Başbakan Ahmet Davutoğlu, şiddete dönüşen her eylemin suç sayılacağını belirterek, "Polise 24 saat gözaltı yetkisi veriyoruz. Savcı gözaltı süresini 48 saate kadar uzatabilecek" dedi.
Başbakan Davutoğlu, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülen Yeni İç Güvenlik Reformu Paketi’nin detaylarını açıkladı. Davutoğlu, "Dördüncü alan, şiddet olayları, toplantı ve gösteri yapma hakkının korunmasıyla ilgili alan. Toplantı ve gösteri yapma hakkı demokratik bir haktır, engellenemez. Eğer biri engelleyecek olursa, önce ben onun önüne gider, engellediği yerde toplantı ve gösteri yaparım. Ama her hak ve özgürlük gibi toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk devleti içinde, kamu düzeni kuralları içinde gerçekleşir. Bir hakkın verilmesi, o hakkın başlarının haklarını gasp edecek şekilde kullanılması sonucunu doğurmaz. Bu haklar herkes tarafından kullanılacak. Ama ’Bu alan benim alanımdır, şu alan sadece ben gösteri yaparım, başkası gösteri yapamaz, ben bu alanda gösteri adı altında her türlü şiddeti yaparım’ denilirse ses çıkarılır. Devlet nerede diye bir vatandaş sorarsa devlet de burada, millet de burada" ifadelerini kullandı.

"ŞİDDETE DÖNÜŞEN HER EYLEM SUÇ SAYILACAK"
Bu bağlamda toplantı ve gösteri yapanlara karşı her türlü saldırının engelleneceğini bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Toplantı ve gösteri yapılıyor, bize karşı da olsalar, eleştirel de olsalar, güvenlik birimlerimizin görevi o gösteriyi yapanların can güvenliğini de teminat altına almaktır. Bu görev onların kamu görevidir. Herhangi bir toplantı ya da gösteriye dışardan bir saldırı olduğunda bu saldırı durdurulacak. Şiddete dönüşen her türlü eylem suç sayılacak. Yani toplantı, gösteri yapıyoruz, ne yapacaksınız, fikirlerimizi ifade edeceğiz, çok güzel edin. Ama elinize molotof aldığınız anda toplantı ve gösteri hakkı biter ve şiddet eylemi başlar. O andan itibaren ben toplantı ve gösteri hakkını kullanıyorum, bana müdahale edemez diyemez kimse. Bununla ilgili olarak geçmişte bazı yasal düzenlemeler yapıldı. Ben Yargıtay içtihadını da getirttim. İçişleri ve Adalet Bakanımızla bu hafta saatlerce bir araya geldik. Patlayıcı, yakıcı, ateşli silahlar diye birçok tanımlamalar var. Ama molotof kokteyli konusunda öyle bir muğlaklık var ki, hakimlerin takdirine, yetkisine kalıyor molotof kokteyli yakıcı bir madde mi, yoksa değil mi. Şimdi bu takdir hakkını kusura bakmasınlar hakimlerimize saygımız sonsuz ama son yaşananlardan sonra bu konuda kimseye takdir hakkı bırakmayız, molotof bir saldırı aracıdır. Eğer o molotof kokteyliyle ambulanslar yakılmışsa, kütüphanelere saldırılmışsa, müzelere saldırılmışsa, Kur’an kursları yakılmışsa, insanların yüzlerine atılıp polislerimiz yanmışsa, belediye otobüslerine atılıp genç kızlarımız genç yaşta hayatlarını kaybetmişlerse biz buna sessiz kalamayız, bunun adı da özgürlük olmaz."

"AVRUPA VE AMERİKA’DA MOLOTOF YASAKTIR, İLLEGAL KABUL EDİLİR"
"Tamamıyla AB ve dünya evrensel standartlarını esas alacağız" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi birileri Avrupa, biz bunları kendi insanımızın güvenliği için alıyoruz. Ama ’Avrupa’dan uzaklaşıyor muyuz’ diye soru soracaklarsa, onlara cevaben Avrupa’da, Almanya’da, ABD’de, Kanada’da molotof kokteylinin karşılığını paylaşmak istiyorum. Kuzey İrlanda ve Birleşik Krallık’ta molotof bulundurmak ve kullanmak, hayati tehlikeye yol açacak şekilde herhangi bir patlayıcı maddeyi kullanmak, anlaşmak, patlama gerçekleşmese bile suçtur. Bu suçtan hüküm giyenler, kanunun ikinci maddesine göre ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırılır. Şüpheli şekilde sebebini açıklamadan patlayıcı madde bulundurmak 2 yıla kadar hapisle cezalandırılır. ABD’de kayıt dışı molotof bulundurmak, taşımak, üretmek, satmak, kullanmak yasaktır. Eyaletten eyalete değişmektedir. Örneğin Michigan eyaletinde 4 yıldan, 2 milyon dolardan ağır olmamak şartıyla ağır ceza ile cezalandırılır. Molotof kullanılması durumunda, canına veya malına yönelik olması durumunda bu ceza artmaktadır. Kanada’da molotof yasaktır ve illegal kabul edilir. Londra’da molotoflu saldırı yapan PKK sempatizanı 3 kadına 19 yıl 3 ay hapis cezası verilmiştir. Ben kendi değerlerine inanan bir insanım. Ama birileri için tek biz evrensel değerlere AB normlarına bağlıyız, birileri için tek norm dışarıdaki ülkelerdeki uygulamalarsa işte demokratik uygulamalar. Kimse çıkıp da bu uygulamalardan çıkıp da molotof kokteylini savunmaya kalkmasın. ’Bunu okudum, yabancı basın Türkiye otoriterleşiyor’ diye yaygara yapmaya kalkmasınlar. Önce kendi ülkelerine baksınlar, sonra Yasin Börü’nün ve diğer katledilen vatandaşlarımızın haklarını koruma konusunda bize saygı göstersinler."

"YÜZÜNÜ KAPATANLARA İZİN VERİLMEYECEK"
Şiddet işlemek amacıyla yüzünü kapatarak ’Toplantı ve gösteri yapacağım’ iddiasında bulunanlara izin verilmeyeceğini açıklayan Davutoğlu, "Okmeydanı’nda yüzünü tamamen kapatmış, elinde pompalı tüfek. Bu gösteri mi? Ya da Diyarbakır’da, Batman’da tümüyle yüzünü kapatıp ambulanslara, binalara saldıranlar, bu toplantı ve gösteriyse ya bunlar bizi yeterli akli yetkinlikte görmüyorlar ya da milletin aklıyla alay ediyorlar. Bunlar toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü içine giremez. Toplantı ve gösteri yapmak isteyen, yüzü açık bir şekilde kendisini gizlemeden her türlü şeyi söyler. İşte ben Amasya’daydım. Binlerce vatandaşımız bir araya gelme hakkını kullanıyor. Hiçbirinin yüzünde de maske yoktu. Niye yoktu, çünkü orada bir hak kullanıyorlardı. Bu şekilde maskeler takarak, yüzlerini kapatarak şiddet amaçlı sokağa çıkanlar potansiyel suçlu muamelesini görürler ve bu konuda şikayet hakları yoktur. Gösteriye silahlı katılanların cezaları artırılacak" ifadelerini kullandı.

"ATEŞLİ SİLAHA İZİN YOK"
Gösteri için geldiğini iddia eden kişiden ateşli silah çıktığını ifade eden Davutoğlu, "Batı’da çakı çıksa uzaklaştırılır, gözaltına alınır. Gösteri ve toplantı meydanına girmeye izin verilmeyecek. Eğer böyle bir suç işlenirse, 6 aydan 3 yıla olan ceza, tutuklanmasını da teminen, potansiyel şiddeti vardır orada bu ceza 2.5 yıldan 4 yıla kadar artırılacak" dedi.

"GÖZALTI SÜRELERİ DE ÇOK TARTIŞILDI"
Yine bu çerçevede gözaltı sürelerinin çok tartışıldığını belirten Davutoğlu, "Öylesine şiddet eylemleri oluyor ki. Birisi molotof atıyor, molotof kokteyli de suç olarak görülmediği için, polis molotof atan birini aldığında, karakola götürdüğünde gözaltına alamıyor, sadece kaydını yapıyor, savcıya sevk ediyor ve o kişi o karakolun öbür kapısından çıkabiliyor. Çünkü yargılaması devam edecek, gözaltı hakkı da yok polisin. O halde o savcılığa intikal eden bir suç olacak. 6-7 Ekim olaylarında yaşananlar, ki ben ilginç bir benzetmeyi, 6-7 Ekim olaylarıyla 1950’lilerde yaşanan 6-7 Eylül olaylarına bakın aynı zihniyeti göreceksiniz. İstanbul sokaklarını o gün hale getirenlerle bugün Anadolu sokaklarını bu hale getirenler aynı tekçi zihniyetin ürünleridir" şeklinde konuştu.

"POLİSE 24 SAAT GÖZALTI SÜRESİ VERİLECEK"
Davutoğlu, bu olaylara bakıldığında polisin şiddet eylemini durdurmak istediğini, gözaltına aldığını fakat bir müddet sonra suçlunun tekrar çıktığında yeni suç işleyenlere malzeme teşkil edecek bir tablo ortaya çıktığını vurguladı. Davutoğlu, "Bu durumda biz polisimize 24 saat gözaltı yetkisi veriyoruz, savcılığa müracaat etme şartıyla. Her bir polise vermiyoruz bunu. Vali yardımcısı ya da üst bir amirin kararı ve denetimiyle. Neden? Çünkü diyecekler ki ’Türkiye geri mi’ gidiyor. Şimdi sadece savcı tek kişi için 24 saat, toplu suçlarda 4 gün gözaltı yapabiliyor. İngiltere’de polis, 36 saat gözaltında tutabiliyor. Almanya’da 24 saat muhafaza amaçlı 48 saat adli amaçlı gözaltı var, yine polis tarafından, hiçbir savcı tarafından değil. Fransa, polis 24 saat gözaltında, savcı 48 saat tutabiliyor. Avusturya polis azami 48 saat tutabiliyor, bu tür olaylarda. İtalya, polis 24 saat savcı 96 saat. İspanya’da polis 3 gün gözaltında tutabiliyor. Belçika polis 48 saat gözaltında tutabiliyor. Danimarka polis 24 saat gözaltında tutuyor, 4 güne kadar çıkabiliyor. Polonya’da 48 saat, Bulgaristan’da polis 24 savcı 72 saat. Bu şekilde gidiyor" açıklamasında bulundu.

"SAVCI GÖZALTI SÜRESİNİ 48 SAATE UZATABİLECEK"
Getirilen teklifle Avrupa’daki en düşük uygulamayı alabileceklerini bildiren Davutoğlu, "Polis 24 saat tutabilsin, savcı da bunu 48 saate uzatabilsin ve 4 gün içinde hakim huzuruna çıkma zorunluluğu zaten var bu gerçekleşebilsin. Şimdi Diyarbakır ya da Batman’dasınız. Oradaki emniyetten sorumlusunuz. Bir gösteriden bahsetmiyoruz, 3 gün süren yaygın şiddet eyleminden ve her yerden yükselen ateşlerden bahsediyoruz. Bu durumda polis birisini gözaltına alacak, alma hakkı yok, savcıya soracak, o sırada savcıya ulaşamazsa, elinde molotof olan birisi başka bir eyleme gidecek zamanı bulabilecek, buna izin veremeyiz. Kanunlar nihai kertede bütün vatandaşların hukukunu korumak amaçlı çıkarılırlar. Bu çerçevede AB standartları da göz önüne alınarak, bu düzenlemeler yeniden değerlendirilecek" dedi.

"VERİLEN ZARAR SUÇLUYA RÜCU EDİLECEK"
Verilen zararın suçluya rücu edileceğini açıklayan Davutoğlu, "Şimdi biz bu zararları zaten tazmin ediyoruz, binaları yeniliyoruz. Ta ki bu vandallar bu ülkenin sahipsiz olmadığını görsünler. Ama suçlular tespit edildiğinde, onlardan alınacak. Bu rücu için geçmişte olan zaman aşımı da uzatılacak. Bu rücu zaman aşımına tabii olmayacak, uzatılacak. Bir sene de olsa suçlu tespit edildiğinde kesinlikle bu suçların doğurduğu zararlar ondan tazmin edilecek" şeklinde konuştu.

"BONZAİ BAŞTA UYUŞTURUCU İŞİ YAPANLARA TERÖR MUAMELESİ"
Bir başka uygulamayı açılayan Davutoğlu, "Bonzai ile ilgili açıklamıştım. Bonzai ve diğer uyuşturucu işi yapanlar terör muamelesi görecekler. Her biri birer teröristtir. Çünkü gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindeler. Bonzainin net olarak eroin sayılacağı düzenleme yapılacak. Her türlü uyuşturucu faaliyetinin okul çevrelerine yaklaşması durumunda, zaten ağırlaştırılmış olan cezalar iki misline artırılacak. Oraya uyuşturucunun yaklaşmasına izin vermeyeceğiz. Sanal ortamda şiddete, nefrete çağrı dili anlamına gelecek uygulamalar, ifadeler yapılan bazı çalışmalar suç olarak telakki edilecek" dedi.
Davutoğlu, "Silahlı ayaklanmaya başlıyoruz, herkes silahını alsın, silahlarınızla oraya gidin’ bu tweetleri atmak özgürlük müdür? Böylesi tweetler eğer Avrupa’da ABD’de atılsa, siyahları beyazlara karşı, beyazları siyahlara karşı, o şirketler bunu engellemezler mi? Biz de engelleyeceğiz. Bunun da hiçbir şekilde nefret dilinin, şiddet dilinin özgürlükle alakası olamaz. Sanal ortamda alınacak tedbirleri de dün görüştük. İlgili şirketler temel kurallara riayet ettiklerinde, sadece o tweetlere dönük tedbirler olacak. Ama yaygın şiddete eylemine dönüşen durum söz konusu olursa sanal ortamla ilgili gerekli tedbirler alınacak" şeklinde konuştu.

"KOLLUK KUVVETLERİNİN ÜST VE ARAÇ ARAMA YETKİSİ"
Davutoğlu, "Kolluğun üst ve araç arama yetkisi tamamiyle hukuki denetime açık şekilde ve tabi gerekli izin prosedürleri de işlenerek yeni bir düzenlemeye kavuşturulacak. Hiçbir vatandaşımızın üstü, aracı yada evi rastgele ve keyfi şekilde aranamaz. Ancak gelen istihbarat çok güçlü bir delili oluşturacak hale dönüşmüşse, bunun için de yine yargı süreçleri paralelinde işletilmek suretiyle izin alındıktan sonra arama yapılabilecek, araçta ve üst aramalarda" dedi.

"ENGELLİ, HASTA VE YAŞLILARIN İFADELERİ EVLERİNDE ALINACAK"
Engelliler, hastalar ve yaşlıların ifadelerinin evlerinde alınabileceğini açıklayan Davutoğlu, "Mahkemeye çağrılmayacaklar. Bütün bu düzenlemelerin sivil gözetim ve denetimi için yine devrim niteliğinde bir reform yapıyoruz. O da kolluğun görevlerini nasıl kullandığını denetlemek amacıyla AB standartlarına uygun bir şekilde Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Ola ki bu yetkiler verildi, emniyet görevlilerimizden herhangi birisi bu yetkileri kötüye kullanmışsa bunu denetmek üzere Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Bu komisyonun içinde Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı, Barolar Birliği Başkanı ve üniversite temsilcileri olacak ve tamamiyle sivil bir yapı olacak. Yani yetki verildikten sonra denetimi de demokratik standartlarda yapılacak. Buna da kimsenin itirazı olmaması gerekiyor. Bütün hususlardaki düzenlemeler TBMM’de AB Uyum Komisyonu’ndan geçecek, ondan sonra genel kurula sevk edilecek" ifadelerini kullandı.

"İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANI"
Davutoğlu, "Altıncı alan iş sağlığı ve güvenlik alanı. Bu da önemli bir güvenlik alanıdır. İş kazalarının vatandaşlarımızın güvenliğini hepimiz biliyoruz. Bu da en kısa zamanda Meclisimize sunulacak" dedi.
Yedinci olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu açıklayan Davutoğlu, "Mahremiyetin korunması ve kişisel verilerin işlenmesi, depolanması, değiştirilmesi konusunda tamamiyle vatandaşlarımızın hukukunu gözeten düzenleme yapacağız. Bu da en kısa zamanda kanunlaşacak" diye konuştu.

"İSTANBUL TAHKİM MAHKEMELERİ’Nİ KURUYORUZ"
Davutoğlu, "Sekizinci alan. Fikri ve sınai mülkiyet haklarını da göz önüne alan ve bunları teminat altına alan bir düzenlemeyi yapıyoruz. Dokuzuncu alan olarak, elektronik ticaretin düzenlenmesi, tüketici haklarını teminat altına alan bir yasal çalışmayı tamamladık. Bu da en kısa zamanda Meclisimizin gündemine gelecek. Ve nihayet İstanbul Tahkim Mahkemeleri’ni kuruyoruz. Uyuşmazlık ve karşılıklı hukukların korunması yönünde tahkim sürecini devam ettireceğiz. Çok değişik alanları kapsayan ve sadece güvenlik tedbirlerine dayanmayan, ’Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu Paketi’ olarak güvenlikle ilgili her alanı kapsayan bir çalışmayı tamamlamış bulunuyoruz. Bu çalışmalarla ilgili nihai kanun düzenlemeleri, tasarılar, teklifler ilgili bakanlıklarımız ve Bakanlar Kurulumuz tarafından TBMM gündemine sunulacak. Son olarak başlatılan bir çalışma Alevi vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili olarak birçok çalıştaylar yapıldı, önemli istişareler yapıldı. Bakanlar Kurulu’nda arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmelerden sonra bizzat çalıştaylara katılan bakanlarımızdan isteyeceğim. Onlarla bu konuda bir çalışma gerçekleştireceğiz. Alevi vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde yoğunlaştıracağız. Kurban Bayramı’ndan çıktık, Muharrem ayına doğru gidiyoruz. Allah Kurban Bayramı’nda yaşadığımız türden olayları bu millete bir daha yaşatmasın. Ama herkes bilsin ki Kurban Bayramı’nda yaşadığımız olayları tekrar yaşatmaya cüret edenler olursa devlet ve millet hep beraber bu cüret edenlere haddini bildirme gücüne sahiptir. Bir daha dünyanın hiçbir yerinde Kerbela benzeri zulümlerin yaşanmaması, Hazreti Hüseyin’in vicdanının, ahlakının ve irfanının bütün dünyaya egemen olması için gece gündüz çalışmaya, mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğimizi ilan ediyorum."
(İHA)