Yaşlı nüfusta görülen çoğalmayla birlikte güneş ışınlarına maruz kalma süresinin artmasının deri kanserlerindeki artışı körüklediğini belirten Patoloji Anabilim Dalı Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebil Bal, son yıllarda bu kanser türünde yaklaşık yüzde 5 oranında artış görüldüğünü bildirdi.
Zararlı etkenlere maruz kalmak riskli

Prof.Dr. Bal, “Deri kanseri türlerinin başlıca tiplerinin; derinin yüzey epitel hücrelerinden köken alanlar ile deriye rengini veren melanositlerden kaynaklanan türler olduğunu ifade etti. Bal, bunların dışında deri eklerinden (kıl ve ter bezleri), derininin destek bağ dokusundan (kas, sinir, yağ doku, kan ve lenf damarları v.b.) ve yine deride bulunan bağışıklık sistemi hücrelerinden gelişen kanser tiplerinin de görüldüğünü vurguladı.
Deri tümörlerinin türlerine göre 65 ve daha yaşlı hastaların yanı sıra çocukluk çağından başlayıp geniş bir yayılma alanı gösterebildiğini kaydeden Bal,
“En sık görülen kanser türlerinde başlıca risk faktörleri arasında; doğal veya yapay güneş ışığına maruz kalmak, açık tenli, mavi- yeşil gözlü veya çilli olmak gelir. Ayrıca deride yanık veya yara izi bulunması, arseniğe maruz kalmak, uzun süreli deri enfeksiyonları, deri ülserleri, radyoterapi veya fototerapi uygulanması, organ nakli veya başka bir nedenle bağışıklık sisteminde oluşan baskılanma, aktinik keratoz gibi öncül lezyonların varlığı da risk faktörleri arasındadır. Diğer risk faktörleri ise yaş, erkek cinsiyet, kimyasallar, bazı genetik hastalıklar ve mikrobiyolojik ajanlar ve özellikle de virüslerdir."diye konuştu.
Güneşten korunulmalı

Deri kanserlerinin oluşumundan korunmanın başlıca yolunun güneşten korunmaktan geçtiğini bildiren Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebil Bal," Korunma şapka, tişört gibi fiziksel yollarla olabileceği gibi, güneş koruyucu kremler ile de olabilir. Özellikle güneş ışınlarının en etkili olduğu saatlerde korunma tedbirlerinin en üst düzeyde olması gerekmektedir" dedi.
Bal, deri kanserlerinin başlıca belirtilerini de şöyle tanımladı:
“Vücudun özellikle güneş gören bölgelerinde daha önce var olmayan, yüzeyi pürüzlü veya düzgün lezyonların ortaya çıkması bu lezyonlar veya önceden bulunan lezyonlarda büyüme, renklerinde koyulaşma, yüzeylerinde kanama veya açık yaraların (Ülserleşme) oluşması, iyileşmeyen yaraların varlığı…"
Türe göre tedavi planı yapılıyor

Bu ve benzeri bulgular ile doktora başvuran hastalarda tanısal basamaklar normal muayene, dermatoskopik muayene ve biyopsi alınması ile beraber patolojik inceleme şeklinde sıralandığını kaydeden Prof. Dr. Bal,
“Normal dermatolojik muayene ve dermatoskopik muayene sonrası eğer ki hastada kanser şüphesi oluşur ise veya ayırıcı tanı amacı ile lezyondan biyopsi alınır. Alınan biyopsi örneğine yapılan patolojik inceleme sonrası verilen nihai sonuca göre tedavi planlaması yapılır" ifadelerini kullandı.
Prof.Dr. Bal, deri kanserlerinde başlıca tedavi yöntemlerinin ise cerrahi tedavi, lazer cerrahisi, kriyoterapi, elektroterapi, radyoterapi, fototerapi ve kemoterapi olduğunu söyledi. Bal, “ Tedavi yönteminin belirlenmesi hastalığın yerine, tanısına ve lokal veya sistemik yaygınlık derecesine göre klinik doktoru tarafından belirlenir.
Tedavi sonrasında hastaların mevcut tümörlerinin niteliği doğrultusunda farklı sıklıkta periyodik olarak deri muayenelerinin yapılması gereklidir."açıklamasında bulundu.