ARTVİN (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var. Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, can ve mal güvenliğine, tarafsız yargıya ihtiyacımız var. Bunların olmadığı demokrasi, demokrasi değildir." dedi.

Kılıçdaroğlu, Artvin'de bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Buradaki konuşmasında Cumhuriyet döneminin en derin krizlerinden birinin ortasında olunduğunu, işsizliğin artacağını savunan Kılıçdaroğlu, toplumun önüne konulan bir reçete olmadığını, kendilerinin bu konuda sorumlulukları bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, krizin aşılması için Türkiye'nin dört aşamalı stratejik dönüşüme ihtiyacı olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Birincisi, güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var. Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, can ve mal güvenliğine, tarafsız yargıya ihtiyacımız var. Bunların olmadığı demokrasi, demokrasi değildir. Dolayısıyla eğer biz demokrasiyi savunup bütün kurumları ile hayata geçirebiliyorsak herkesin can ve mal güvenliği var demektir. Yerlisi, yabancısı da herkes gelir, Türkiye'de yatırımını yapar. Eksik olan demokratik standartlardan sürekli geriye gidiyoruz ve hiçbir büyük yabancı yatırımcı gelip yatırım yapmak istemiyor. Çünkü, yarın sabah kalkar birisi benim mal varlığıma el koyarsa ne olur? Yargı bağımsız ve tarafsız değil. Bunun sağlanması lazım."

Türkiye'nin üretim ekonomisine geçmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Gerçek anlamda Türkiye üretmiyor. Eğer Türkiye üretseydi, saman mı ithal ederdik? Türkiye üretseydi, 200 ton sıfır gümrüklü patates mi ithal ederdik? Türkiye üretseydi soğan, mercimek, fasulye, soya, mısır mı hangisini sayayım. Sadece Yunanistan'dan 2018 yılında satın aldığımız pamuğun miktarı 113 milyon dolar. 15 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Türkiye'de tütün mü yoktu? Neden bu hale geldi? Neden Türkiye üretimden koparılıyor?" dedi.

- "Üretmek çok değerlidir"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tarımdan çekilmesi yönünde tavsiyelerde bulunulduğunu, Dünya Bankasının ''ister ek, ister ekme" diyerek destek parası verdiğini iddia ederek, "Vatandaş ekmedi, 'nasıl olsa hazır para geliyor.' dedi, destekleme. Sonunda ekilmedi. İki Trakya büyüklüğünde alan Türkiye'de ekilmiyor. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyorsa nereden alacağız, milleti nasıl doyuracağız? Dışarıdan ithal ederek." diye konuştu.

Batı'da, Türkiye'yi beslemek için ülkelerin kavgaya tutuştuğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bizim bundan haberimiz yok. Sıradan bir vatandaşa göre sorumluluklarımız fazla. Benim sorumluluğum kadar, meslek kuruluşlarının, muhtarların da sorumlulukları var. Türkiye'nin ikinci temel stratejik halkası, üreten Türkiye. Üretmek çok değerlidir." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, üretmeyen ülkelerin geleceğinin olamayacağını vurgulayarak, "Neyi üretecek? Katma değeri yüksek ürün mü üretecek? Elin oğlu geliyor bir çanta dolusu cep telefonu, bizim kazandığımızdan fazlasını kazanıyor. O zaman hangi ligde olacak Türkiye. Eğer katma değeri yüksek ürün üretecekse birinci lige çıkarız. Birinci lige nasıl çıkacağız? Üniversiteler bilgi üretecek. Eğer bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa, o ülke katma değeri yüksek ürün üretemez." değerlendirmesinde bulundu.

- "İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır"

Önemli halkalardan birinin de güçlü bir sosyal devlet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Güçlü bir sosyal devlet, devletin yoksulun yanında olması demektir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi, sağlıklı bir gelir dağılımı, işsizlikle mücadele, herkesin iş ve aş güvencesi demektir ama bugün sokaktan geçinen insanların sayısı 6 milyon. Eşleri, çocukları ile 24-25 milyon insan sokaktan geçiniyor. Bir kadının çöpten bir şeyler toplarken fotoğrafını gösterdiğim için kıyamet kopmuştu, 'vay efendim nereden çıktı', oysa bunlar bütün kentlerde var. Kağıt, plastik, yiyecek toplayan kişiler var. 6 milyon kişi buradan geçiniyor."

Kılıçdaroğlu, işsizlik ve yoksulluğun olduğu bir ülkede barışın sağlanamayacağını belirterek, "İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Uyuşturucu bataklığına bakın. Niçin oluyor? Çoğu işsiz olduğu için. Başka bir çıkış yakalamak istiyor kendisi için." dedi.

Sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Devasa Osmanlı, 600 yıllık Osmanlı niye battı? Üretimden koparıldığı için. Osmanlı ne üretiyordu? Bir metre milli demir yolu var mıydı? Yok. Okuma oranı kadınlarda binde 8. Erkeklerde yüzde 5-8. Hangi sanayi ürünü vardı. Mustafa Kemal, Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk yaptığı iş İzmir'de iktisat kongresini toplamak olmuştur." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım ürünleri satılarak sanayi kurulduğunu, demir yollarının, bankaların millileştirildiğini dile getirerek, "Osmanlı'nın parasını basacak bankası yoktu. İlk milli paramız 1930 yılında Merkez Bankası kurulduktan sonra basıldı. Geçmişi iyi bilemezseniz geleceğe sağlıklı bir yol belirleyemezsiniz. Bunlar miting meydanlarında anlatıldı mı? Biraz zor ama kanaat önderleriyle konuşulur. Sizin böyle bir sorumluluğunuz var." ifadesini kullandı.

- "Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz"

Kayseri'de uçak fabrikası kurulduğunu ve 1940'lı yıllarda Türkiye'nin uçak ve denizaltı ihraç ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, 1950 yılından sonra ise bunların ithal edildiğini söyledi.

"Bir toplumu geriye götürmek istiyorsanız, teslim almak istiyorsanız ilk yapacağınız iş o toplumu üretimden koparmaktır." diyen Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:

"Son 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faiz ne kadardır? Türkiye devletinin ödediği faiz ne kadardır? 149 milyar dolar. Kim ödüyor? Bizler ödüyoruz. 149 milyar dolarla ikinci bir Türkiye inşa edersiniz. Binlerce fabrika yaparsınız, işsizlik olmaz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, işlerin zor olduğunu ama umutsuz da olmadıklarını belirterek, 2018 yılında 13 maddelik bildiri yayınladıklarını, buna rağmen hiçbir önlem alınmadığını ifade etti.

"Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir devlet kendi geleceğini planlar. Japonya, Amerika, Kanada, Güney Kore hepsi planlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınma planı var mı? 2019 yılında kalkınma planı yok. En son kalkınma planının süresi 2018'de doldu. Kimin haberi var?"

Kılıçdaroğlu, demokratik yollarla her türlü sorunu aşacaklarını, görevden kaçmadıklarını kaydetti.