Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Şu anda Moody’s’le Hazine Müsteşarlığımız, Maliye Bakanlığımız ve Kalkınma Bakanlığımız görüştü, bunların tabi soruları oldu, bunlar cevaplandırıldı. Yapacağımız çalışmalar, şu anki ekonominin durumu, bunlar detaylı olarak kendilerine aktarıldı, son derece olumlu bir havada görüşmeler oldu" dedi.
Kalkınma Bakanı Elvan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) öncesi ve sonrası Türk Silahlı Kuvvetlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Elvan, “Gerçekten gözbebeğimiz dediğimiz ve 2200 yıllık bir geçmişi olan şerefli Türk Silahlı Kuvvetlerimizde bu tür darbeci hainlerin bir ur gibi silahlı kuvvelerin içerisinde yer alması gerçekten üzücü bir hadise. Ama bir yönüyle de çok şükür 15 Temmuz akşamı tüm dünyaya örnek olan, gerçekten demokrasi örneğini veren milletimiz bu darbe girişimini engellemiş ve bunlar gün ışığına çıkmıştır. Bu darbecilerin tamamı sadece Türk Silahlı Kuvvetlerimizden değil, tüm kamu, kurum ve kuruluşlarımızdan temizlenecektir” ifadelerini kullandı.
“Şu anda 3 aylık bir olağanüstü hal süreci olduğuna değinen Elvan, “Biz bu süreç içerisinde bu işleri tamamlamayı arzu ediyoruz ve yoğun bir şekilde de çalışıyoruz, tüm bakanlıklarımız çalışıyor. Silahlı kuvvetlerimiz içerisinde Milli Savunma Bakanımız başta olmak üzere çalışmalar sürdürülüyor. Dolayısıyla, bunların mutlaka hem ordu içerisinden, emniyet güçleri içerisinde olanlar zaten yine tasfiye ediyor, kamu kurum ve kuruluşlarımızdan da bunların bir an evvel tasfiyesi için gece-gündüz çalışıyoruz, elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz. Gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerimizi tabi bu 15 Temmuz hadisesinde bu darbeye karşı duran son derece vatansever, ülkesini milletini seven subaylarımızda vardı. Devlet, millet el ele işbirliği içerisinde askerimizle, polisimizle bu darbecilere karşı dik bir duruş sergiledik. İnşallah Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içerisinde de kalanlar varsa bunlarda temizlenecektir bu çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmaları sürdüreceğiz yani hiç kesintiye vermeden sürdüreceğiz” diye konuştu.
“Bakanlığımızla da ilgili çalışıyoruz şuana kadar 97 kişiyi açığa aldık Kalkınma Bakanlığı olarak ve halen çalışmalarımız devam ediyor” ifadesini kullanan Bakan Elvan, “Üzerinde çalıştığımız aşağı yukarı ilk 250-300’e yakın personel var bunlar üzerinde de çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde de daha net bir tabloyla karşı karşıya kalacağız, ama şu an itibariyle açığa almış olduğumuz kişi sayısı 97 Kalkınma Bakanlığı olarak” dedi.

“Vatandaşımız, milletimiz şundan emin olsunlar: Bu darbecilerin kökü kazınacaktır”
Darbe girişiminin askeri ayağının büyük oranda deşifre olduğunu, siyasi ayağıyla ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine Elvan, şunları kaydetti:
“ Elbette siyasi ayağının da çok önemli olduğunu düşünüyorum ben, mutlaka siyasi ayağına da bakılacak. Burada gerçekten bu Fethullahçı terör örgütüne dahil olan, bununla işbirliği içerisinde olan kişiler kimlerse bunlarda temizlenecek bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor elbette. Vatandaşımız, milletimiz şundan emin olsunlar: Bu darbecilerin kökü kazınacaktır. Bunların hepsini silahlı kuvvetlerimizden, emniyetimizden, kamu kurum ve kuruluşlarımızdan temizleyeceğiz. Tek bir kişiyi dahi burada biz bırakmak istemiyoruz ve çalışmalarımızı da son derece titiz bir şekilde yürütüyoruz ve bu çalışmaları yaparken de tabi ki hukuk çerçevesinde hukuka uygun olarak bu çalışmalarımızı yürütüyoruz. Özellikle Batılıların biliyorsunuz OHAL’e yönelik bazı olumsuz açıklamaları oldu burada 79 milyon insan demokrasiye sahip çıktı, ülkeye sahip çıktı, ama buna rağmen o kitleler, o 81 ilimizdeki 79 milyon vatandaşımızın demokrasiye sahip çıkışını bu Batılılar göstermezken, darbecilerin mağduriyetinden bahsedenler var bu son derece ayıp ve yakışıksız şeyler. Eğer gerçek anlamda siz Batılı bir ülke olarak, gelişmiş bir ülke olarak demokrasiyi özümsemişsen o zaman Türkiye’de Türk halkına ve demokrasiye saygı göstereceksin. Demokrasiye sahip çıkan bu halkı, bu milleti takdirle karşılayacaksın diye düşünüyorum.”

“Terör örgütüne finansman sağlayanlar da hesabını mutlaka verecek diye düşünüyorum”
“Bazı gözaltına alınan iş adamları olduğunu biliyoruz, sizin finansal boyutunun çapıyla ilgili düşünceniz, yorumunuz nedir” sorusuna Elvan, “Finans boyutunun oldukça önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü biliyorsunuz bunların yüzlerce okulları, şirketleri, hatta bunların çalışma sistemleri kendi şirketlerini kendileri kuruyorlar. Örneğin, işte eğitimle ilgili ihtiyaçları varsa kurdukları şirketten karşılıyorlar, o şirket başka bir şirketten karşılıyor ve bu şekilde zincirleme bir bağ içerisinde çalışmaları söz konusu. Eğer bu noktada Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumumuz, Maliye Bakanlığımız, MASAK bunların tamamı bu konuda çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyorlar. Bununla ilgili olan zaten gözaltılar başladı, bundan sonraki süreçte bunlara destek sağlayan, bunlara finansörlük yapan kimlerse bunlarda hesabını verecekler neticede bu bir terör örgütü. Terör örgütüne finansman sağlayanlar da hesabını mutlaka verecek diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

“16 Temmuz öğleden sonra yavaş yavaş göstergeler normale doğru yaklaşmaya başladı”
“15 Temmuz gecesi itibariyle spekülatif hareketler hiç tespit edildi mi, edildiyse boyutları nelerdir, kimler olduğu bu konuda bilginiz var mı” sorusuna ise Elvan,
“Ekonomi açısından mı soruyorsunuz? Tabi bir belirsiz bir ortam olması nedeniyle döviz kurunda artışlar söz konusu oldu, ama hemen 16 Temmuz öğleden sonra yavaş yavaş göstergeler normale doğru yaklaşmaya başladı. Elbette mevcut belirsizlikten kaynaklanan bazı oynaklıklar söz konusu oldu, ama burada özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Gerçekten Türk ekonomisi çok sağlam temeller üzerine oturtulmuştur ve bu süreçte böyle bir darbe girişimi karşısında ekonomimizin ne kadar güçlü olduğunu hep birlikte gördük. Bakınız, Sultanahmet patlamasından sonra dolar 3.06’ya yükseldi. Ne zaman? Ocak 2016. Eylül 2015’de bu FED’in faiz kararını açıklayacağı o dönemde yine dolar kuru 3.06’ya çıktı, şu anda dolar kurumuz dolar 3. Ve yüzde 3 civarında bir oynaklık söz konusu, yani yüzde 4’lük bir TL’nin değer kaybı söz konusu ki böyle bir dar girişimi karşısında normalde ne beklenir? Sermaye hareketlerinin engellenmesi beklenir, doğru mu? Ciddi bir mevduat çıkışı beklenir, bunların hiçbirisi olmadı. Sermaye hareketleri tamamıyla serbest, diğer taraftan mevduat çıkışı söz konusu değildi, hatta ve hatta hisse senedi çıkışı, hem Borsa İstanbul’dan, hem devlet iç borçlanma senetlerinden toplam çıkış miktarına baktığınızda, aşağı yukarı 460 milyon dolarlık bir çıkış söz konusu. 460 milyon dolar, bu rakam büyük bir rakam değil. Diğer taraftan, aşağı yukarı 9 milyar dolarlık bir TL’ye çevirme söz konusu, dövizden TL’ye geçiş söz konusu… Tabi ki Türk halkından. Dolayısıyla ekonomimizin gerçekten sağlam bir temel üzerine oturtulduğunu tüm dünya görmüştür, milletimiz görmüştür. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir kaygıya gerek olmadığını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“Normal değerlerine yakınsayacağını düşünüyorum, yani doların 3 liranın altına düşeceğini düşünüyorum”
Önümüzdeki günlerde dolar ve euronun hareketlerinin ne yöne olacağının sorulması üzerine Elvan, “Normal değerlerine yakınsayacağını düşünüyorum, yani doların 3 liranın altına düşeceğini düşünüyorum, keza euronun da benzer bir eğilim içerisinde olacağını düşünüyorum. Çünkü ekonomik göstergelerimize baktığımızda, özellikle makroekonomi açısından herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. İlk 6 aylık göstergelerimiz oldukça pozitif, sanayi üretimine bakın, büyümeye bakın, cari açığa bakın, cari açıkta ciddi bir azalma eğilimi var, bu devam ediyor. Bugün biliyorsunuz Haziran ayı ihracatımız açıklandı, 8.1’lik bir artış söz konusu, ithalatta yüzde 7’lik bir artış söz konusu. Ama özellikle şunu vurgulamak istiyorum: İthalattaki artış oranına baktığımızda, en yüksek artış ithalatta sermaye mallarında olduğunu görüyoruz, sermaye malı ve ara malında olduğunu görüyoruz. Bunun anlamı şu: Yatırımcı yatırım yapmak için yatırım malı ithal ediyor demektir. Dolayısıyla bu göstergeler oldukça olumlu diye düşünüyorum. CDS’e baktığımızda, biliyorsunuz CDS Türkiye’nin bir anlamda riskini göstergen bir gösterge, CDS’in yüksek olması Türkiye’nin riskinin yüksek olmasını gösteriyor, düşük olması da Türkiye’nin riskinin azaldığını gösteriyor. Nedir bu? 5 yıl vadeli borcun temerrüde düşmesi halinde sigortalanma maliyetidir. Şöyle söyleyeyim: Şu anda CDS 276. Yani bunun anlamı şu: Herhangi bir şekilde siz uluslararası piyasalardan bir kredi almak istediğinizde 276’nın, yani 2.7’lik bir risk kredi üzerine konuyor. Şimdi 276 olduğunu söyledim şu anda. Bakınız, 29 Eylül 2015, bu FED faiz artış sinyallerinin verildiği gün CDS’imiz kaçtı biliyor musunuz? 329. Sultanahmet patlaması sonrası, o teröristlerin saldırıları sonrası, yani 20 Ocak 2016, CDS’imiz 315’ti, bugün bu çok ciddi darbe girişimine rağmen CDS’imiz 276. Yani şunu söylemek istiyorum: Gerçekten ekonomimiz iyi bir konumda, hele hele önümüzdeki günlerde bu yapısal reformlara devamı, artı öncelikli dönüşüm programlarının hayata geçirilmesi, ihracata yönelik teşviklerin uygulamaya konulması, bunların hepsi ekonomimizi daha da canlı tutacak, büyüme performansımızı daha da artıracaktır diye düşünüyorum. Zaten biz özellikle makroekonomik göstergeler itibarıyla yapmış olduğumuz çalışmalarda herhangi bir revizyona gitme ihtiyacı hissetmedik, hissetmiyoruz da” ifadelerini kullandı.

“Yüzde 4,5’luk büyüme hedefimizi biz muhafaza ediyoruz, cari açıktaki o 3.9’luk oranımızı muhafaza ediyoruz”
Yani büyüme rakamları, enflasyon rakamlarında darbe girişimi sonrası herhangi bir revizyona gitmeyeceklerini kaydeden Elvan, “Yüzde 4,5’luk büyüme hedefimizi biz muhafaza ediyoruz, cari açıktaki o 3.9’luk oranımızı muhafaza ediyoruz, bütçe açığımızdaki oranımızı muhafaza ediyoruz. Dolayısıyla bizim makroekonomik göstergelerimizde herhangi bir değişiklik yapmayı düşünmüyoruz hedeflerimize yönelik olarak. Dolayısıyla biz bu hedefleri gerçekleştireceğiz ve ihracat açısından da çok daha iyi bir noktaya geleceğiz inşallah” şeklinde konuştu.

“Moody’s’in yaklaşımı ne olur bilemeyiz, ama olumsuz bir hava söz konusu değildi”
Standart&Poor’s, yani kredi derecelendirme kurumundan gelen bir not kırımı olduğu hatırlatılarak, şimdi de Moody’s olduğunu, Moody’s’le temas kurulduğunun belirtilmesi üzerine Elvan, “Şu anda Moody’s’le Hazine Müsteşarlığımız, Maliye Bakanlığımız ve Kalkınma Bakanlığımız görüştü, bunların tabi soruları oldu, bunlar cevaplandırıldı, yapacağımız çalışmalar, şu anki ekonominin durumu, bunlar detaylı olarak kendilerine aktarıldı, son derece olumlu bir havada görüşmeler oldu. Dolayısıyla biz açıkçası tabi Moody’s’in yaklaşımı ne olur bilemeyiz, ama olumsuz bir hava söz konusu değildi, son derece olumlu bir havada geçti, tabi ki onların değerlendirmelerine bakacağız” dedi.

“Bu kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’ye karşı bir ön yargısı var, bunu tespit edelim, bu tespiti yapmamız lazım”
Ne zaman açıklayacakları sorusuna Elvan, şöyle konuştu:
“Bilemiyorum, yani onlar belki önümüzdeki günlerde bir açıklama yapabilirler bu değerlendirmelerin ışığında. Standart&Poor’s’a gelince, şimdi tabi burada özellikle bu kredi derecelendirme kuruluşunun diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından ayrıştığını görüyoruz. Diğer kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’yi yatırım yapabilir görürken, S&P Türkiye’yi yatırım yapılabilir görmediği gibi, onların da 2 basamak altında bir kredi notu veriyor. Bu kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’ye karşı bir ön yargısı var, bunu tespit edelim, bu tespiti yapmamız lazım. Bakınız, bu kredi notuyla ilgili açıklamasına baktığınız zaman bunu çok daha net bir şekilde göreceksiniz. Diyor ki açıklamasında, darbe girişimi sonrası Türkiye’de bir ayrışma ortamının oluştuğunu ifade ediyor. Halbuki tam tersi oluştu, 79 milyon insanımız azimle, kararlılıkla bütünleşti, kaynaştı, bir ayrışma söz konusu değildi. Yani bir ayrışmayı gerekçe gösteriyor S&P, halbuki böyle bir durum söz konusu değil, tam tersi. Yani 14 Temmuz akşamki, yani darbe girişiminden bir gün önceki akşam siyasi partilerin birbirlerine bakış açısıyla, yaklaşımlarıyla, 15 Temmuz sonrası bakış açıları arasında inanılmaz bir fark var. Tüm siyasi partiler meydanları doldurdular, sadece iktidar partisi, AK Parti değil, CHP’si, MHP’si, diğer partilileri meydanları doldurdu ve demokrasi için meydanları doldurdular, aslında bir birliktelik oluştu burada, bir ayrışma söz konusu olmadı. Ama S&P ne diyor? Ülke içerisinde bir ayrışma söz konusu olması nedeniyle bu not indirimini yaptığını ifade ediyor. Zaten burada bir hususu da ifade etmek istiyorum, yine bir İngiliz ekonomistin, önemli bir ekonomist ve Türkiye’yi iyi takip eden bir ekonomist … diyor ki, S&P, Türkiye’ye karşı hep negatif bakan bir kredi derecelendirme kuruluşu şeklinde bir ifadesi de var. Bunu biz söylemiyoruz, dışarıdan birileri söylüyor. O nedenle biz… Tabi bu kredi derecelendirme kuruluşları özellikle kısa vadeli borçların çevrilebilirliğinden bahsediyorlar. Bizim hep zaten genellikle son yıllarda 160-170 milyar dolarlık bir kısa vadeli borcumuz söz konusu olmuştur, bunun alt detayına baktığımızda da aslında yaklaşık 50 milyar dolarlık kısmının mevduat olduğunu görüyoruz. Bu 50 milyar dolarlık kısmın 14 milyar dolarının TL cinsinden olduğunu görüyoruz. Yine 34 milyar dolarının ithalat borcu olduğunu görüyoruz ki, ithalat yapanlar genellikle ihracat da yapıyor Türkiye’de biliyorsunuz, ihracattan elde edeceği bir gelir de söz konusu. Dolayısıyla bizim herhangi bir riskimiz söz konusu değil, ekonomimiz rayında, gerçekten çok sağlam temeller üzerine oturtulmuş bir ekonomimiz var, bundan sonraki süreçte çok daha iyi olacak.”

“İnşallah kısa sürede de bu OHAL’i biz özellikle bu FETÖ’cü terör örgütü mensuplarını temizler temizlemez bunu kaldıracağız”
Yabancı yatırımcıların Türkiye’yi çok yakından izlediği belirtilerek,hükümet olarak Londra, New York, gibi merkezlere heyetlere gönderip göndermeyecekleri sorusuna Elvan, “Elbette. Şu anda Merkez Bankamız özellikle iletişim boyutu itibarıyla Türkiye’nin gerçek resminin ortaya konulması amacıyla çok yoğun bir çalışma içerisinde. İletişimle ilgili özellikle dış dünyaya Türkiye’yi daha iyi anlatabilmek amacıyla yoğun bir çalışma yürütüyor. Diğer taraftan Ekonomi Bakanlığımızın dış dünyaya yönelik çok yoğun bir çalışması var. Zaman zaman bizleri arıyorlar doğrudan, nedir Türkiye’nin durumu, bununla ilgili neler olup bitiyor şeklinde. Tabi özellikle yabancı bazı basın ve yayın organlarının Türkiye aleyhine yapmış oldukları yayınlar kafalarında bazı soru işaretlerini bırakıyor. Ama gerçek resmi gördüklerinde, evet, bambaşka bir Türkiye, gerçekten sağlam ekonomik temeller üzerine oturtulmuş bir Türkiye. Dolayısıyla inşallah kısa sürede de bu OHAL’i biz özellikle bu FETÖ’cü terör örgütü mensuplarını temizler temizlemez bunu kaldıracağız. Zaten biliyorsunuz olağanüstü hal uygulaması aslında bu milletimizin OHAL’i, olağanüstü hal uygulaması. Darbe dönemlerinde biliyorsunuz olağanüstü hal vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini kısıtlamak için uygulanırdı, darbe yapılırdı, darbeden sonra OHAL ilan edilirdi, sıkıyönetim ilan edilirdi ve bu OHAL çerçevesinde vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetleri belirli bir süre kısıtlanırdı. Halbuki bugün tam tersine olağanüstü hal ile vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini bir taraftan güvence altına alıyoruz, diğer taraftan da demokrasinin gerçekten daha korunaklı bir yapıda olmasını sağlıyoruz. Tek amacımız var burada, tek hedefimiz var, o da bu Fethullahçı terör örgütüne yönelik olağanüstü hali işletmemiz ve olağanüstü hal çerçevesinde, bize verilen yetki çerçevesinde de bu çalışmalarımızı yapıyoruz, bunların da tamamıyla temizlenmesi, finans boyutu itibarıyla varsa bunların temizlenmesi, yine askeriyede, emniyette, kamu kurumlarında varsa, ki çok sayıda var, bunların tamamı temizlenecek” açıklamasında bulundu.
Ziyaretin bakanlar düzeyinde mi olacağı sorusuna Bakan Elvan, “Elbette bakanlarımız ziyaret edecek, Ekonomi Bakanımız bu konuda değişik ülkelere gidecek. Tabi bunu biz özellikle Ekonomi Koordinasyon Kurulu olarak da biraraya gelecek idik, maalesef bu yoğun tempodan dolayı biraraya gelemedik. İnşallah bugün-yarın tekrar biraraya geleceğiz, kendi aramızda tekrar bir iş bölümü yapıp bu noktada çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Çünkü kendimizi bizim çok iyi anlatmamız gerekiyor, bunu yaptığımız takdirde zaten herhangi bir problemimiz de şu an için söz konusu değil, inşallah daha iyi noktalara geleceğiz diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Darbeye rağmen çok iyi konumda olduğumuzu görüyoruz”
“ Merkez Bankası’nın tabi dış etkenleri de göz önünde bulundurarak faiz konusunda nasıl davranabileceğini tahmin ediyorsunuz, öngörünüz nedir” sorusuna Elvan, “Şimdi şöyle: Biliyorsunuz bu bandı yavaş yavaş daraltma yönünde bir eğilimi var Merkez Bankamızın ve biraz daha sadeleştirme politikası söz konusu ve bu politikanın da oldukça olduğunu düşünüyoruz. Çünkü özellikle faizle ilgili gelişmelere baktığımızda, darbe öncesi gelişmelere baktığımızda oldukça olumlu bir seyir izlediğini görüyoruz. Gösterge faizlerinde biliyorsunuz bir miktar düşüş de 15 Temmuz öncesi gözlemlendi. Ama bugün itibarıyla baktığınızda, darbeye rağmen çok iyi konumda olduğumuzu görüyoruz yine, yani düşmeye devam ediyor. Biliyorsunuz aşağı yukarı, bugünkü en son durumu bilemiyorum ama, 9.2’lere kadar düşmüş idi, bu önemli bir gösterge. 9.6’ya kadar çıkmıştı, yavaş yavaş faizlerde de bir düşüş bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Yani bu darbe girişimi… Yeni bir sayfa açtı ve bizleri daha da kenetledi, ciddi bir kenetlenme sağladı”
Darbe girişiminin ardından meydana gelen siyasi atmosferin, yeni anayasaya da yansıyıp yansımayacağı sorusuna Elvan, şunları kaydetti:
“Aslında Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız gerçekten hem Sayın Başbakanımızı, CHP Genel Başkanını, MHP Genel Başkanını Külliye’ye davet ederek bu birlikteliği tüm dünyaya göstermesi son derece önemliydi ve gerçekten siyasi partiler de bu konuda hassasiyetlerini ortaya koydular. İşte o toplantıda da bu anayasa konusu gündeme geliyor. Gördüğümüz kadarıyla özellikle bu HSYK’yla ilgili alanda bir ön uzlaşma sağlanmış gibi görünüyor. Sıcak baktıklarını düşünüyorum muhalefet partilerinin de, inşallah önümüzdeki dönemde birlikte yine diğer siyasi partilerimizle beraber bu anayasa değişikliğini mutlaka yaparız diye düşünüyorum. Gerçekten bu süreç, yani bu darbe girişimi… Yeni bir sayfa açtı ve bizleri daha da kenetledi, ciddi bir kenetlenme sağladı. Bu darbecilere yönelik olarak işte meydanları görüyorsunuz, 81 ilimizde milyonlar meydanlarda ve gerçekten özellikle bu darbe girişiminin engellenmesinde vatandaşlarımızın Sayın Cumhurbaşkanımıza olan bağlılığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın darbe girişimi akşamı meydanlara davet etmesi gerçekten kilit olan hususlardı. Bunlar hiçbir zaman unutulmayacak, gerçekten Türk tarihinde belki altın harflerle bu vatandaşımızın, milletimizin demokrasi direnişi mutlaka yazılacaktır diye düşünüyorum. Ben tüm milletimize buradan şükranlarımı sunmak istiyorum. Bizim milletimizin demokrasiye ne kadar bağlı olduğunu tüm dünya görmüştür, demokrasi aşığı olduğunu görmüştür. Milli iradenin ne kadar önemli olduğunu, milli iradeden asla vazgeçemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Ama 1960’da, 1980’de maalesef bizim milletimizin başı öne eğikti, ama şu anda bizim milletimizin başı dik. Türkiye büyümeye ve güçlenmeye inşallah devam edecek. Milletimizin hiçbir kaygısı olmasın, tereddüdü olmasın, bizde bu Fethullahçı terör örgütüne yönelik tedbirlerimizi alıyoruz, hassasiyetle uyguluyoruz, gereken neyse yapılacak ve bunlar tamamıyla temizlenecek. İnşallah çok daha dinamik, çok daha canlı bir Türkiye’ye birlikte kavuşacağız.”
(İHA)