Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, türbeleri ve camileri yıkan bağnaz yaklaşımla, Mescid-i Aksa’ya postallarıyla giren zalim anlayışın ruh ikizi olduğunu belirterek, “Bunların hangi dinle kendisini ifade ettiğinin hiçbir anlamı yoktur. İkisi de bağnazdır, ikisi de gözü dönmüştür” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği “1.Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi”, Conrad Otel’de başladı. Zirvenin açılışına Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Latin Amerika’daki ülkelerden dini temsilciler katıldı. Toplantıda konuşan Yalçın Akdoğan, dünyanın dört bir yanında Müslümanların yaşadıkları sorunlara değinerek, “Yoksullukla, cehaletle, baskı ve zulümle anılan İslam dünyasının ayağa kalkmasının çaresi öncelikle zihinsel bir inşa ve ihya faaliyetleriyle mümkündür” dedi.
İlimde geriye gidişin tüm sorunların her alanda geriye gidişinin temel sebebi olduğunu vurgulayan Akdoğan, “İlmi ve ilim adamını yok ettiğinizde medeniyetin köküne darbe vurmuş olursunuz. Ortadoğu’da gözlemlediğimiz terör örgütleri ve vahşi gruplar da ön elikle alimlerin ve büyük din adamlarının türbelerine savaş açıyorlar, onları yıkıyorlar. Orada yıkılan binalar değil, o alimlerin sevgi ve hoşgörü mesajlarıdır. İhya ve inşanın öncelikli adımı özgüven kazanmak ve ümit aşılamaktır. Yılgınlığı, korkuyu, ümitsizliği, rehaveti söküp atmadan hiçbir gelişme kaydedemeyiz. Farklı mezheplere savaş açtığını söyleyen terör örgütlerinin yaptıkları vahşet öncelikle İslam’a karşı bir meydan okumadır. Bu zihniyetin Hz. Ömer’in Kudüs’e girdiğinde kiliselere karşı takındığı ahlaki tavırdan nasip almadığı çok açıktır” dedi.
Akdoğan, türbeleri, camileri yıkan bağnaz yaklaşımla, Mescid-i Aksa’ya postallarıyla giren zalim anlayışın ruh ikizi olduğunu belirterek, “Bunların hangi dinle kendisini ifade ettiğinin hiçbir anlamı yoktur. İkisi de bağnazdır, ikisi de gözü dönmüştür, ikisi de barışa ve insanlığa savaş açmıştır. İlmi, hikmeti, adaleti, merhameti tavsiye eden ve barışla adlandırılan İslam dininin mensupları olarak savaşlardan, çatışmalardan, izhar olmuş durumdayız. İslam dünyasının dört bir yanında yaşanan olumsuz gelişmeler canımızı, yüreğimizi yakıyor. Kimi zaman zalim bir rejimin yağdırdığı bombalar, kimi zaman fanatik örgütlerin infaz ettiği insan görüntüleri, kimi zaman otoriter ve darbeci yönetimlerin yaptığı işkenceler Müslüman toplulukların içini sızlatıyor. Etnik, dini, mezhebi çatışmalar, despot rejimlerin insanlık dışı uygulamaları özellikle Ortadoğu bölgesinde vicdanları yaralıyor” ifadelerini kullandı.
Halep’ten Musul’a kadar birçok şehir inşa etmekle övünen bir medeniyetin güya torunlarının bu medeniyeti ayaklar altına alan bir barbarlıkla bu şehirleri yok ettiğini belirten Yalçın Akdoğan, “Kardeşin kardeşe kırdırıldığı, din kisvesi altında dinin kutsal değerlerinin ayaklar altına alındığı bir akıl tutulması yaşanıyor. Müslümanlar olarak zor, çetin ve ağır bir sınavla karşı karşıyayız. Şiddeti, radikalizmi ve fanatizmi bilerek teşvik eden şer odaklarının sinsi oyunları maalesef hem yüzbinlerce insanın yaşamını alt üst ediyor, hem de İslam ve Müslüman algısını bozuyor. Bir taşla beş kuş vuruyorlar. Bizler bu oyunu bozmak durumundayız. Bölgedeki otoriter rejimlerin ve İsrail’in yaşadığı demokrasi korkusu farklı toplum kesimlerinin yer altına itilmesini ve radikalleşmesine zemin hazırlıyor. Bataklığa dönüşen coğrafyada ise hastalıklı yapılar hem bölgeye, hem bölge insanına, hem de yüce dinimize zarar veriyorlar” dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, batıda medya manipülasyonları, algı operasyonları ve onun ürettiği İslamofobi olduğunu ifade ederek, “Bizler de bu hastalıklı anlayışların aramızda ürememesi için çok ciddi çaba göstermek durumundayız. Bu bir zihniyet sorunudur ve zihniyet değişimini başarabilecek olanlar da öncelikle alimlerdir” diye konuştu.
“Geçmişte büyük mahcubiyetler yaşandı ama bugün mahcup olmamak için, insanlığımızdan utanmamak için, tarihe hesap veremeyecek duruma düşmemek için dünyanın dört bir yanına elini uzatan bir Türkiye var” diyen Akdoğan, “Gazze’deki çocuklar, Somali’deki mağdurlar, Bosna’daki yaşlılar, bugün Türkiye’de bir hükümete dua ediyorlarsa, Türkiye’nin liderliğine dua ediyorlarsa, işte bu iyi niyetli çabanın neticesidir” ifadelerini kullandı.
(İHA)