Başbakan Binali Yıldırım "Vatanına ihanet edenler değil meydanlarda demokrasi nöbeti tutanlar kazandı. Milletin tanklarını sürenler değil, tankların önünde duran kahramanlar kazandı. Aklını kiraya veren teröristler değil, her biri birbirinden yiğit şehitler kazandı, gaziler kazandı" dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi Toplantısı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım’ın yanı sıra Enerji Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve ilçe belediye başkanları katıldı.
Toplantıda katılımcılara hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimindeki duruşları nedeniyle salonu dolduran katılımcılara teşekkür ederek, "İstanbul 15 Temmuz’da kendine yakışına yaptı. Bütün İstanbullular 15 Temmuz gecesi devletini korumak ve demokrasiye sahip çıkmak için hainlere karşı dimdik durdu. 246 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var. 15 Temmuz şehitlerimize ve bütün şehitlere buradan bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
Yıldırım, daha sonra salondakileri 15 Temmuz’da hayatını kaybeden şehitler için Fatiha okumaya davet etti.

"15 TEMMUZ’DA ’ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ GEÇİLMEZ’ DEDİNİZ"
Milletin şehitlerini ve gazilerini asla unutmayacağını söyleyen Başbakan Yıldırım, "O gün bu milletin her bir ferdi birer kahramandı. Millet adına, devlet adına hepinize şükranlarımı sunuyorum. Sizler Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanların doldurdunuz. Havalimanı’na giderek Cumhurbaşkanımızı yalnız bırakmadınız. Darbe kalkışmasının gerçekleştiği Şehitler Köprüsünü de tuttunuz. ‘Şehitler Köprüsü geçilmez’ diyerek kurşunlara vücudunuzu siper ettiniz. Allah sizden razı olsun. Bundan sonraki nesiller Boğaziçi Köprüsünü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü diye anacak ve bu acıyı unutmayacak" ifadeleri kullandı.

"Türkiyeyi FETÖ’den de, BETÖ’den de, DEAŞ’tan da siyasi uzantılarından da kurtaracağız"
"Vatanına ihanet edenler değil, meydanlarda demokrasi nöbeti tutanlar kazandı" diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletin tanklarını sürenler değil, tankların önünde duran kahramanlar kazandı. Aklını kiraya veren teröristler değil, her biri birbirinden yiğit şehitler kazandı, gaziler kazandı. Allah bu büyük milleti birlik ve beraberlikten ayırmasın. Allah bu büyük millete düşmanlık edenlere fırsat vermesin. Bu acı tecrübeden çok şey öğrendik. Gereken her adımı kararlılıkla atarak bir daha bu türden alçakça kalkışmaların yaşanmaması için her türlü tedbiri aldık. Hiçkimse bir kez daha devlet içinde devlet olmaya, milletin silahı ile millete tuzak kurmaya cesaret edemeyecek. Hiç kimse bir daha millet iradesine ipotek koymayı aklından dahi geçiremeyecek. Sınırlarımızın içinde veya dışında bu güzel ülkeye kasteden her hain yapının üstesinden gelmeye muktediriz. Türkiye’yi FETÖ’den de, BETÖ’den de, DEAŞ’tan da siyasi uzantılarından da kurtaracağız Allah’ın izniyle"

"İLK MÜDAHALE E-MUHTIRA’DIR"
"AK Parti 2001’de yola çıkarken kurucu liderimiz Recep Tayyip Erdoğan o kutlu yolculukta bir şey söyledi. ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ AK Parti için 3 Kasım 2002 tarihi başlangıçtır" diyen Başbakan Binali Yıldırım "AK Parti iktidarı 14 yıl boyunca bir yandan Türkiye’yi 3’e katlarken, milli geliri 3 kat arttırırken, milletimizin hayali olan projeleri yaparken diğer yandan da AK Parti vesayetçileri de birer birer tepelerine vurarak geliyor. Sadece hizmet etmiyor, ülkeye tuzak kuran teröristleri de darbecileri de hallede hallede bugünlere geliyoruz. Hatırlayın ilk açık müdahale E-Muhtıra’dır. 27 Nisan’da ‘Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz’ dediler. Türkiye Cumhuriyetinde tek başına iktidara gelmiş çok az partiye nasip olan milletvekili ile iş başına gelmişiz. ‘Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz’ dediler. Biz seçemiyorsak, eğer böyle bir icat çıkardıysanız işin çözümü millettir dedik. Millet kararını verdi. ‘Cumhurbaşkanını ben seçeceğim’ dedi. O referandumla birlikte artık Cumhurbaşkanlığının halk tarafından doğrudan seçilmesinin önü açılmış oldu. Bu Türkiye’deki yönetim sisteminin en önemli değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün başkanlık tartışmalarının da başladığı nokta budur. Eğer CHP ve onun akıl daneleri o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanlığı seçimini yaptırsalardı bugün belki de biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. Ancak maalesef CHP siyasi hayatında hiçbir zaman halkın iradesine ram olmamış, hep vesayetlerin gölgesinde iktidar arayışı ile bugünlere gelmiştir" diye konuştu.

"HALKIN GÜCÜ, TANKIN GÜCÜNÜ 15 TEMMUZ’DA YENMİŞTİR"
Vesayet ve darbe heveslilerin bununla da yetinmediğini aktaran Başbakan Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arkasından kapatma davası açtılar. Onu da def ettik. Ama bunlar hala durmadılar. Yargı ile darbe yapmaya kalktılar. O yargı darbesini de yine millete giderek, yargı reformunu gerçekleştirerek aştık. Bununla da yetinmediler. Bu kez gezi olaylarını tertip ettiler. ‘Ağaç’ diyerek Türkiye’de istikrarı bozmak hevesine kapıldılar. O günlerde dünyada başka yerlerde de gösteriler vardı. Venezüella’da vardı, Brezilya’da vardı, Meksika’da vardı. Onlar sokaklarda yöneticilerine diyordu ki ‘paraları çarçur etmeyin, yol yapın, havaalanı yapın’ Türkiye’deki geziciler de ‘yol yapmayın, havalimanı yapmayın, köprü yapmayın’ diye propaganda yapıyordu. Türkiye ne zaman yol almaya başlasa, ne zaman zincirlerinden kurtulsa, mutlaka başını meşgul edecek bir vesayet odağı icat ediliyor. Gezide bu milletin evladı Recep Tayyip Erdoğan çıktı dedi ki ‘Gezicilere pabuç bırakmayacağız, yol da yapacağız, milletimizin gönlünü de yapacağız’ Bunlar yine durmadı. Bu kez FETÖ’cülerle el ele vererek 17-25 Aralık’ı tezgahladılar. Türkiye demokrasisine yargı yoluyla bir darbe kalkışması. Orada da yine sert kayalığa çarptılar. Onlara da dersini yine Cumhurbaşkanımız en gür şekilde sesini yükselterek verdi. O gün FETÖ’ye dikkat çeken Cumhurbaşkanımız maalesef sesini tam olarak duyuramadı. Birçok siyasi partinin yanında birçok arkadaşımız bile bu meselenin ciddiyetini idrak edemedi. Nihayet AK Parti iktidarının önüne en büyük sınama 15 Temmuz’da geldi. 15 Temmuz darbe girişimi FETÖ’nün artık son kozuydu. 40 yıllık birikimlerini bir gecede ortaya koyacaklar, bir milleti esir alacaklardı. Milletin tankı ile, topuyla, uçağıyla, helikopteri ile milletin üzerine ateş ederek akılları sıra seçilmiş hükümeti işbaşından uzaklaştıracaklar, cumhurbaşkanının hayatına kastedecekler ve hayallerindeki iktidarı zahmetsiz ele geçireceklerdi. Her şey tamdı, orduya sızmışlardı, yeterince palazlanmışlardı, yargıda yeterince iyi noktalara gelmişlerdi, her yerde artık onlar vardı. Akılları sıra tam zamanıydı. Akıl hocaları da şimdi tam zamanı demişti. Ama bir şeyi hesap edemediler. Hesap edemedikleri şey Hakkın gücü ve halkın gücüdür. Halkın gücü, tankın gücünü 15 Temmuz’da yenmiştir. Cuntacılar contayı 15 Temmuz’da yaktılar. Ama memleketin yiğit evlatları o gece canını ortaya koyarak demokrasiyi de yaşattılar, Türkiye’nin geleceğini de asla bu alçaklara teslim etmediler."
(İHA)