Trabzon

Prof. Dr. Demir'den Trabzon'da flaş sözler! Kokarca neden görülmedi? Böcekler kuzeye ilerliyor...

Prof. Dr. İsmail Demir, küresel ısınmanın tarımsal zararlıları artırdığını belirtti: İklim değişikliği ile ısınan havanın ardından böceklerin de kuzeye doğru iletmeye başladığını kaydeden Demir, yeni kimyasallar ve stratejelerin kaçınılmaz hale gelebileceğini söyledi. Demir, Kahverengi Kokarca Böceği ile ilgili konuştu.

Trabzon Kent Konseyi tarafından düzenlenen Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu'nda konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, “İklim Değişikliği ve Tarımsal Zararlılar” başlıklı sunumunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

“SERA ETKİSİ GEREKLİ, FAZLASI FELAKET”

Demir, sera etkisinin yaşamsal olduğunu vurgularken, sorunun gaz miktarının kontrolden çıkması olduğunu belirtti: “Karbondioksit üretimi tüketimden fazla. Fosil yakıtlar, sanayi, ulaşım, orman tahribatı bu dengenin bozulmasına neden oldu.”

Demir, “Sera etkisi olmasa yeryüzünü yaşamamın olması mümkün değil. Bu kara parçasının üzerinde bu kürenin üzerinde yaşayan tüm canlıları Sera etkisine ihtiyaç var.

O zaman sorun ne? Sorun üstteki tabaka arada bizim canlıların yaşadığı ortamı oluşturan o atmosferdeki sıcaklığın yükselmesi, sorun burada yoksa Sera etkisine ihtiyacımız var zaten oradan seracılık sistemini çıkartıldı.

Şimdi sera etkisi oluşturan gazların miktarında oranındaki artışla alakalı.

Karbondioksit bu kadar üretiliyor, bunun tüketimi de var. Yani müşterisi de var. Sorun, aşırı miktarda karbondioksit üretilmesi, dengenin bozulması…

Sera Gazlarının artışına sebep olan hususlar: fosil yakıtlar, fabrikalar, orman tahribatları, endüstriyel gelişmeler, sanayi süreçleri, şehirleşme, ulaşım…

Evet ve küresel ısınmanın sorumlusu maalesef ki insan… 20 yılda 30 yıl olsun biz bu süremiz de. 4,5 milyar yıllık bir dünyaya hükmediyoruz. Nasıl vahşice?

Küresel ısınmanın sebep olduğu olaylar bir sürü. Kuraklık, erozyon, ekolojik dengenin bozulması, buzulların erimesi, göç eden canlıların yollarını şaşırmaları…

Küresel ısınmanın tarımsal üretim üzerindeki etkisi: Tarımsal üretim için ne lazım? Toprak, su, güneş ışığı, sıcaklık gerekli Hatta, gerekli yerlerde, doğru üretim yapabilmemiz için bunların bir rejim haline dönüşmesi lazım. Böylelikle iklim unsurları çıkıyor ortaya.

Bitki ve hayvanların küresel ısınmaya verdikleri tepki de birbirinden farklı. Özellikle hayvanlara baktığımızda küresel ısınmayla birlikte kuzeye doğru bir göç olduğunu görüyoruz ama bunu bitkiler tabii yapamayacaklar” dedi.

BİTKİLER YA TOLERE EDECEKLER, YA DA ZORLAYACAKLAR…

Demir, sözlerine özetle şu şekilde devam etti:

Dolayısıyla bitkiler ya tolere edecekler, ya zorlayacaklar, potansiyellerini kullanacaklar. O potansiyeli müsaade ettiği ölçüde tölöre edecekler. Ondan sonra maalesef bu dünyadaki ömürlerini tamamlayacaklar.
Bu durum tarımsal üretim üretimi tabii ki derinden etkilemekte. Tarafsal üretim hem kuraklıkla mücadele etmek zorunda hem de devamındaki, zararlıları bertaraf etme noktasında, mücadele etmek zorunda.
Küresel ısınma zararlı böceklerinde, bitki hastalıkların da yayılma alanlarını genişletmekte.Bu durum ürün kayıplarını artırabilir ve tarımsal ilaç kullanımının daha da zorlaştırır, zorunlu hale getirmektedir.
Küresel ısınma tarımsal zararlarda artışa meydana getirecek ve biz bunu yenmek için bu sorunun üstesinden gelmek için yeni kimyasallar kullanmaya kullanmak zorunda kalacağız.Sorunu beraberinde getiriyor.

SICAK İKLİMLERDEN DAHA GENİŞ ALANLARA YAYILABİLİR

Hastalık taşıyan böcekler, daha sıcak iklimlerden daha geniş alanlara yayılabiliyor. Bu hastalıklar halk sağlığı açısından değil, bitki hastalıkları açısından olan kısmını ifade etmekteyim. Bu durum bitki sağlığını, hem de taraftar üretim ciddi noktada etkilemedi.

Bitkileri de enfekte eden bir sürü mikroplar var. İklim sıcaklığın artmasıyla, bitkilerde daha çok sorun yaşanmaya başlıyor. Fndıkta külleme hastalığı tüm Karadeniz Bölgesinde var nem var, sıcaklık var. Enfekte aşamada gelmişse her tarafı enfekte ediyor.

Tarımsal zararlılara bakalım. Böcek neslini, yaşamın sürdürmek istiyor. Onun böyle bize zarar vermek diye bir derdi yok.

BÖCEKLER 4 MİLYON YILDIZ DÜNYA ÜZERİNDE…

Küresel ısınma işte bunlar üzerinde çokça etkili olmakta. Böcekler, dünyada tür sayısı bakımından en zengin, soğukkanlı, soğukkanlı çünkü çevre sıcaklığıyla alakalı onların vücutları… Uygunsa yaşamlarını sürdürürler. Uygun periyot uzunsa o birkaç döl verirler. Uygun olmadığı zamanlarda bir şekilde gizlenip nesillerini korumaya alırlar.

Yaklaşık 4.000.000 yıldır dünya üzerinde varlıklar bilinmekte. Günümüzde 1 milyondan fazla türü ile varlıklarının sürdürmekteler. Sıcaklık, böceklerin dağılımı gelişimi, hayatta kalmaları, üremeleri üzerinde etkili.

BÖCEKLER HER 10 YILDA 6 KM KUZEYE DOĞRU GİTMEKTE

Böcekler her 10 yılda bir yaklaşık 6 km kuzeye doğru gitmekte. Bu ne demek? Bu ekvatordan bize doğru yenilerinin gelmesi demek.

Sıcaklık periyodu genişledi, böcekler artık birden fazla döl vermeye başladı.Ve ne oldu, kış uykusu kavramını ortadan kalkmaya başlar. Hayvanın kış uykusuna girecek düşük sıcaklık yok artık.
Böceklerin uyumları da çok iyi. Hakikaten küresel ısınmaya en hızlı uyum sağlayan canlı grubu…
Küresel ısınma böceklerle mücadeledeki yapmış olduğu yan etkiye:. Ne oldu: Sayı fazla, periyot uzun, hadi bakalım yeni enstrümanlar, yeni harcamalar, yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalacağız. Belki kimyasal kullanmak zorunda kalacağız. Onun çevreye yeniden olumsuz etkileri olacak…

ZARARLILARIN DOĞAL DÜŞMANLARI GEÇ UYUM SAĞLIYOR

Doğal olarak özellikle zararlı açısından dengede onları yiyen onlarla beslenen canlılar çok önemlidir. Onların doğal düşmanı doğaya geç veya zor uyum sağlıyor. Dolayısıyla o zararını doğal düşmansız kalıyor veya doğal düşman çok geç geliyor. O arada da zaten yaygınlaşmış. Kahverengi kokarcada olduğu gibi..
kavramı kokorcada olduğu gibi evet, bu da önemli bir sorun. Evet, gelinen nokta sıcaklıkların artışıyla birlikte böceklerin gelişimleri hızlanmakta, yılda verdikleri döl sayısı artmakta, coğrafi alanları genişlemekte, kışı aktif geçinen böceklerin popülasyonunları da kırılmamakta artık…

Ve bunun neticesi olarak son yıllarda çok sayıda böcek uzun yıllar yaşadıkları habitatlardan çıkıp dünyanın başka yerlerine göç etmeye başlıyor. Ve bunlara biz istilacı türler diyoruz.

TRABZON’DA TESPİT EDİLEN TURUNÇGİL UZUN ANTENLİ BÖCEĞİ

Turunçgil Uzun Antenli Böceği.. İlk olarak İstanbul’daydı.. Ve Trabzon'da ilk tespit 2018 Esiroğlu’nda mahallesinde. İstanbul’dan gelen fidanlarla buraya taşındığımız biliyoruz. Esiroğlu'nda bir patlama ya sebebiyet verdi. Zorluklar yaşandı. Ciddi manada ekonomik kayıplar yaşadık. Sonra Rize'de sanırım yine bir tespiti söz konusu. Korku şu Akdeniz'e inmesi… Zaten başlığı Turunçgiller..

KAHVERENGİ KOKARCA İLE KİMYASAL MÜCADELE

Kahverengi Kokarca…Yayılım sürecine baktığımız zaman Ekvator kuşağı da dahil, hakikaten bu bölgelerde çok etkin bir şekilde göülmekte..

Yapılan incelemeler, gözlemlerden, risk bölgeleri ortaya çıkarıldığı ve en son geldiğimiz noktada Karadeniz Bölgesi'nde boydan boya etkisi olduğu görülmekte. Evet, bu bir istilacı zararlı. Bu sadece sıcaklığı, iklim değişikliğiyle bunun yayılışını açıklamıyorum. Yayılmasına sebep olan bir sürü faktör var ancak Karadeniz Bölgesi bunun için çok harika bir ekoloji…

Besin seçimi açısından 300 yakın beslendiği bitki var ve hepsini bulabiliyor ve bir de farklı farklı zamanlarda bulunuyor. Artı üreme gücü çok yüksel konutçu sayısı fazla, yayılış hızı yüksek, adaptasyonu çok üst düzeyde.

Tabii başlangıçta doğal düşmanı yoktu. O yüzden meydan sadece ve sadece ona kalmıştı. Ne zaman evlere girdi, biz o zaman rahatsız oluyoruz. Evlere misafirliğe geliyor. Evlere kışı geçinmek için geliyor.

BU YIL NEDEN HENÜZ GÖRÜNMEDİLER?

Bu yıl biraz çıkışları geç oldu çünkü ortam geç ısındı, o ısınmayla birlikte doğaya geçiyor. Nne zaman biz bunları göreceğiz. Temmuz ve Ağustos’ta göreceğiz. Etkisi ne zaman, fındığı sattığımızda, yemeye başladığımızda, fındığın bizim için değerli olduğu zaman ne zamansa o zaman etkisini göreceğiz. Bir çok yerde %20 yirmilere kadar randımanı düşmesine sebep oldu.

Mücadelesiyle ilgili kimyasal mücadele evet yapılmakta.Tuzak bitkileri kullanılmakta, cezbet, öldür yöntemleri uygulanmakta, sınırlama süreçleriyle böceğin yayılması engellenmeye çalışılmaktan, biyoteknik, mücadele iticiler - çekicilerle, çekip yapıştırmayla veya çekip bir anda toplayayım gibi çalışmalar söz konusu..

Biyolojik mücadele çalışmalarının yanında patojen mikronların kullanılması da söz konusu.. ve biyolojik mücadele çalışmalarında da enterma patojenlerin mikropların kullanılması birden.

Bu zararı ile en güçlü, en iyi şekilde bir entegre mücadele söz konusu. Hep soruyorlar ne olacak,, bununla ilgili çalışmalar nedir? Bir kimyasal uygulaması maalesef yapmak zorundayız. Çünkü popülasyon çok üst düzeyde çok yoğun ama zamanından ve olması gereken kadar yapılmalı.

Sonra fenomen geliştirme çalışmaları yapılmakta…
Biyolojik mücadele çalışmalarından yapılıyor.

Benim bu zararlıya karşı mikrop kullanma çalışmalarımı var. Öldürücü mantarlar var, onları biz bu böceğe karşı kullanabilir miyiz ona yönelik çalışmalarım var.

Ancak devletimizin yaptığı, hakikaten bakanlığımızın yoğun şekil üzerine durduğu Samuray Arısı denen canlı.. Bizim doğadaki bal arısı ile alakası yok. ıNe yapıyor bu canlı, kokarcanın yumurtasının içerisine kendi yumurtasını bırakıyor.

Hızlı bir şey beklememiz yanlış olur. Popülasyon çok üst düzeyde…

Bunun tüm Türkiye’ye yayılmasından korkuluyor. Yayıldığı gibi mahvoldu demektir. Umuyorum bu çalışmalar işe yarayacak…”

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }