TİSKİ Genel Müdürü Ali Tekataş bölgemizde son günlerde meydana gelen susuzluk ve kuraklık ile ilgili önemli açıklamalarda bulunurken su kullanımını suistimal eden vatandaşları ceza kesme işleminin başladığını ifade ederek ‘Sayaçları takılmış olmsa bile ortalamanın aşını üzerinde su tüketerek suistimalde bulunanlara da ceza kesebileceğimizi kimse unutmasın. Vatandaş susuzluk çekerken bahçelere bırakılan su hortumları komşunun hakkını yemektir’ ifadelerini kullandı.

Beşirli’deki kokunun masraftan kaçıp kanalizasyon hattını derelere bağlayan sorumsuz vatandaşların binalarından akan kanalizasyon sularından kaynaklandığını belirterek ‘Biz Beşirli’de yapacağımızı yaptık, bundan sonrası Karayolları’nın işidir, şu anda Büyükşehir üzerine düşen görevi yapmıştır. Fakat bölgenin Akçaabat tarafından menfezlmeri uzatacak olan Karayolları genellikle hayvansal atıklardan kaynaklanan sorunu çözüme kavuşturacaktır, şu anda çalışmaları devam etmektedir. 

Milyonlarca lira tasarruf ettik: 
Önceki döneme göre ihale kırımlarında artış olduğunu kurum menfaatini koruduklarını, gerek araç kiralama ihalelerinde, gerek açık ihalelerdeki kırımlarda, gerekse de doğurdan teminli işlerde kurumun önceki döneme göre çok daha fazla kırımlarla zarardan kurtardıklarını birçok milyonluk işi de ihaleye çıkmadan sadece malzeme temini ile kendi personeli ile yaparak burada da milyonluk tasarrufa enden olduklarını ifade etti. 


İŞTE TEKATAŞ’IN AÇIKLAMALARI. 

Trabzon’da susuzluğun sebebi duyarsız vatandaşlar

- Geçen yıl da kuraklık vardı. Bu yıl da yaşanacağı ifade edildi. Tüm dünyada kuraklık sorununun endişesini yaşıyor. Trabzon’da son durum nedir? 

Kuraklık dünyanın sorunu olmaya başladı. Gelecekte en önemli sıkıntının sususuzluk olduğu en yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Bunu biz Karadeniz ve ülkemizde hissetmeye başladık. Karadeniz’in, Trabzon’umuzun su açısından şanslı olduğu yerler düşünülür ama, burada yağışlardan kaynaklı bir su var. Yani yer altı su kaynakları konusunda fakir bir iliz. Ben Türkiye’nin çeşitli illerinde bu tür görevleri yaptım. Oralarda ki yer altı su seviyesi ile burayı kıyasladığımızda Trabzon’umuzun yer altı suyu açısından fakir olduğunu net şekilde gözlemlemiş oldum. Yani yağmur, kar yağarsa suyumuz var, yağmazsa suyumuz yok. Onun da yağdığı zamanlarda şöyle bir sıkıntısı olduğunu fark ettik. Bulanıklıklara, kirliliğe neden olduğunu tespit ettik. Bununla ilgili tedbirleri uzun vadeli almak lazım. Kısa vadede insanlarımızı rahatlatmak için çok ciddi çalışmalar yaptık. Ancak genel manada, dünyada da geçerli olan bir şey bu: Suyun önce kontrolünü sağlamak. Sonra o suyu iyi yönetmek, ardından kullanımını, insani tüketim amaçlı olarak değerlendirmek. 

Karadeniz Bölgesinde ve Trabzon’umuzda da bu çok önemli. Suyun kontrolü sağlamak ne demek? Geçmiş yıllarda acı olaylarla karşılaştık. Suyun kontrolünü sağlamazsanız sağanak yağışlarda sellere neden oluyor. Bu mal kayıplarına, bazen üzücü şekilde can kayıplarına neden oluyor. Bu tür olaylara şahit olduk. İlk geldiğimizde bunu raporladık. Büyükşehir Belediye Başkanımızın talimatıyla ilk yaptığımız işlerden biri buydu. Bunun yolu, suyu depolamaktan geçiyor. Hem kontrol edeceksiniz, sellere engel olacaksınız, hem de o suyu gerek içme suyu, icap eden yerlerde sulama amaçlı kullanabileceksiniz. 

Bununla ilgili hemen vaziyet aldık. DSİ ile iş birliğinde 14 adet gölet yapma düşüncemizi kendilerine ilettik. Onlarda bunu kabul ettiler. Vaziyet aldılar. Gölet Projeleri, 27 Kasım 2020’de ihale edildi. Daha sonra ihaleden kaynaklanan, teknik konudan dolayı iptal edildi ama tekrar onlar ihaleye çıktılar.  Biz özellikle aciliyet arz eden bazı göletleri öncelendirdik. Bunlardan bir tanesi Büyük Liman Göleti. Şu anda projeye esas sondajlar yapılıyor. Allah nasip ederse onu tamamlarsak, DSİ programına alamazsak TİSKİ Bütçesi ile bile yapabilecek durumdayız. Öyle bir düşüncemiz de var. 

Amaç orada suyu biriktirmek. Suyu biriktirmediğinizde anlık yağış olsa bile o su akıp denize karışıyor. Denize karışması demek, içme suyu amacıyla kullanılabilecek suyun kirlenmesi, zayi olması demek. Biz bunları bentler marifetiyle depolayıp, yağışın olmadığı zamanlarda onu arıtarak gruplar halinde bölge bölge bütün mahallelerimize ve abonelerimize dağıtmak şeklinde planlama var. Bu Trabzon’un belki 100 yılını, 150 yılını teminat altına alacak. 

Bu içme suyu amaçlı yapılacak olan gölet. Bir de DSİ’nin kendisinin yaptığı hayvan içme suyu göletleri var. 14 tane de o var. Bölge Müdürümüz Emre Akçalı bey ile görüştük. Orada eğer icap ederse, ihtiyaç olursa o hayvan içme suyu göletlerinden de kullandırabileceklerini söylediler. O bizim göletlerin bir anlamda yedeği. 
Biliyorsunuz, bütün Trabzon’da ki suları insanlar için toplarsanız, o doğada hayvanlara su içecek yer kalmıyor. İçme suyu amaçlı aldığımız yerlerin üstünü kapatırız. Maalesef orada biraz bencil mi davranırız bilmiyorum ama bir miktar bırakırız. DSİ Böyle çok güzel proje geliştirmiş. Hayvan içme suyu göleti dediğimiz, içme suyu göletlerinin aynısı. Sadece önüne bir bent çekiyorsunuz biraz daha küçük oluyor. Ama icap ederse, doğanın suyu neticesinde onu arıtarak kullanabiliyorsunuz. 

Suyun yönetimi. Bunları biriktirdiniz ama suyu yönetmeniz lazım.  Siz arıtacaksınız, vereceksiniz ama iyi yönetemediğiniz zaman şu anda yaşadığımız sorunlar yaşanacak. Bir tarafta sular depolardan taşarken, bir tarafta susuzluk, meydana gelecek. Bu da suyun yönetimi ile alakalı bir şey. Ortahisar için yaptığımız proje tamamen buna uygun proje. Otomasyon sistemimizle adil bir şekilde dağıtmanız lazım. Bir taraftan susuzluk varken, diğer tarafta suyun boşa gitmesini engellemeniz lazım. Bunu da şu anda yaptığımız bütün projelere koymuş durumdayız. Bundan sonra projelerimiz buna yönelik olacak. 

BÜYÜKŞEHİR’E AİT HES’LER VAR MI? 
Şu anda biz ilk defa Esiroğlu Arıtma Tesisinde HES kurduk. Temmuz ayı sonunda elektrik üretimine başlayacağız. Esasında Mart sonunda üretmeyi planlıyorduk ancak pandemiden dolayı yurt dışından gelen malzemelerde gecikme meydana geldi. Ama Temmuz ayı sonunda bir ilki gerçekleştireceğiz. Trabzon’da içme suyu hattı üzerine, doğaya hiç bir zarar vermeden, ilave yapmadan, ağaç kırmadan, borumuzdan gelen sudan elektrik enerjisi üretip kurumumuzu ciddi kara getireceğiz. Bunu yeni yaptığımız projelere de koyduk. Şalpazarı, Araklı - Sürmene Grup içme Suyuna, Arsin’de yeni ihale ettiğimiz işimizin içine koyduk. Of İçme Suyunu işi içine koyduk. Bundan sonra gruplar halinde yaptığımız bütün ihaleler içine Hidro Elektrik Santrallerini koyacağız. En azından orada ilçenin ya da TİSKi Tesislerinin ihtiyacını karşılasa ki biz aylık 3 milyon TL’lik elektrik yükünden kurtulmuş olacağız. Bunlar tamamen ileriye dönük, geleceğe dönük yatırımlar. 

Trabzon’un merkezi ile alakalı şu anda biz 34 tane depo inşa etmiş durumdayız. Ve bu İPA kapsamında daha inşa edeceğimiz depolar var. Depolama işleri ki adı üzerinde… Hep büyük hacimli depolar ön gördük. Devam eden depolarımızdan bir tanesi bin 500’lüktü. Talimat verdik 4 bin metre küpe çıkardık. Olaki bir su kesintisi olduğunda 2 bin 500 metre küp daha fazla olacağı için su kesintisi belki yaşanmayacak ya da az yaşanacak. 

- Karakaya Grup İçme Suyunda en büyük sorun kayıp kaçak mı?

KARAKAYA’DA GRUP İÇME SUYU - KAÇAK VEYA TARIMSAL KULLANILAN SU
Karakaya Grubu 32 mahalleye su veren grup. Orada Karakaya Arıtma Tesisi var. Kaynaklarında zaman zaman sıkıntı olabiliyor. Yağış olduğu zaman su var, ama yağış yağmadığında yeterli su yok. Esasında yeterli su var, ancak tarımsal sulama veya suyun kaçak kullanımından sorunlar var. Hemen bir rakamla ifade edeyim. Her gün orada arıtma tesisleri ile ilgili sular verilir. Dün bizim Karakaya Grubuna verdiğimiz suyun miktarı 88 litre. Bu su usulüne uygun tükelidiğnide kişi başına 150 litre. Kişi başına günlük 150 litre su tüketimini hesapladığımız da dahil 60 bin nüfusa yetebilecek su veriliyor. Ancak 32 mahallenin yaz aylarında çoğaldığında varsaysak, 35 - 40 bin nüfus var. 60 bin nüfusa yetecek suyu biz 35 - 40 bin nüfusa yettiremiyoruz. Burada yaptığımız incelemede, kaçak kullanım ve bunun çok daha fazlası tarımsal sulama ile karşılaştık. 
Öyle ilginç resim, vakalarla karşılaştık ki.. Mesela su kesik, vatandaşımız su kesik olduğu zaman bahçesinde ki sebzesine hortumu uzatıyor ola ki gece su gelirse diye musluğu açık bırakıyor. Gece geldiğinde kendiliğinden sulansın. Ve su geldiğinde o su sabaha kadar akıyor. Havuz yapanlar var, havuz dolsun diye 3 musluğa hortum takım havuzunu dolduran var.. Parasından da korkulmuyor. Bizim orada ki tarifemiz 1 lira. Şehir merkezinde ki 5 lira kullanıyorsa, oradaki kanundan dolayı 1 lira kullanıyor. 
Biz onun istatistiğini çıkardık. Şubat Mart aylarında 15-20 lira arası maksimum su tüketimi varken, gecen ay aynı abonelere 100 ile 150 lira arasında su faturası çıkmış. Bu ne anlama geliyor, sulama yaptığı anlamına geliyor. 
15 - 20 lira ödeyen şimdi 100 ile 150 lira arası geliyor. Ucuz olduğu için bırakıyorlar… 

ŞİKAYET GELİYOR… 
Şikayet geliyor. Doğrusu şunu söyleyeyim: Pandemiden dolayı biz şu ana kadar 2 yıl içinde sayısız uyarı yaptık. SMS’lerle basın aracılığı ile resmi yazışmalarla yaptık, muhtarlara yazılar gönderdik, camilerden anonslar yaptırdık ama bir türlü önüne geçemedik. Daha sonra aldığımız bir kararla son 1,5 - 2 aydınşr ciddi cezalar uyguluyoruz. Suyunu parasını ödeyen insanlarımızın hakkını korumak bizim görevimiz. kul hakkı yedirmemek, bizim bu anlamda görevemizi. Baktık olmuyor, uyarımızı dikkate alıp düzelten vatandaşlarımızın oldu. Sayaçsız kulananlar sayaçlarını taktılar. Ben onlara bu duyarlılıklarından dalayı teşekkür ediyorum. Ya bu su bizim dedemizin zamanından, babamızın zamanından” diyenler var. Yani bizim suyumuz diyor oysa Köy Hizmetleri yapmış. 707 mahallemizde, Köy hizmetlerinin, TİSKİ’nin devletin gitmediği imalat yapmadığı hiç bir yer yok. 707 mahallemizin 650 mahallesinde son 2 yılda imalatı biz yaptık. 

KOMŞUMUZU SUSUZ BIRAKMA HAKKIMIZ YOK
Bu defa çıkan kanunla, bu ortadan kalkmış durumda. Bir de yani, “Bizim babamızın, dedemizin” suyu olsa da komşumuzu susuz bırakma hakkımız yok. Elbette kapısında ki iki tane domatese, fidana verecek ama bunun belli bir sınırı olmalı. Spesifik örnek vermek gerek. Tespit ettiğimiz abonede, Şubat ya da Mart ayı 18 metre küp su tüketmiş. Haziran ayında tükettiği 104 metre küp. Yani bu suyu içmiş  olamaz. Bu suyu hijyen amaçla da kullanmış olamaz. Gittik inanılmaz bir manzara ile karşılaştık. bir havuz var, 3 tane hortum var içinde. yani çok ilginç örnek bu.. 3 ayrı musluğa takmış. Ya da 3 ayrı bölgeden almış o suyu. Bunun gibi çok vakayla karşılaştık. Küçük bir havuz yapmış depoluyor suyu. Böyle olmaz. 

1800 TL İLE 10 BİN ARASI CEZA
Geçen hafta ki rakamları vereyim. Her gün kayıp kaçak raporu gelir ama Cuma günü haftalık gelir. Geçen hafta yaptığımız tespitlerde ağırlıklı  bahsettiğimiz bölgede olmak üzere bin 81 kontrol gerçekleştirmişiz. Yanlış hatırlamıyorsam ya 276, ya da 376 tane kaçak, ve tarımsal sulama var. Bunlara bin 800 ile 10 bin TL arasında ceza uygulamaya başladık. Suladığı alanın ve tükettiği suyun miktarına göre. Sayacından geçmediği için, aynı zamanda sayacından geçip ticari amaçlı yapsa da ceza yiyor. Makul bir ölçüsü var. Onu biz Kasım ayında standarda kavuşturmuş olacağız. Başkanımıza arz ettim. Makul bir ölçü belirleyeceğiz. 10 metre kare, kapısının önünde yeşillik olsun diye yapabilir. Öyle ki yağmurlama - sulama sistemi kuranlar var. 

Şu anda Karakaya’ya ilave su getireceğiz. Oraya yaptığımız yatırımın bedeli 10 milyon TL. Bu para suyun faturasını ödeyenlerin parası. Biz bu parayla su götürüyoruz, kaçak kullanan adamlar onlar onu kullanıyor sebzesini suluyor, yada sayacı da olsa ticari amaçlı sebzesini yetiştiriyor. 

- Karakaya Barajında son durum?

KARAKAYA BARAJI 1 MİLYAR TL MALİYET… 
Karakaya’ya Baraj yapma projesi var. Trabzon’un geleceğinin Atasu Barajının yedeklenmesi açısından oradan geçiyor. Ben her platformda söyledim. Büyüklerimize, Başkanımıza da söyledim. Mayıs Ayı Genel Kurulunda Mecliste yüksek sesle ifade ettim. O yatırımın bedeli 2019 yılında gündeme getirdiğimiz DSİ Bölge Müdürümüz oranın maliyetinin 600 milyon TL olduğunu söyledi. Şimdi 1 Milyar TL’den aşağı çıkmaz. Oraya devlet 1 milyar TL yatırım yapacak, ama şu anda su yetmeyecek içme suyu sıkıntısı çekeceğiz. Ben Karadeniz Bölgesinde içme suyu sıkıntısı çekildiği haber olunca üzülüyorum. 
2019 yılında yüzde 63 kayıp kaçak vardı. Şu anda yüzde 49’a indirebildik. Bunun ölçümünü biz yapmıyoruz. Belediyeler birliği tarafından yapılıyor. Bunun önüne geçmek lazım. 

KİREÇHANE DEPOSUNA, BAYRAMIN 4. GÜNÜ MERKEZDEN SU VERİLECEK

Kireçhane Deposuna ki 2 bin metre küplük depomuz var. Bayramın 4. günü ilave su akıtabileceğiz. Ben firma ile görüştüm. “Bakın ben Ben bunu ifade edeceğim dedim. Söz mü? bu sözü bana verin” dedim. O da “Söz” dedi. Karlık’a 2 bin metre küplük depo yapıyoruz. Depo bitti. Ufak tefek işler yapıyoruz. Temmuz ayının sonunda da oraya su vereceğiz. Şehir Merkezinden Karaya Grubumuza saniyede 50 litre daha ilave su vereceğiz. Ama korkuyorum. Sanırım bu da yetmeyecek. Ama en azından biz daha yüksek sesle konuşabileceğiz. “Ya bunu da yaptık” “Daha ne yapalım” deme şansımız olacak. Tabi ki asla sorumluluktan kaçmayacağız, İnşallah hayırlısı ile uyarılarımız dikkate alınır. 
Vatandaşlarımızın hemşerilerimizin kendi haklarını korumak adına bir birlerini koruma mekanizması ile bu işin altında kalkarız. 

BEŞİRLİ’DE YAŞANAN KOKU SORUNU! 

- Beşirli’de süren koku sorunu! Geçtiğimiz günlerde İl Danışma Meclisi toplantısında da gündem oldu. Bizde oralara kameraları gönderdik. Esnaf büyük sıkıntımız var. Kokuyu geçtik, sinekten ondan bundan büyük sıkıntımız var. Oraya 2 milyon TL’ye yakın para harcandı. Boşa mı gitti paralar. Nasıl çözülecek? 

DERELER VE KARAYOLU MENFEZLERİNDEN DENİZE KANALİZASYON AKIYORDU
Orada çok büyük bir sıkıntı vardı. Üzülerek söylüyorum ki bizim ilk tespitlerimizde o bölgede yani Beşirli Bölgesinde 12 tane dereden, 16 adet karayolu menfezinden denize ciddi manada kanalizasyon akıyor. Maalesef vatandaşlarımız o zaman ki belediyeye, TİSKİ kurulduktan sonra TİSKİ’ye kanal katılım bedeli ödememek için, kanalizasyonu nereye bağlayacağını öğrenmemek için  ki ben bu sıkıntıyı Van’da da yaşadım. 2019 Mayıs ayında bütün ilçe belediyelerimize yazı yazdık. Dedik ki, “Kanal durum belgesi almadan, kanalizasyonu nereye bağlayacağını bilmeden, ruhsatları vermeyin” onlarda bu bizim talemizi dikkate aldılar. Bizde onunla ilgili şube müdürlüğü kurduk. Onunla ilgili çok sıkı denetimler yapıyoruz. Belediyeler kanalizasyonu hattına bağlamadan ruhsat vermemeye başladılar. 

DEVLETE DAHA FAZLA PARA VERMEMEK İÇİN KANALİZASYONLARI DEREYE BAĞLADILAR
Maalesef, gidip devletin ilgili kurumlarına bir kaç kuruş daha fazla para vermemek için direk derelere bağlamışlar. O kanalizasyonlar görünüyor. Direkt apartmanın, evinin akarı. Biz Ballıca Deresini açtığımızda oradan bir kanalizasyon ırmağı aktığını gördük müdahale edemedik. Yeni müdahale ettik. Yukarıdan kanalizasyonları ayrıştıra ayrıştıra geldik. En son Karadeniz Hastanesi ile aşağısında kalan bir kısımda kaldı. Onu kas katı yaparak aktarmak zorunda kaldık. Bunları ayırdıktan sonra, Beşirli sahilinde oluşan lagün dediğimiz o göletin kapatılması gerekiyordu. O menfezlerin ilerletilmesi gerekiyordu. Menfezler ilerletildi. Gülcemal Dolgusu geçilerek iletildi, lagün kapatıldı. Beşirli sahili dediğimiz yürüyüş yolunun olduğu kısımda şu anda ulaşıldığı halde ne denize Kanalizasyon karışması var, ne de o lagün kapatıldığı için orada sorun var. 

BEŞİRLİ’DE KARAYOLLARI’NIN ÇALIŞMASI BİTİNCE KOKU TAMAMEN KALKACAK
Sorun olan yer bizim Kancalar Sitesi dediğimiz bir yer var. Orada yine Güvelioğlu Deremiz var. Güvelioğlu Deresinde biz bu tarafta da Eyüboğlu deresi. Oralarda kanalizasyon akmıyor. Ancak buradan gelen hayvansal atıklar. Onu tespit ettik. Şimdi Beşirli’de 1. Etapta hiç bir sıkıntı kalmadı. Hayvansal atıkların geldiği yer var. Akçaabat tarafından 2 dereden karışan var. Orası da Karayolları tarafından yapılacağı için kaldı. Orada hayvansal atıklardan kaynaklı sorun var. 
Karayolları da başladı. Karayolları da orada menfezi uzatacak. Tahkimat başladı, o tahkimatın arkasına menfezleri geçirecek. Orada ki dar alanda, lagünü kapattığımızda sorun tamamen bitecek. Sizin dediğiniz karışıklık, orada böyle bir durum söz konusu. Büyükşehir Belediyesinin yaptığı iş tamamen bitmiş durumda. 

UZUNSOKAK’TA KOKU ORTADAN KALDIRILDI
Murat Başkanımız hiç bir zaman siyaset güderek, palyatif çözümlere gitmedi. Dediki, “Biz şehrin gereksinimi neyse onu yerine getireceğiz”.  Biz esasında meydan civarında  sadece içme suyunu yapıp çıkabilirdik. Proje içme suyu olarak başladı. Ama biz baktık ki yer yer kanalizasyon sorunu var. Büyük yağmur suyu sorunu var. Bunlarda olacak. Vatandaş gelecek diye ki, “Aydınlıkevleri, Yalıncak, Çömlekçi, Havalimanı her zaman su basıyor” bunları da gözardı edemezdik. 
Mesela sizin de çokça haber yaptığımız, Uzunsokak’ta ki koku.. Biz sadece içme suyu yapıyor olsaydık o koku devam ediyor olacaktı. Orada daha neler vardı. Yağmur suyu hatlarımızın çoğu, orada kanalizasyonlara bağlıydı. Şu anda şehrin tamamına yakını öyle. Çatı sularıyla beraber şiddetli yağmur yağdığında Maraş, Uzunsokak, Kunduracılarda, yağmur suyu kanalizasyona dolduğu için kanalizasyonda geri veriyordu alt katlar su basıyordu. Bunları da her türlü riski göze alıp yapmak zorundaydık. Ve biz bunu yaptık. 

MARAŞ VE UZUNSOKAK’TA ÜST YAPI NEDEN BEKLEDİ?

- Siz Kahramanmaraş Caddesinde esnaf olsaydınız. Pandemi var, Nisan’da buradan çıkacağız. Temmuz gelmiş, yağmur yağıyor ortalık çamur. Söylenenlere tahammül edebilir miydiniz? 


Alt yapı çalışaları Nisan ayında bitti. Orada ifade edilen kazıların bitmesiydi. Yani alt yapının bitmesiydi. Üst yapıdan bahsedilmedi. Üst yapı elbette devam edecek. Sonradan en oldu? Doğalgaz girdi. Siz başlıyorsunuz, yapıyorsunuz belli noktadan sonra doğalgaz geliyor. Doğalgaz geldi, içme suyu mantığı ile Zorlu Otel’in oradan geçilemedi. Altında salon var. Etrafından dolaşmak zorunda kaldı. Biz çalışırken orada bir sürü tarihi eser çıktı. Konutlardan sıkıntılar çıktı. Hiç ummadığımız şeyler çıktı. 
Üst yapı başladı, Uzunsokak neredeyse tamamlandı. Maraş Caddesinin kapanıp kapatılmayacağı konusu halka danışıldı. Referandum gibi bir şey yapıldı. Anketler yapıldı. STK’larla görüşüldü. Bir sürü görüş aldıktan sonra ona karar verildi. Ama o zaman karar verilmiş olsaydı bile.. 

Herkes bir araya geldi ama umulmadık şeyler çıktı. 
Biz Zorlu Otel’in önündeki o şeyi biliyorduk nasıl gerçeğimizi biliyorduk. Biz 27 Nisan’da çıkacağız dedik o tarihte çıktık. 
Çıktık ama hala TİSKİ Gömlekli İnsanlar görüyoruz denebilir. Onların orada ne işi var. Doğru çünkü biz gece gündüz sahadayız. Orada doğalgaz, fiber, elektrik ya da yol yapım yaptığı zaman bizim hatlarımıza zarar veriyor. Sürekli orada oluyoruz. Biz orada imalat yapmıyoruz. 


TİSKİ’NİN 1 MİLYAR 19 MİLYONLUK BÜTÇESİ


- TİSKİ’nin iş hacmi ne kadar?



Şu anda sırf 215 mahallede bir ihalede proje çalışmamız var. Şu anda iş hacmimizi söyleyeyim. Rakamı siz değerlendirin. Mayıs ayı sonu itibariyle TİSKİ’nin 2019’dan geldiğimiz Mayıs ayına bu 2 yıl içinde biten ve devam eden 1 Milyar 19 Milyon TL. Biz bütün ihalelerimizi neredeyse hiç bir belediyede olmadığı kadar e ihale ve açık ihale ile yapıyoruz. Bizim geldiğimiz süre içinde yaptığımızı davetiye usulü ile iş 4 tane. 


SİTELERDE YÜKSEK KATLARA SU NEDEN ÇIKMIYOR?

- Siteler yükseliyor. Üst katları su basmıyor? 

Yeni sistemde bir basınç yönetim olayı var. Belirli basınçla suyu vermek zorundayız. Zemin katlara o basınçla suyu vermek zorundayız. Yüksek katlarda basınç problemi yaşayan yerlerin, kendi bina ruhsatlarında, projelerinde de olduğu haliyle hidrofor sistemi kurmaları lazım. Vatandaş diyebilir. “Niye hidrofor alayım. 8. kata da çıksın” 8. kata çıkacak kadar yüksek basınçla suyu verirsek birinci kattakilerin boruları patlar. Dolayasıyla burada duyuyorum. Yeni hatlara su vermeye başladık. 5 bin aboneye su vermiş durumdayız. Bu sıkıntıyı yaşayan yerler daha da yaşamaya devam edecekler. O yüzden şimdiden apartmanlarına hidrofor takmayı öneriyorum.