TRABZON (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kato Dağı'nın artık ay yıldızlı bayrağın hüküm sürdüğü, ezan-ı Muhammedi'nin beş vakit okunduğu bir yer olduğunu söyledi.

Soylu, AK Parti Trabzon İl Başkanlığınca Ramazan Bayramı dolayısıyla Atatürk Alanı'nda organize edilen programda yaptığı konuşmada, Allah'tan ülkenin birliğini ve beraberliğini daim etmesini diledi.

Bakan Soylu, vatandaşlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın selamlarını ve bayram tebriklerini iletti.

Bugün Kato Dağı'nda askerlerle bir araya geldiğini anımsatan Soylu, Kato Dağı'nın bundan 2,5 yıl evvel birilerinin oyun alanı olduğuna dikkati çekti.

Soylu, yıllardır Türkiye'ye yönelik hain planların yapıldığı Kato Dağı'na dört kez gittiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bir mesaj vermek istiyoruz, artık burası sizin lojistiğinizin sağlandığı, artık burası sizin teröristlerin eğitim yuvası olduğu, artık burası sizin bütün Türkiye'ye birliğinin ve beraberliğinin ortadan kalkması için zehir salgıladığınız yer değil. Artık burası ay yıldızlı bayrağın hüküm sürdüğü, ezan-ı Muhammedi'nin beş vakit okunduğu bir yer. Bilesiniz ki oradan verdiğimiz mesaj açık ve nettir, bu meydanlardan bunu defalarca söyledik, o zaman bizimle dalga geçtiler, 'hadi yap görelim' dediler. Biz hep, 'Bu terör bitecek, ülkem huzur içerisinde olacak' dedik. Şimdi burada bir şey söylüyorum, Kato Dağı'ndan Kandil Dağı'na az mesafe kaldı Trabzon, az mesafe."

- "Boyun eğen, geri adım atan bir Türkiye değil"

Bugün Türkiye'nin her tarafında huzur ve güven olduğunun altını çizen Soylu, "Kato Dağı'ndan Beytüşşebap'a indik. Beytüşşebap, PKK'nın en önemli merkezlerinden bir tanesiydi, şimdi AK Parti'nin bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağı, milletimizin bayrağı ve hizmetkarlık bayrağı orada dalgalanıyor. Keşke sabah olsaydınız da Beytüşşebap meydanında, baskıdan kurtulan, çocuklarını özgür, hür ve bağımsız bir Türkiye'de yetiştirecek o insanların bayram sevincini hep beraber yaşayabilseydik." diye konuştu.

Terörle mücadele sonrasında bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendiren Soylu, bu başarının milletin ısrarı, kararlılığı ve iradesi ile elde edildiğini vurguladı.

Soylu, Türkiye'de geçmişte yaşanan ekonomik ve siyasi sorunlara işaret ederek, her birinin millete verdiği zararları örneklerle anlattı.

Türkiye'ye çok acı, sıkıntı çektirildiğini belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Eğer Gezi olayları 1980 darbesinin öncesinde olsaydı hükümet ayakta duramazdı. 17-25 Aralık darbesi eğer 28 Şubat'tan önce olsaydı hükümet ayakta duramazdı. 6-7 Ekim olayları dediğim tarihlerde olsaydı hükümet ayakta duramazdı. Hala aklım almamaktadır, biz teröristlere karşı F-16'ları da kullanıyoruz, nasıl etkili olduğunu biliyoruz, benim Türkiyem öyle bir noktaya geldi ki ne 28 Şubat'taki Türkiye'dir, ne 80 darbesindeki Türkiye'dir. Öyle bir noktaya geldi ki 15 Temmuz'da F-16'ların saldırmasına rağmen 'ben geldiğim noktayı kimseye teslim etmem, özgürlüğümü teslim etmem, kazandıklarımı teslim etmem' diyen bir anlayışı ortaya koydu."

Soylu, savunma sanayisinde yaşanan gelişmeleri de anlatarak, "Biz Türkiye'yi bilinçli bir tercihle beraber artık terörle mücadele edebilecek kabiliyete ve kapasiteye getirdik. Birilerinin terörle bizi sürekli aşağılamasına tahammül etmemek için bir büyük gayret ortaya koyduk." dedi.

Soylu, ülke genelinde yapılan yatırımlara da dikkati çekerek, "Boyun eğen, geri adım atan bir Türkiye değil, 'Afrin'e girme' dediklerinde, 'Ben Afrin'e girerim', 'S-400 alamazsın' dediklerinde, 'Bal gibi alırım' diyen Türkiye kolay oluşmadı." ifadesini kullandı.

- "Biz makam, mevki sevdalısı hiç olmadık"

Trabzon halkına, 31 Mart seçimlerinde verdikleri destek dolayısıyla teşekkür eden Soylu, "Bilesiniz ki 24 saat emrinize amadeyiz. Biz öyle birileri gibi 5-6 saat çalışıp işi başka yerlerde pişirenlerden değiliz. Onları gördükçe 24 saatin 20 saati sizin hizmetkarınız olmaya gayret ediyoruz." diye konuştu.

Soylu, milletin seçimlerde verdiği mesajı aldıklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz 31 Mart'ta buradan çıktıktan sonra üzerimize buldozer gibi gelmeye başladılar, aynen 28 Şubat'ta olduğu gibi ve Çubuk olayını hatırlıyorsunuz, hiçbir yere haber vermeden, gerekli tedbirlerimizi almayı sağlamadan, olay bittikten sonra başına gelen olaydan bizi sorumlu tutup günlerce kendi medyalarında her gün 3-4 tane genel başkan yardımcısıyla birlikte bize linç operasyonu yaptılar. Biz makam, mevki sevdalısı hiç olmadık, olmayız da olmaktan sakınırız, utanırız ama yıllarca bütün anlayışları bu oldu. Bir takım provokasyonlarla ve oyunlarla birlikte 'acaba karşı tarafa hangi zararı verebilirim', hiçbir şey yapmayı, inşa etmeyi düşünmediler, hiç memlekete faydalı olmayı düşünmediler. Bunlar yıllardan beri yıkım ekibi olarak çalıştılar, hep yıkmaya geldiler, onlar yıktı bu milletin adamları da onların yıktıklarını yapmakla uğraştı."

(Bitti)