Almanya’nın başkenti Berlin’de temaslarda bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “Eğer Türkiye AB sürecinden mahrum bırakılırsa bunun zararı sadece Türkiye’ye değil; bütün Avrupa’ya, bölgeye ve dünyaya olacaktır” dedi.
Almanya’nın AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Michael Roth’un daveti üzerine Berlin’de bulunan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TD-IHK) 10. yıldönümü vesilesiyle Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinliğe katıldı. Gecede bir konuşma yapan Bozkır AB Bakanlığını üstlendiği zaman herkesin çok zor bir görev üstlendiğini söylediğini ifade ederek, “Özellikle de Brüksel’e gittiğimde Genişleme Komiseri Stefan Füle dedi ki ‘Normal olarak biz siyasilere 100 gün tanırız ama sana 10 gün bile tanıyamayız.’ Onun için beklenti çok fazla” dedi.
Almanya’da Türklere karşı oluşan yanlış kanaati de değerlendiren Volkan Bozkır, “Maalesef Almanya’da yanlış bir kanaat oluşmuş vaziyette. Bu yanlış kanaati gidermenin yolu da burada kendisini Almanya’da geçici olarak hissetmeyen, yıllardır burada çalışmış ailelerin çocuklarının nasıl Almanya’ya entegre olduğunu ve entegre olma sayesinde de bu dostluğa ne kadar çok hizmet ettiklerini ve aynı zamanda da kültürlerini koruduklarını görmek çok mutlu etti hepimizi” şeklinde konuştu.
Türkiye ve Almanya’nın yıllardır hem dost hem de siyasi ve ekonomik işbirliğinde olduğunu kaydeden Bakan Bozkır, “Türkiye ve Almanya dost olmaya, geleceğe birlikte bakamaya mecbur olan iki ülkedir. Bu sadece tarihten gelen çok önemli hadiseleri birlikte yaşamış çok önemli tarihi dönemi birlikte geçirmiş olmanın verdiği bir konu değildir. Bütün dünyaya ve Avrupa’ya baktığımızda gelecek 10-20 yıla baktığımızda Türkiye’nin ve Almanya’nın eriştikleri seviye, mevcut güçleri ve yapıları Türkiye’yi ve Almanya’yı gerçekten geleceğe birlikte bakamaya mecbur bırakmaktadır. Gelecekte bu birbirini tamamlayıcı unsurlar çok daha fazla ortaya çıkacaktır. Çok daha fazla ortaya çıkmış hususlar algılanacaktır ve bunlar hayatımıza girecektir. Ben gerçekten Almanya’yı her zaman Avrupa’nın önde gelen bir lideri olarak gördüm. Almanya bir lokomotiftir ve bütün Avrupa’yı sürükleyen gücüyle, istikrarıyla, liderlik rolünü üstlenme kapasitesiyle, ekonomik gücüyle gerçekten bir lider rolünü oynamıştır. Bundan sonra daha da fazla oynayacaktır” açıklamalarını yaptı.

“TÜRKİYE AB SÜRECİNDEN MAHRUM BIRAKILMAMALI”
Avrupa Birliği sürecinin Türkiye için oldukça önem taşıdığını vurgulayan Bozkır, Türkiye’nin AB sürecinde mahrum bırakılması durumunda zararının sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya olacağını sözlerine ekleyerek konuşmasına şu şekilde devam etti, “Türkiye, birçok kişinin beklemediği çok büyük bir ekonomik hamleyi gerçekleştirmiştir. Bir seviye atlamıştır. Ve etrafında bütün yangınların olduğu bir Türkiye yaklaşık 10 küsur yıldır siyasi istikrarını, ekonomik istikrarını muhafaza etmiş, demokrasisindeki gelişmesini sürdürmüş, Avrupa Birliği sürecini bütün sıkıntılara rağmen bırakmamış görüşmeye devam ettirmiş bir ülke olarak gerçekten Almanya’yla en önemli ortaklığı, en önemli ilişkiyi sürdürebilecek konumdadır. AB süreci Türkiye için çok önemlidir. Eğer Türkiye AB sürecinden mahrum bırakılırsa bunun zararı sadece Türkiye’ye değil bütün Avrupa’ya, bölgeye ve dünyaya olacaktır. Türkiye hem İslam aleminde hem nüfusunun %99.9’u Müslüman olan hem demokrasiye sahip hem serbest piyasa ekonomisini uygulayan hem ekonomik ve siyasi istikrara sahip hem de AB üyeliğine doğru giden tek ülkedir ve civardaki ülkeler, bölgemizdeki ülkeler ve dünyadaki ülkeler Türkiye’ye gerçekten örnek olarak bakmaktadırlar. Türkiye ne zaman bu süreçte kesintiye uğrasa bölgemizdeki olaylar çok daha sıkıntılı görüntüler vermeye başlamaktadır. Türkiye ne zaman AB’ye doğru ilerlese gerek Türkiye’de gerekse bölgemizdeki insanların umutları artmakta ve geleceğe daha güvenli bakmakta. Türkiye örneğini alarak kendilerinin de başka bir seviyeye ulaşabilecekleri yolundaki güvenlerini tazelenmektedirler. Onun için bu sadece Türkiye’nin AB süreci değil bölgedeki istikrarın, bölgenin geleceğinin dünya barışının, dünya istikrarının da aynı zamanda bir teminatı olacaktır. Burada tabiatıyla Almanya’ya büyük rol düşmektedir. Genel kanaat Almanya’nın Türkiye’nin AB yolunu engellediği yönündedir. Ben buna kesinlikle inanmıyorum çünkü 14 yıllık AB konularındaki görev alışım sırasında aynı Almanya’nın Türkiye’nin müzakerelere başlamasının arkasındaki itici güç olduğunu, lokomotif olduğunu en sıkıntılı anlarda bu noktaya getirdiğini de bizzat yaşamış, bizzat görmüş bir insan olarak söylüyorum. Almanya akıllı bir ülkedir, Almanya güçlü bir ülkedir, Almanya geleceğe güvenle bakmayı bilen bir ülkedir. Almanya Türkiye’nin hem gelecekte hem AB içinde hem iyi bir dost ve müttefik olarak ne kadar yarar sağlayacağını en iyi bilen ülkedir. Karşılıklı çıkar vardır, geleceğe güvenle bakacak fotoğraf vardır. Biz Almanya’ya güveniyoruz. Almaya’nın Türkiye’nin önünü kesen değil, Türkiye’yi önünden çeken arkasından iten bir güç olmasını gerçekten bildiğimiz bir gerçeği burada tekrarlamak istiyorum. Bunu sağlamak için de iki tarafın ne eksikliği varsa konuşarak, birbirimizi ikna ederek, tenkit yaparak, tenkitlerini dinleyerek iki ülkenin de yararına bir şekilde biz adım attık hazırız. Almayandan da Avrupa’dan da aynı cevabı bekliyoruz”
(İHA)