HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 7 Haziran sabahından itibaren sanki o gün seçim sandıklarına gidilmemiş ve hiçbir şey olmamış gibi davranıldığını söyledi.
HDP’nin 1 Kasım seçimi için hazırladığı seçim bildirgesini Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş açıkladı. Eş Genel Başkanlar Ankara’da düzenlenen toplantıda kürsüye birlikte çıktı. Kürsüde ilk konuşan Figen Yüksekdağ, başka bir dünya ve başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu belirterek, partililere birlik mesajı verdi.
“7 Haziran tarihinde karşılarında güdemeyecekleri, yönlendiremeyecekleri, baskı ile yönetemeyecekleri bir halk gördüler” ifadelerini kullanan Figen Yüksekdağ, bütün diktatörlerin en fazla korktuklarının yönetemedikleri bir halk olduğunu kaydetti. Yüksekdağ, “7 Haziran seçim sonuçları ve bizlerin büyük başarısı büyük halk ve büyük insanlık gerçeğini resmetti. Bu gerçeğin güzelliği ve görkemi sarayın saltanatına sığınanları, o saltanatın gölgesinde haksızlıklar, hırsızlıklar ve yolsuzluklar içinde yaşamayı göze alanları, bunu kendisine yedirenleri ziyadesiyle ürküttü. 7 Haziran sabahından itibaren sanki o gün seçim sandıklarına gidilmemiş ve hiçbir şey olmamış gibi davrandılar” dedi.
Türkiye’nin kendi geleceğini 7 Haziran’da seçtiğini kaydeden ve “Türkiye çoğulculuğu, birlikte yönetmeyi, yönetime katılmayı, kendi öz yönetim gücüyle siyasetin, toplumsal yönetimin bir parçası ve merkezi olmayı seçti” açıklamasında bulunan Yüksekdağ, 7 Haziran seçim sonuçlarını hiçbir güç ve dayatmanın bu sonucu değiştiremeyeceğini kaydetti. Yüksekdağ, “7 Haziran seçimden itibaren başlatılan savaşın, halklarımızın itildiği çatışma, kutuplaşma, gözyaşının tek müsebbibi, sarayın iktidar hırsı ve o iktidarı sürdürmek için mevcut egemen siyasetin her şeyli göze alması. ‘HDP barajı geçerse eğer Türkiye’de kaos olur’ demişlerdi. 7 Haziran seçimlerinden sonra da gözümüzün içine baka baka ‘eğer 400 vekili verseydiniz bütün bunlar yaşanmayacaktı, bütün bu savaş, çatışma ve ölümler olmayacaktı’ dediler. İşte bu kadar açık ve yüzsüzce ilan edilmiş bir savaş var şuan karşımızda. Geride bıraktığımız aylar boyunca yüzlerce insanımızın ölümüne yol açan, sadece 7 Haziran seçim sonuçlarından sonra 22 çocuğumuzun katledilmesine yol açan çok koyu bir karanlığa, savaşa ve ölüm siyasetine mahkum edilmiş durumda Türkiye” diye konuştu.
Siyasi iktidarın kaybettiği her yerde yenilgisinin acısını halklara çıkartmaya çalıştığını iddia eden Yüksekdağ, “Bu karanlık koşullar içinde bizlere dayatılan iktidar hırsı ve sevdasıyla karşımıza çıkartılan bu savaş ve çatışma günleri içinde yine bizim sözümüz gayet net ve güçlü olacak, dün de ‘barış’ dedik, bugün inadına ‘barış’ diyoruz. Bugün inadına ‘beraber’, inadına ‘HDP’ diyoruz. Dün ‘başaramayacaksınız, sizi sultan yaptırmayacağız, sizi başkan yaptırmayacağız’ dedik, bugün de ‘yine başaramayacaksınız, sizi diktatör yaptırmayacağız’ diyoruz. Savaştan bu yana bütün Türkiye halkları acı ile ölümle sınandı. Suruç’ta Cizre’de Silopi’de, Silvan’da, Varto’da, Türkiye’nin dört bir yanında karanlık katliamcı saldırılarla karşı karşıyla kaldık. Türkiye’nin dört bir yanında, Türkiye’nin umudu ve demokratik siyaset ekseni olan bir partiye, HDP’ye kıyıcı, yıkıcı saldırılar gerçekleşti. İktidarı kazanamayanlar bütün bir Türkiye’de iç savaş çıkartmayı göze aldılar, Türk’ü Kürt’e düşman etmeye çalıştılar, sadece Kürt oldukları için yurttaşlarımızın sokaklarda, işyerlerinde, evlerinde linç edilmesine yol açacak saldırıların talimatını verdiler, hala da talimat vermeye devam ediyorlar. Basın mensuplarına, kadınlara, gençlere, demokratik siyaset yapanlara, halklara, çocuklara, kendilerinin karşısında duran, onlar gibi olmamakta direnen bütün halklara savaş açmış bir iktidar var karşımızda. Biz işte tam bugünlerde, 1 Kasım seçimlerinde sarayı barış altında bırakacağız, halklarımızın barış ve çözüm iradesini kabullenmeyi öğrenecekler, demokrasi kültürüne göre hareket etmeyi, çoğulcu yönetim anlayışına dayalı siyaset yapmayı öğrenecekler, bu iradeyi dikkate alacaklar, öğrenmiyorlarsa, dikkate almıyorlarsa gidecekler” şeklinde konuştu.
(İHA)