Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Biz, her iki yerde de, Rakka’da da Musul’da da yerel unsurların operasyonların ana unsuru olması görüşünü savunuyoruz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanan Bakanlar Kurulu’nun gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, AB müzakerelerinin toplantıda ele alındığını ifade etti. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde 15 Temmuz sonrası önemli bir safhaya girildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, darbeden sonra Türkiye’de ortaya çıkan milli birlik ve beraberlik ruhunun, demokratik standardı yüksekliğinin AB ülkeleri tarafından görüldüğünü ifade etti. Türkiye-AB ilişkisinin göçmen sorunu çerçevesinde ele alınacak bir konu olmadığını anlatan Kurtulmuş, bu meseleyi sadece göçmen meselesine indirgenecek bir tavrın doğru olmadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşın Bosna Hersek’te iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nde 9 Ocak tarihinin "Sırp Cumhuriyeti Günü" olarak kutlanması için referandum düzenlenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, "Başvurunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesini önemli bir karar olarak değerlendiriyoruz. Bir taraftan Hırvat, bir taraftan Sırpların ve Boşnakların olduğu Bosna Hersek Cumhuriyeti’nde herhangi bir günün ortaya konması etnik ayrışmayı hızlandıracak bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Bu çerçevede hem Avrupa Birliği’nin hem de ABD ve diğer unsurların Bosna Hersek’teki bu anlamda etnik ayrışmayı çağrıştıracak olan bir çabaya başvuruya destek vermediğini karşı olduğunu izliyoruz. Türkiye olarak da etnik bir ayrışmayı sağlayacak olan böyle bir çabanın doğru olmadığı kanaatini ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Bakanlar Kurulu’na bir sunum yaptığını belirten Kurtulmuş, "Ceza muhakemeleri usulu kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı Bakanlar Kurulu’na sunulmuş. Önümüzdeki hafta da bu konu Bakanlar Krulu’nda imzaya açılacak" dedi.

MOODY’S’İN KARARI
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s’in almış olduğu kararı değerlendiren Kurtulmuş, "Moody’s’in yapmış olduğu bu değerlendirme tamamıyla siyasi içerikli bir değerlendirmedir. Moody’s Türkiye’nin notunu indirdi. Hangi tedbirler alınacaksa o tedbirleri alıyoruz. 15 Temmuz’dan sonra, bir hafta içerisinde, olumsuz bazı durumlar ortaya çıktı. Bunun pick yaptığı en üst seviye 18 Temmuz günüdür. 18 Temmuz’la bugünü kıyasladığınızda döviz, Amerikan kuru, yüzde 0.94 azalmıştır. Borsa İstanbul bakımından ise yüzde 0.53, 18 Temmuz’a göre azalmıştır" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Böyle bir açıklamanın, negatif bir açıklamanın, Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinde, dış yatırımcılarla geçen çok olumlu geçen görüşmelerin ertesinde olması da ayrıca manidardır. Bu algı operasyonunu yapanlar Türkiye’nin ekonomik bakımdan köşeye sıkıştığının, dış dünyayla irtibatının kesilmekte olduğunu anlatmaya çalışıyorlar, bu gerçek değildir.
Açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, FETÖ’ye yönelik operasyonların yanısıra terör örgütü PKK’ya yönelik yapılacak operasyonların da sorulması üzerine, "Türkiye sadece FETÖ’cülere mücadele etmiyor. Eşamanlı olarak 3 terör örgütüyle mücadele ediyor, PKK, DAEŞ. Ayrıca, FETÖ darbe teşebbüsüyle birlikte bu işin tuzu biberi oldu. Türkiye terörle mücadelesini savsaklayamaz. Türkiye, bütün terör örgütleriyle, sonuna kadar mücadele etmek durumdadır. Bu milli güvenliğimizin gereğidir" diye konuştu.

FIRAT KALKANI HAREKATI
Fırat Kalkanı harekatının detaylarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye’nin Suriye’de yapmakta olduğu operasyonun 3 temel kırmızı çizgisi var. Bunlardan birincisi Türkiye kendi sınırlarını Suriye’den kaynaklanan terör örgütlerinden korumak mecburiyetindedir. Oradan gelen teröristlerin, örneğin Gaziantep’te 57 vatandaşımızı nasıl şehit ettiğini gördünüz. İkincisi, Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanadır. Bunun için gerekli olan müdahaleyi yapar. Üçüncüsü ise, bununla bağlantılı olarak Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak bir Kürt koridorunun, bir PYD koridorunun, biz orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin varlığına karşı değiliz. Buna ciddi bir şekilde Türkiye’nin müdahale edeceği açıktır" şeklinde konuştu.
"Başından itibaren konuşulan konu ise YPG güçlerinin Fırat’ın doğusuna çekilmesi meselesidir" diyen Kurtulmuş, "Bu anlamda Türkiye, ısrarla Fırat’ın doğusuna YPG güçlerinin çekilmesi ile ilgili taleplerini tekrarlamıştır. Biz, bu bölgede, tamamen terörden temizlenmesi ile ilgili kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu operasyon başarıya ulaştıkça, buradaki şehirler asli unsurlarına verilmeye başladıkça, halkın bu bölgeye döndüğünü görüyoruz" açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, Rakka ve Musul operasyonları ile ilgili olarak Türkiye’nin tavrının açık olduğuna dikkati çekerek, "Biz, her iki yerde de, Rakka’da da Musul’da da yerel unsurların operasyonların ana unsuru olması görüşünü savunuyoruz. Buradaki ılımlı muhalefet unsurları bunlar Rakka ve Musul’daki operasyonların esasını teşkil etsin ve bu operasyonlar uluslararası koalisyonun kontrolünde yapılsın. Bunun içerisinde de özellikle PYD ve YPG güçlerinin her iki operasyonda da bulunmaması Türkiye için önemlidir" dedi.

OHAL VE FETÖ’YLE MÜCADELE
OHAL sürecinin uzatılıp uzatılmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Devamı uzatılması ile ilgili herhangi bir konu Bakanlar Kurulumuza gelmemiştir" dedi.
FETÖ mücadele kapsamında haksızlığa uğrayanların yaptığı başvurulara ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Çok hassas bir süreçten geçiyoruz. Bu hassas sürece, herkesin hassasiyetlerine riayet ederek bu sürecin içerisinde yer alması lazım" dedi.
FETÖ’nün işlediği suçun Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır suçu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu ağır suçla irtibatlı kim varsa o da en ağır suçun ortaklarıdır. İlla uçağı kaldırıp meclisi bombalaması gerekmiyor. O işi bir kişi yaptı ama o kişinin arkasında binlerin onbinlerin olduğunu biliyoruz. Adaletli davranacağız kimsenin haksız yere burnunun kanamamasını da sağlayacağız. Bu hassasiyet içinde bu soruşturmalar devam ediyor. Başbakanlık bünyesinde bir komisyon oluşturuldu. Bütün bu dilekçelerin her birisi somut kriterleri biliyorsunuz, bu kriterlere uygun bir şekilde bunlar tespit edilecek. Ayrıca, gerekli görülen dosyalarda detaylı çalışmalar yapılacak ve varsa bir haksızlık ortadan kaldırılmaya çalışılacak" dedi.
Asılsız ihbarlar meselesinin de büyük bir suç olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Genelge hazırlanır belki biraz da detaylandırılır ama çalışma ile ilgili komisyon kuruldu. Titizlikle bu komisyon bunu değerlendirecek ve sonuç alınacaktır" dedi.

ASKERİ BİRLİKLERİN TAŞINMASI
"Askeri birlikler taşınmaya başlandı. Bu askeri savaş uçaklarının şehir dışına taşınması güvenlik zafiyeti oluşturur mu?" sorusunu Kurtulmuş, "Bu yerlerin t aşınması ile ilgili her türlü analiz yapıldı. Bu unsurlar dışarı çıksın diye rövanşist mantıkla bu karar alınmadı. dolayısıyla hiçbir şekilde güvenlik riski oluşturmayacaktır. Askeri alanların tamamı kamusal ihtiyaçların karşılanması için kullanılacaktır. bunların hepsinin kararı verilecek, onun için normal bir süreçtir" diye cevapladı.

ANITKABİR’E ÇOCUK PARKI YAPILMASI
Anıtkabir’e çocuk parkı yapılmasının ardından ortaya atılan tartışmaların sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye’nin ortak değerlerini koruyacağız. Bunları siyasi tartışma konusuymuş gibi gündeme getirmeyi doğru bulmuyorum" dedi.
İkinci bir kalkışma söz konusu olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Bu yönde bir rapor yok. bu tür raporlarla halkı endişeye ve birtakım telaşa sürüklemenin de alemi yok ama ülkeyi yönetenler olarak şunun farkındayız, bunlar ve arkalarındaki iradelerin, Türkiye’nin demokrasinin önünü kesmek için yine fırsat kollayacakları, bunu yapmak içinde halkın arasına çeşitli fitneler sokmaya gayret edecekleri. Hep beraber uyanık olacağız" ifadelerini kullandı.
(İHA)