kendilerine uzatılan bir elin, yapılan bir davetin yakışıksız bir üslupla ters çevrildiğinin üzüntüyle görüldüğü kaydedildi.
Ne komşu bir devletin liderine, ne de kadim Ermeni milletinin bir temsilcisine yakışan bu üslubun şiddetle kınandığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“2015 yılını Türkiye’ye ve Türklere karşı bir nefret yılı haline getirmek amacıyla devletin tüm mekanizmalarını ve elindeki tüm imkânları seferber ederek, gerek Ermenistan halkının gerek uluslararası kamuoyunun Ermenistan’ın güncel meselelerine odaklanmasının önüne geçilebileceğini zanneden Ermenistan Yönetimini, bu vesileyle bir kere daha sağduyuya davet ediyoruz. Türkler ve Ermenilerin ortak tarihleriyle ilgili anlatıları farklı olsa da, birbiriyle diyalog içinde, adil ve açık görüşlülükle konuyu ele almaları önemlidir ve mümkündür. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya ve tarihe tek taraflı bakışın, uluslararası hukuk ve demokrasinin yapıtaşı olan ifade özgürlüğü hilafına tescil ettirilmesine yönelik girişimlerin karşısında durmaya devam edecektir. Radikal Ermeni çevrelerinin bu tarihi meseleyi bir zamanlar terörle, şimdi de çağ dışı bir retorik ve geçmişte yaşanmış acıları suistimal eden bir yaklaşımla ele alması şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan bir devlet yönetme sorumluluğu üstlenenlerin benzer tavırlarıdır. Ermenistan Yönetimi’nin bu çağdışı yaklaşımı, Türkiye’nin Ermenistan halkıyla ve Anadolu diasporası olarak gördüğü Ermeni diasporasıyla kucaklaşmasına yine de engel olarak görülmemektedir. Türkiye bu uğurda kendine yakışan adımlar atmaya kararlılıkla devam edecektir.”
(İHA)