Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, “Biz şuan gri listeye girdik gireceğiz. 13-14 yılda elde ettiğimiz kazanımı birilerinin keyfi için heba etme şansımız yok. Birilerinin canı yanmasın diye sektörü feda etme lüksümüz yok” dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Piri Resi Üniversitesi Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Arslan, “Gençlik kavramının çağrıştırdığı ilk kelime ’gelecek’ olsa gerek. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi geleceğimizin teminatı gençlerdir. Gençlik ve gelecek kavramlarını yan yana getirdiğimiz zaman çok farkı bir sinerji ortaya çıkıyor. Gençlerle sohbet ederken elbette ki yarınları konuşmalıyız. Ama biliyoruz ki yarınların başarılı olabilmesi için geçmişimizi iyi bilmeliyiz. 15 Temmuz bir kendine gelme işlemiydi belki. Keşke yaşamasaydık ama keşkeler fayda etmediğine göre o kangrenin daha da büyüyüp başımıza gelecek daha da büyük problemler açmamaları adına işte o akşam önemliydi. O akşam benim ilk önemsediğim şey şuydu. Tabi ki Cumhurbaşkanımızın çağrısı ve Başbakanımızın ’Bu bir kalkışmadır, faillerle ilgili gereği yapılacak’ demesi ama daha da önemlisi siyaset gözetmeden, etnik yapı farkı gözetmeden, mezhep farkı gözetmeden millet olma şuuruyla milletin sokağa çıkmasıydı. Ve millet dünyaya ders verdi. Dedi ki, ’Evet 100 yıl önce nasıl ki istiklale ve istikbal mücadelesi verdiysem nasıl ki Çanakkale’de, Sarıkamış’ta ecdat şehit olduysa, nasıl ki bu toprakları bana yurt olarak, bana vatan olarak bırakmak için kanını döktüyse ben de kanımı dökmeye hazırım.’ Tankın önüne çıkarak söyledi, merminin, kurşunun önüne göğsünü siper ederek söyledi. Bu konuda bayanların yeri yadsınamaz. Kadınlarımızın tankların önüne nasıl durduğunu gördük” diye konuştu.

“3-14 yılda elde ettiğimiz kazanımı birilerinin keyfi için heba etme şansımız yok”
Denizcilik sektöründe kara listeden beyaz listeye geçtiğimizi vurgulayan Bakan Arslan, “En önemlisi herhalde burada kara listeden beyaz listeye geçmekti. Kara listeden beyaz listeye geçmenin olmazsa olmazı elbette ki armatörlerin gemilerini en sağlıklı şekilde kurallara uyar şekilde işletilebilir tutmasıydı. Yine denizcilikte kontrol aşamasında olan görevin yerine getirilmesiydi. Liman başkanlıklarının görevini yerine getirmesiydi. Bizim de bu anlamda bu işe sahip çıkmamızdı. Biz şuan gri listeye girdik gireceğiz. 13- 14 yılda elde ettiğimiz kazanımı birilerinin keyfi için heba etme şansımız yok. Çünkü bu başarının ne kadar zor elde edildiğini biliyorum. Her zamanki gibi harcamak istiyoruz. Nasıl olsa beyaz listedeyiz, nasıl olsa bir şey olmaz diyoruz. Ancak bakanlık olarak biz bunun tersini söylüyoruz. Diyoruz ki, ’kabul edin ki kara listedeyiz. Bir üst listeye çıkmak istiyoruz. Dolayısıyla bizim gri listeye düşme şansımız yok. Bunun için gereğini yapmak zorundayız, yapacağız. Birilerinin canı yansa da’. Çünkü birilerinin canı yanmasın diye sektörü feda etme lüksümüz yok. Bunun için lütfen her zamanki gibi el birliği yapalım, burada bir yanlışa düşmeyelim” şeklinde konuştu.

“Türkiye yüzünü gerçek anlamda denize dönmüş durumda”
Denizcilik sektöründe kaydedilen ilerlemelerden söz eden Bakan Arslan, “Tersanecilik gerçekten önemli, 2008’e kadar olağanüstü bir dönem yaşadık. 37 tersaneden bugün 77 tersaneye geldik. 2008 sonrası dünyadaki kriz en başta denizcilik sektörünü etkiledi. Çünkü denizcilik sektörü Uluslar arası çalışan bir sektör. Toplam yük endekslemesi 190 milyondan 416 milyon tona, uluslararası taşınan hatlarda araç sayısı 13 yılda 220 bin iken 420 bine çıkmış. 33 adet olan yat limanı sayımız 61’e çıkmış, uluslararası liman sayısı 172’ye, kayıtlı gemi adamı sayısı 177 bine çıkmış durumda. Çin’den sonra dünyada en çok gemi adamı yetiştiren ülke konumundayız. Bu da herhalde gurur duyulacak önemli bir şey. Bunun olmazsa olmazı eğitim. 25 olan eğitim kuruluşu bugün 122’ye çıkmış, neredeyse 5 kat artmış. Türkiye yüzünü gerçek anlamda denize dönmüş durumda. Denizciliğimizi fırtınalı sulardan kurtardık ama tekrar fırtınalı sulara kapılmamamız gerekir. Bunun için önlemlerimizi almak zorundayız. 15 Temmuz hepimizin omuzlarına sorumluluk yükledi. Bu sorumluluğu sadece biz kamu çalışanlarına değil, elbette ki özel sektöre de yükledi. Dün emekliyorduk, bugün yürüyoruz. 8 yılda alınan mesafeyi düşünürseniz gerçekten çok önemli bir mesafe. 3 bin 200 öğrencide 189 öğretim üyesi Türkiye ortalamasına göre bence olağanüstü bir şey” ifadelerini kullandı.
(İHA)