Trabzon

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan’dan Trabzon’da flaş sözler: İktidarın hak ve özgürlükleri çiğnemesi de bir terördür

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin Trabzon’da düzenlediği programda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. “Bugün burada Saadet iktidarının müjdesini vermek için toplandık” diyen Arıkan, Trabzon’un turizmden ekonomiye kadar birçok alanda ihmal edildiğini vurguladı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan’dan Trabzon’da flaş sözler: İktidarın hak ve özgürlükleri çiğnemesi de bir terördür

Erbakan Hoca’nın milli görüşçülere son kez seslendiği şehir olan Trabzon’un bu açıdan tarihi bir anlam taşıdığını hatırlatan Arıkan, “Trabzon hâlâ 3. teşvik bölgesinde yer alıyor, bu kabul edilemez. Artık 5. ya da 6. bölgeye alınmalı” dedi.

Trabzon’daki yatırımların yetersizliğine değinen Arıkan, “Gülcemal ve Ganita-Faroz projeleri tamamlanmadı. Pelitli Bulvarı 14 yılda bir kilometre ilerleyemedi. Danıştay kararlarına rağmen sanayi bölgesi ısrarla yapılmak isteniyor” diye konuştu.

İşte Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan'ın o açıklamaları:

“Trabzon’un heyecanı kürsüye yansıdı. Bugün burada bu coşku ve heyecanla yeni bir dünya idealine dair çok önemli adımlar atacağız. Biz burada Saadet iktidarı müjdesi için buradayız.

Bugün bizler için tarihi bir gün. Erbakan Hocamızın milli görüşçülere son kez seslendiği Trabzon’dayız. Çok kıymetli bir şehir ama bugün ne yazık ki turizmde, ekonomide, altyapıda hak ettiği noktaya gelemedi. Bu cennet parçası bile zorluklara mahkûm edilmiş. Trabzon yıllardır görmezden geliniyor. Karadeniz’in kalbi olan Trabzon hâlâ teşvik paketlerinde 3. bölgede. Bu yüzden kürsüden diyoruz ki 5. veya 6. teşvik bölgesine alınmalıdır.

Öte yandan bakıyoruz, burada hâlâ yarım projeler bitmemiş. Gülcemal Projesi, Ganita-Faroz Projesi var. Hangi akıl size aynı hat üzerinde böyle bir proje yapma aklı verdi? Pelitli Bulvarı Projesi’nde 14 yılda 1 kilometre bile yapılmadı. Danıştay 2 kez reddetmesine rağmen Düzyurt Mahallesi’nde ısrarla sanayi bölgesi ısrarı sürüyor. Şehir Plancıları Odası defalarca uyardı. Tabii hepimizin malumudur ki Uzungöl’ün bugünkü hâlini görüyoruz. Allah vergisi doğasıyla başlı başına çok kıymetli bir hazine. Ama rant ile eriyor.

Eskiden bir doğa harikası olan Uzungöl beton yuvası olmuş. Yaylalar imar aflarıyla mahvedildi. Turizmde yüzümüz gülmüyor, bari tarımda gülsün diyoruz. Ama orada da kimsenin yüzü gülmüyor.

2024 yılında çaycının beklentisi 25 liraydı. 17 lira verdiler, 2 lira da destek verdiler. 2025’te ise 25 lira 44 kuruş verdiler. Çay üreticisi 46 lira bekliyordu. Çiftçinin hâlini anlamadan nasıl kalkınacağız? Trabzon’da bir de fındık meselesi var.

Kalp sağlığına iyi gelen bir asit barındıran bir gıda. Durum bu hâlde iken iktidarın açıkladığı taban fiyatları fındık üreticimizin kalp krizi riskini artırıyor. Son 28 yılın ortalamasında sadece Trabzon fındık ihracatının %33’ünü karşılıyor. Ben sizleri tebrik ediyorum. Dikenlerin içinde fındık toplamak için alın teri döküyorsunuz. Fındık hakikaten zor bir iş. Sizler bu emeğin karşılığını alamıyorsunuz.

Üreticiler artık bahçelerine imar gelmesini bekliyor. Taban fiyat en az 300 lira olmalı… Biz, Erbakan Hocamız Başbakan iken Trabzon’da kemençeyle kutlama yapılıyordu. Bizim iktidarımız döneminde bir önceki yıla göre tam %466 artırmıştık. Fındığı en fazla biz üretiyoruz ama en az biz kazanıyoruz. Zahmeti bizde, kazancı küresel şirketlerde. Bereketli topraklar bizde ama parayı İtalyan şirketler kazanıyor. İktidara da söylüyoruz bunu ama çiftçilerimiz her geçen gün daha fazla zarar ediyor.

Fındık üreticisinin yanında durması gereken ne kadar kurum varsa iktidar tarafından etkisiz hâle getirildi. Kaybeden yine Trabzon oldu.

Trabzon’da iyi giden şeyler de var. Gurur kaynağımız Trabzonspor var. Bu şehrin azmi ve simgesi. Eren Bülbül’ü, Ahmet Minguzzi’yi unutmayan bir takımdır Trabzonspor. İstanbul’da şampiyon olunur ama Trabzon’da yaşanır. Bir gün bu şehre Avrupa Kupası da gelecek. Ben buna yürekten inanıyorum.

Bizler de bu inançla hareket ediyoruz. Her konuda Trabzon’un yanındayız. Cenab-ı Allah’ın izniyle bu sorunları tek tek çözeceğiz. Biz sadece bu coğrafyada değil, 8 milyarı aşan nüfus için siyaset yapıyoruz. Siyaset yapan aktörlerin bağını çok iyi görüyoruz. Kimlerin kimlerle iş tuttuğunu çok iyi biliyoruz. İşte hepimizin malumu, ülkemiz ve bölgemiz için yeni bir sürecin içine sokulduk.

Biz AK Parti’nin nasıl U dönüşü yaptıklarını biliyoruz. Komisyonlarda üyelerimiz var. Milletvekillerinin çoğu hiçbir şeyden haberdar değil. Mesela dün Cumhur İttifakı’na DEM Parti’nin katıldığını öğrendik. Bir takım siyasetçiler birçok yorumda bulundular. Biz her gelişmeden haberdar olacak ve onlara yön vereceğiz. Ülkeyi sıkıntılardan kurtaracağız inşallah. Ülkeye huzur gelecekse herkes için iyilik hâli sağlanmalıdır. Ekran karartılıyor. Cezaevleri kapasitesini aşmış durumda. Yerel yönetimler baskılanıyor. Seçme ve seçilme hakkının buharlaştığı bir dönemde hiçbir şeyin anlamı olmaz. İktidarın hak ve özgürlükleri çiğnemesi de bir terördür… Biz hak ve adalet ekseninde yeni bir dünya kurmak istiyoruz. Saadet Partisi olarak 56 yıldır üzerine düşeni yapmıştır, bundan sonra da yapacaktır. İçeride iktidarın ceberutluğuna imkân veren her sürecin karşısında duracağız. Emperyal politikalara teslim olmayacağız. Kendimiz için ne istiyorsak kardeşimiz için de aynı şeyi isteyeceğiz. Bu coğrafyada yaşayan hiçbir ocağa ateş düşmesin. Bu milletin ne kadar asil bir millet olduğunu şehitlerimizin hikâyelerinde gördük. Her biri hayırlı birer evlat olmuş. 12 şehit acımızı yaşadığımız süreçte aklımıza soru işaretleri de düşüyor. Metan gazı gibi bir sebeple şehit vermeyi kabul edemeyiz. Bir metan gazı dedektörü 1500 liraya alınabiliyor. Bunun için mi biz 12 evladımızı şehit verdik? Derhâl tespit edilmeli, bunun hesabı sorulmalıdır.

Geçtiğimiz hafta Güney Kıbrıs tarafında bir siyasetçi, İsrail’in Kıbrıs’ta çalışma yaptığını söyledi. Ortadoğu’da yeni bir düzen için çalışıyorlar. Suriye’de, İran’da, Gazze’de yaptıkları şeylerin sonuçlarını topluyorlar. Şam sokaklarında “Teşekkürler Arabistan”, “Teşekkürler Amerika” yazan pankartlar asılıyor. Bu fotoğraflar sayesinde Türkiye’den giden insanlar 50 dolar karşılığında vize ücreti ödeyerek Suriye’ye döndüler. Biz uyarmıştık ama bizi dinlememişlerdi. Hatalarından dönsünler artık. Bu hatayı kabul etsinler, biz onları sırtımızda taşırız. Biz İbrahim adıyla Nemrut düzeni kurdurmayacağız. Biz bölgemiz için terörsüzlüğü konuşurken bölgemizde konuşulanlar bunlar işte. Rahmetli Erbakan, buradan son kez Trabzon’dan tüm dünyaya siyonizmi anlatmıştı. Bizler de bugün daha gür bir sesle bu planları bozmak için çalışacağız.”