Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Sultanahmet’teki eylemcinin kimliği ile ilgili tuhaflığın bir an önce giderilmesi gerektiğini kaydetti.
Demirtaş, Fransa’daki saldırıyla ilgili olarak da, “Vahşi eylemleri yapanların İslamiyet’le ilişkilendirilmesi, Müslüman topluma ayrımcılığa dönüşebilecek, ırkçılığa dönüşebilecek saldırılara vesile olmasını önlemek gerekir” dedi.
Partisinin Antalya il kongresine katılan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilerin sorularını cevapladı. Demirtaş seçim barajıyla ilgili, “Mahkemenin kendi takdiridir. Hakimler kendi vicdanlarına göre kanaat oluşturur ve karar verirler. Bu konuda ‘Yetkimiz yok’ demesi bence biraz meseleye dokunmaktan kaçınmak gibi olur. Anayasa Mahkemesi bir kişinin oy kullanma ve temsilcisini seçme hakkını bireysel bir hak olarak ele alabilir ve bunu değerlendirebilirdi. En azından bir bireysel bir hak ihlali kararını verebilirdi diye düşünüyorum. Baraj siyasetçileri sorunu ve meselesidir. Bu yönü doğrudur. Bu barajı getiren darbe yönetimidir. 1980 darbesinden sonra oluşturulan baraj sistemidir. 12 yıldır bu barajı koruyanda AKP hükümetidir. Hükümetin çözmediği çözmeye cesaret edemediği, atmaya cesaret edemediği demokratikleşme adımının, Anayasa Mahkemesi tarafından atılmasını beklemekte ham hayal olurdu. Bizi şaşırtmadı Anayasa Mahkemesi’nin kararı. Bu baraj meselesi sadece HDP’nin sorunu değildir. Bütün Türkiye’nin sorunudur aslında. Biz bu seçimde inşallah barajı aştığımızda artık baraj tartışması bitecek ve barajı kaldırmak güdeme gelecektir. Bizim için konulmuş bir barajdı. Biz bunu aşarsak artık baraja gerek kalmayacak1” dedi.

SULTANAHMET SALDIRISI
Sultanahmet’teki bir polisin şehit olmasıyla sonuçlanan intihar saldırısı hakkında ise Demirtaş, şunları kaydetti:
“Üzücü bir olay. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Fakat olayla ilgili aydınlatılmamış birçok şey var. Olayın failiyle canlı bomba olarak intihar eylemi yapan kişinin kimliği ile ilgili değişik spekülasyonlar var. Bunun henüz aydınlatılmamış olması, eylemin kim tarafından, hangi amaçla yapıldığının ortaya çıkarılmaması ilginçtir. Aradan 24 saatlik zaman geçti. İstanbul Valiliği ve emniyeti henüz tatmin edici bir açıklama yapmadı. İlk açıklanan eylemci kimliğinin yanlış olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla olayda bir tuhaflık var bununda aydınlatılması lazım. Şiddet eylemiyle, bu tür eylemlerle siyasete yön verme, siyaseti biçimlendirme doğru değildir. Biz HDP olarak hiçbir zaman bu tür eylemleri benimsemedik. İnşallah toplumumuz bu tür şiddet olaylarından giderek uzaklaşır. Gençler herkimse bu eylemi yapan, gençleri bu eyleme iten nedenleri de sorgulamamız gerekir. Niye yapıyorlar, nasıl oluyor bunlar. Siyasetçiler olarak bunları sormamız ve çözüm bulmamız gerekir. Aile, ismi açıklanan kişinin çocukları olmadığını söyledi. Bu tuhaflığın bir an önce aydınlanması gerekir.”

FRANSA’DAKİ SALDIRI
Demirtaş, Fransa’nın başkenti Paris’te yayınlanan ve yaptığı Hz. Muhammed karikatürüyle büyük tepki çeken "Charlie Hebdo" dergisine düzenlenen saldırıyla ilgili ise şunları söyledi:
“Trajik ve çok acı bir olay. Biz Fransız hükümetine başsağlığı dileklerimizi yazılı olarak ilettik. Kimin tarafından yapıldığı henüz ortaya çıkmadı ama kabul edilmesi mümkün değil. İlk saatlerden itibaren hemen eylemi yapanların İslami kimliği olabileceği ve bundan yola çıkarak İslamafobi, İslamiyet’e karşı Müslümanlara karşı bir tepkilerin olacağı kaygısı oluştu. Biz bu kaygıya katılıyoruz. Bu eylemi yapanlar IŞİD gibi örgütler, İslamiyet’i, Müslümanlığı temsil etmiyorlar. Fransa hükümetinin de Avrupa’da halkların ve devletlerinde buna dikkat etmesi lazım. Bu tür vahşi eylemleri yapanların İslamiyet’le ilişkilendirilmesi, Müslüman topluma ayrımcılığa dönüşebilecek, ırkçılığa dönüşebilecek saldırılara vesile olmasını önlemek gerekir. Buna karşı herkesin, özellikle İslami hareket ve örgütlerin sert tepki ortaya koyması lazım. En çok hassasiyet göstermesi gereken gruplar bunlardır. Ülkemizde maalesef İslami örgütler kurumlar, IŞİD gibi bir barbarlığa tepki göstermiyorlar. Siz IŞİD’i doğrudan veya dolaylı olarak savunursanız Müslümanlığa en büyük zararı siz verirsiniz. Bu tür örgütlerin insanlığa, dine, inanca hiçbir katkısı yok. Tam tersi zararı vardır. Fransa’daki bu vahşi eylemde hep ifade, inanç özgürlüğüne, halkların birlikte yaşama imkanlarına büyük bir darbe vurmuş gibi görünüyor. Sonuçlarının ağır olacağını tahmin ediyorum. Çünkü gerçekten Avrupa’yı sarsabilecek siyasi ve toplumsal dengeleri etkileyebilecek düzeyde çok ciddi bir olaydır.”
(İHA)