Öncelikle namağlup liderliğinizi tebrik ediyorum.

Zordur bu meşakatli yollardan geçmek, lider olmak, lider olmak bir zorsa o koltuğu koruyup kollamak bin zordur.

Kartalın dağın tepesine konduğu gibi değil, yılanın dağın tepesine tırmanmasına benzer. Gelelim dünkü maça, kalite takımlar kötü oynarken de kazanırlar. Bu doğrudur ancak bu kötülük arada sırada olursa… Sürekli olmaz.

Çekirgenin sıçramasına benzer sürekli olursa. Bakın arkadaşlar kalite bir başkan ve yönetiminiz, hocanız var. Hepsi de Trabzonspor patentli. Belki merdivenleri birer birer değil de ikişer ikişer atlamanızı isteyebilirler.

O gücü sizlerde görmeseler istemezler. Üstüne üstlük, bir de Trabzon gencine güvenen bu insanlar, sizlerden sonra gelecek Trabzonluların misyonunu da omuzlarınıza yüklenmiş gibiler. Bunda da haklıdırlar.

Trabzonlu futbolcuların göçünü önlemek istiyorlar. Bu da Trabzonspor’u şaha kaldıracak hamleler demektir. Ancak ben dünkü maçta böyle görmedim ve üzüldüm. Defansta iki futbolcu tekmeye kafa koyacak hamleler yaparken, diğer ikili sütlüye etliye karışmıyor. Orta alanda takımını dalga dalga asistleri ile rakibin üzerine yıkacak oyuncu tersini yapıyor ve ikinci yarı 25 dakika takımını ortasahaya gömüyor adeta. Yanındaki bir diğer oyuncu, etiketinin şokunda hala. İleride ki mi? O da koşmaktan perişan oluyor. Kaleci ne yapsın? O da hadi arkadaşlar demekten bıktı usandı. Sözün özü, zor maçlar sizleri bekliyor.

Testi kırılmadan yazayım dedim. Sizlerden lütfen bekleneni yapın, yolunuz açık olsun.