Başbakan Binali Yıldırım, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan James Jeffrey’in açıklamaları ile ilgili, "Esaret altına girmediği gibi kimseyi de sömürmeyen tek millet vardır; Türk milletidir. Onun için Türkiye’yi konuşurken, Türkiye’yi yargılarken geçmişinize bakın kardeşim" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Vatandaşlarımız tedirgin olmasın, iş aleminde olan işini yapmaya devam etsin, memur olanlar işlerini yapmaya devam etsinler ancak biz bunları kılı kırk yararak titiz bir şekilde tespit edeceğiz. Tek tek aynı vücuttaki kanser hücreleri gibi bunları ayıklayacağız. Zahmetli, titiz bir çalışma gerektiriyor bunu bilmenizi istiyorum. Şimdi soruyorlar ’ben halı ticareti yapıyorum, filanca şirkete mal verdim, onlar da bana çek verdi ben şimdi FETÖ’cü müyüm? Değil miyim?’. Hayat devam ediyor, ticaret, iş devam ediyor dolayısıyla alışverişte yapacağız, ticaret de yapacağız buradaki bizim ölçümüz çok net. Kurumlar değil suçlu olan, suçlu olan onların yöneticileridir. Hani biz ne dedik hep: Parti kapatmayalım, partilerin günahı yok, partilerin kapanmasına sebep olanları cezalandıralım. Burada da ölçümüz bu, şirketleri değil çünkü o şirketler iş veriyor, aş veriyor ekonomiye can veriyor. Onlarla alışverişimiz yok, kiminle var? O şirketi kirli emelleri için, FETÖ terör örgütünün emelleri için kullananlar hesap verecekler. Hep soruluyor ’bize de bir şey olacak mı?’ diye, bunu açıklama ihtiyacı duydum. Bu çerçeve de gerek Maliye Bakanlığımız gerek Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ilgili birimler çalışmaları yapıyorlar, burada herhangi bir hata, yanlış olmaması için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar" diye konuştu.
Terör örgütlerinin artık Türkiye’nin gündemini işgal etmesine müsaade etmemek gerektiğinin altını çizen Yıldırım şöyle devam etti:
"Daha fazla ekonomiye, daha fazla kalkınmaya, daha fazla toplumun gelecek hayallerini gerçeğe dönüştürmeye vakit ayıralım. Bütün kurumlarımızla işimizin başındayız. İş dünyamız her zamankinden daha güçlü bir destekle yanımızda yer alıyor, çalışanlarımız her zamankinden daha büyük bir özveriyle, arzuyla ülkeye değer katıyor, yanımızda yer alıyor. Bakan Kurulu, süreçle ilgili en hızlı şekilde sonuç almak için kalıcı tedbirleri bir bir alıyor. Terör örgütünün doğurduğu hasarları ortadan kaldırmak için OHAL ilan ettik ve KHK’ları yürürlüğe koyduk. Bundan sonra da KHK’lar olacak. Bugüne kadar çıkardığımız KHK’lar bu haftadan itibaren Meclis gündemine girmeye başladı. Meclisimizde bunlar görüşülecek ve Meclis onayından sonra kalıcı hale gelecek. Tabii burada muhalefet partilerimizin eleştirilerinin makul olanlarını da bu görüşmelerde dikkate alacağımız daha önce Genel Başkanlara bizzat ifade ettik."

KPSS ve memurların durumu
15 Temmuz’un milat olduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, "Bu ülkenin gençleri, ’memleketin işleriyle ilgilenmezler, bunlar apolitiktir’ diyenler 15 Temmuz gecesi meydanları görseydi ne kadar yanıldıklarını anlarlardı. Geleceğimiz gençlerimizdir, geleceğimiz kadınlarımızdır. Bu FETÖ örgütü sadece ülkemizi darbe girişimiyle, yaptıkları binbir türlü hileyle, takıyyeyle zor duruma düşürmediler. Bunlar 2010 yılı KPSS sınavında soruları dağıttılar, haksız yere 86 bin memurun bütün o imtihan da döktüğü teri de şaibeli hale getirdiler. Şimdi mahkeme 2010’da giren bütün memurların sınavını iptal etti. Ne yapacağız? 86 bin tane devletteki memuru çıkaracak mıyız? Elbette değil, ne yapacağız? Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’yiz bunları tek tek inceleyeceğiz. Kim soruları çalmışsa, kim haksız yere sınav kazanmışsa bunların kulağından tutup atacağız ama düzgün, alnının teriyle kazananların haklarını da koruyacağız" ifadelerini kullandı.

"Yarasının ölçüsü ne olursa olsun gazilerimiz hakkını alacak"
15 Temmuz şehit ve gazilerine ne yapılsa haklarını ödeyemeyeceklerini söyleyen Başbakan Yıldırım, "Şehit ve gazilerimizle ilgili yeni bir düzenleme daha yaptık. Bunlara aylık bağlanabilmesi için SGK prim borcu olmama gibi saçma sapan bir kural vardı, onu da KHK ile ortadan kaldırdık. Hiçbir borcuna harcına bakmadan hepsi siliniyor ve gerekli maaşı bağlanıyor. Yaralanan gazilerimizde ise bir kural var yüzde 40 iş göremezlik şartı aranıyor. Yani uzuvlarının yüzde 40’ını kaybederse ancak gazilik haklarına sahip oluyor. Bunu, hayatını bu ülkenin geleceği için ortaya koymuş, göğsünü toplara, mermilere siper etmiş gazilerimize ’sen yüzde 10 yaralandın, sen yüzde 30 yaralandın’ mı diyeceğiz, yakışır mı Türkiye’ye? Elbette yakışmaz, yarasının ölçüsü ne olursa olsun o yarayı hafifletmez, onların gönlünü kazanmak bizim en önemli görevimizdir. Bütün bu kuralları kaldırdık. O meydana inen parmağının tırnağı bile yaralanmışsa onlar da gazi olacak ve gazilik haklarından yararlanacaklar. Çünkü onlar Türkiye’nin geleceğini kurtardılar" açıklamasında bulundu.

"Hadi oradan"
Gazilere iş verileceğini de kaydeden Yıldırım, "FETÖ ile mücadele hız kesmeden devam ediyor. Dün bir gazetede ABD’nin önceki büyükelçilerinden bir tanesi 15 Temmuz darbesi üzerine önemli ifşaatlarda bulundu. Diyor ki ’Erdoğan Washington’da, Avrupa’da sevilmiyor, otoriter gözüküyor.’ doğrusu başkalarının söylemediğini açıkça söylediği için takdir ettim. Ülke isimleri vererek diyor ki ’Şu ülkeler bizim önümüzde eğiliyorlar fakat bu Tayyip Erdoğan hiç bizi sallamıyor. Üstelik de ne yanlış yaptıysak yüzümüze karşı söylüyor, bunun için sevilmiyor.’ Adamlara bak, ölçüye bak; bunlara gidip yağcılık yapacaksın, yaltaklık yapacaksın o zaman makbul adam olacaksın. Doğruları söylersen sevilmeyen adam olacaksın, diktatör olacaksın öyle mi? Hadi oradan. Bakın şunu unutmayın, bu millet dünyada esaret altına girmeyen tek ulustur. Esaret altına girmediği gibi kimseyi de sömürmeyen tek millet vardır Türk milletidir. Onun için Türkiye’yi konuşurken, Türkiye’yi yargılarken geçmişinize bakın kardeşim. Geçmişinizdeki o yüklerinize bir bakın, ne kadar insanın kanına girdiğinize bakın ondan sonra Türkiye’yi yargılayın. Ne o Tayyip Erdoğan ’dünya beşten büyüktür’ demiş hoşunuza gitmedi mi? Yani siz emredeceksiniz dünyada garibanlar ölmeye devam edecek. Suriye’de 500 bin insan ölecek, orası senin olsun, burası benim olsun 3 milyon insan Türkiye’ye hicret edecek, kılınızı kıpırdatmayacaksınız. Ondan sonra da dünyayı adil bir şekilde yönetiyoruz diyeceksiniz" şeklinde konuştu.

"Kimin malını kime veriyorsun? Geç bunları"
"Bu bölge de Türkiye bölgeyle ilgili sorumluluğu var" diyen Yıldırım şunları kaydetti:
"Bu sorumluluğun gereğini biz yapmalıyız yapmaya da devam edeceğiz. Suriye’de çözüm nasıl İsrail’de nasıl Rusya’da ilişkileri normalleştirdiysek, sorunlarımızı çözdüysek Suriye’de, Irak’da da eminim ki sorunları çözeceğiz. Nasıl çözeceğiz? İki tane önemli şartımız var. Bir tanesi, Türkiye’nin toprak bütünlüğü, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunacak. Öyle batıyı sana vereyim, güneyi sana vereyim, doğuyu da Kürtlere vereyim öyle bir şey yok. Kim kimin malını veriyor kardeşim? Kimin malını kime veriyorsun? Geç bunları. Bir Kürt devleti uyduralım böylece Türkiye ile Orta Doğu arasında bir Kürt oluşumu meydana gelsin. Bu düşüncelerle bu bölgenin sorunları çözülmez. Bu bölgenin sorunlarını en iyi bilen bölgenin ülkeleridir. Dolayısıyla İran, Türkiye bu bölgeyi en iyi bilen ülkelerdir, soruna en iyi çözümü de bu ülkeler getirecektir. Amerika olsun Rusya ve diğer koalisyon güçleri gerçekten çözüm istiyorlarsa çözüm mutlaka sağlanacak. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunacak, Suriye’nin bütün vatandaşları, Arap’ı, Kürt’ü, Şii’si, Sünni’si ülkenin kaderine sahip çıkacak. Yani mezhep esasına dayalı bir yönetim dayatılmayacak. Bütün bunlar olduktan sonra çözüm olmaması için hiçbir neden yok. Bunun için Türkiye gereken bütün çalışmaları diğer paydaşları ile birlikte yapıyor, yapmaya da edecek. Eminim ki önümüzdeki aylarda bu konu da kayda değer bir gelişmeyi hep beraber yaşayacağız."

"Alevi-Sunni hep bir kardeşiz, kavga edecek hiçbir şeyimiz yok, paylaşacak çok şeyimiz var"
"Bugün Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli’yi anma toplantıları var. Hacı Bektaş Veli, Anadolu erenlerinden ve Anadolu coğrafyasında kardeşliği, birliği, beraberliği ömrü boyunca hep söylemiş ve milletin birbiri ile mezhep, düşünce, inanç farkı olmadan kucaklaşmasını sağlamıştır. Alevi kardeşlerimize selamlarımız gönderiyoruz. Alevi-Sünni hep bir kardeşiz, kavga edecek hiçbir şeyimiz yok, paylaşacak çok şeyimiz var. Ben Alevi ve Sunnilerin bir arada, kardeşçe, dostça yaşadığı bir yerden geliyorum. Çocukluğum oradan geçti, adım bile Alevi kardeşlerimizin tarafından konulan bir addır. Her zaman bhu ülkenin her vatandaşının Alevisini, Sünnisini birinci sınıf vatandaş olarak görmüş ve ülkemizin kalkınmasında herkesin canla başla çalıştığına şahit olan birisiyim. Onun için biz, mezhep, ideolojik, bölgesel farklılıklarla birbirimize düşürmeye çalışanlar geçmişte olduğu gibi bundan sonra da asla ve asla başarılı olamayacaklar. Bundan herkes emin olabilir. Nevşehir’ de bugün o etkinliklerde Kültür ve Turizm Bakanımız hükümeti temsilen katılacak ve gereken mesajları oradaki kardeşlerimizle paylaşacaklar. Zaman zaman Sivas olaylarında, Başbağlar’da, Çorum’da, Maraş’da bu ve buna benzer bizi birbirimize düşürmeye gayret eden girişimler oldu ama her seferinde milletin sağ duyusu galip geldi, kardeşlik asla bozulmadı. Bundan sonra da bozulmayacak" değerlendirmesinde bulundu.
"Geçtiğimiz hafta Bartın’da daha doğrusu 13 Temmuz’da Bartın, Amasra, Kurucaşile bu bölgelerde büyük bir sel felaketi oldu, büyük maddi zararlar var oradaki bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun" diyen Yıldırım, "Hiç merak etmesinler Türkiye büyük bir ülke, hükümetleri yanında her türlü hasar, her türlü zarar eksiksiz giderilecek" ifadesini kullandı.

"Boğaz’ın üçüncü incisi geliyor"
26 Ağustos’da, Boğaz’ın üçüncü incisi Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü açacaklarını kaydeden Yıldırım, "Bu köprü de AK Parti iktidarının bir eseridir. Dünyanın en geniş asma köprüsü, kuleler arası açıklığı en fazla olan Boğaz’daki üçüncü köprü. Kule yüksekliği bakımından dünyanın en yüksek kulesine sahip olan köprü. Sadece bir köprü değil bir sanat eseri. Köprü’yü yalnızca açmıyoruz, 4 şerit gidiş, 4 şerit geliş 217 km’de otoyol açıyoruz. Böylece İstanbul’un bütün ağır vasıtaları Yavuz Sulatn Selim’den geçecek. Yavuz’da öyledir 8 yılda Osmanlı’nın en çok işini yapan padişahtır. 20 Aralık’ta da iki katlı arabalar için Avrasya Tüneli’ni açıyoruz. Sarayburnu ile Haydarpaşa arası sadece 2 dakika. Fatih 1453’te gemileri karadan Haliç’e indirdi ama onun torunları geri durur mu? Tayyip Erdoğan ve arkadaşları denizin altından arabaları ve trenleri geçirdi. Fatih’in torunlarına da yakışan budur" dedi.
Kupa kazanması sebebiyle Galatasaray’ı da tebrik eden Başbakan Yıldırım, Beşiktaşı’da iyi oynadığı için tebrik etti. Olimpiyat oyunlarında Kadın Basketbol Milli Takımı’nın finale çıktığını hatırlatan Yıldırım, "Onlara da başarılar diliyorum. Ayrıca gümüş madalya alan Rıza Kayaalp kardeşimiz de tebrik ediyorum. Üzülmesin bu sefer olmadı seneye olur inşallah, bir daha ki sefere" diye konuştu.
Bütün milletvekillerine yoğun ve güzel bir hafta dileyen Yıldırım, bu hafta sıkı çalışıldığı takdirde onlara da sürprizleri olacağını dile getirdi.

"Şu anda yaklaşık 200 milyon birikti"
15 Temmuz şehit ve gazileri için başlatılan bağış kampanyasının bir süre daha devam edeceğini belirten Başbakan Yıldırım, Ak Parti Grubu’na yaptığı bağıştan dolayı da teşekkür ederek, "Üç bankamız, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halk Bankası ile onların katılım bankaları hesap açtılar ve kampanya devam ediyor. Şu anda yaklaşık 200 milyon lira hesaplarda birikti. Vatandaşlarımız isterlerse bu kampanyaya katılmaya devam edebilirler böylece şehit yakınlarımızla, gazilerimizle dayanışmada biz de sizlerle beraberiz diyebilirler. Bunun birçok yolu var nakit verilebilir ama en kolay yolu, cep telefonlarından bütün vatandaşlarımız 1507’ye kısa mesaj atsınlar. Atılan her mesajın bir misli de operatörler kendi katkı sağlayacak. AK Parti Grubu olarak bu anlamlı kampanyaya yaptığı katkılardan dolayı grubumuza çok teşekkür ediyoruz" açıklamasını yaptı.
(İHA)