Çevresel faktörlerin katarakt hastalığının 30’lu yaşlara inmesinde büyük rol oynadığını belirten Dr. Sinan Göker, “Katarakt rahatsızlığının ameliyat veya cerrahi bir müdahale dışında tedavisi yok. Ameliyatı ise yaklaşık 10 dakika sürerken hasta ise ağrı sızı hissetmiyor. Hasta, ameliyat sonrasında ise yüzde 100 yakını ve uzağı görebiliyor” dedi.

Uzun yıllardır katarakt ameliyatı yapan Dr. Sinan Göker, hastalığın son zamanlarda genç yaşlara düşmesi hakkında açıklamalarda bulundu. Katarakt hastalığının daha çok 70’li yaşlarda görülmesi gerektiğine dikkat çeken Göker, “Bu hastalık 50 yaşlara kadar indi. 50 yaşlarda ortalama herkeste katarakt görmeye başladık hatta 40’lı ve 30’lu yaşlarda dahi birçok hasta katarakt rahatsızlığından dolayı gelmeye başladı. Kataraktın daha erken görülmeye başlanmasının sebebi çok net olarak yapılmış araştırmalar olmasa da büyük bir ihtimalle çevresel faktörler. Hava kirliliği, alınan gıdaların içindeki toksinler, suni gübreler, hormonlar yani ortalama insan kanında olmaması gereken 130 - 140 kalem madde dolaşıyor. Dolayısıyla bunlar bir sürü dokuyu etkilediği gibi göz merceğini de etkiliyor. Katarakt perdesi olunca hastanın görmesi bulanıyor” dedi.

“Deneyimli doktorlar ile katarakt ameliyatının riski yok denecek kadar az”

Katarakt rahatsızlığının ameliyat veya cerrahi bir müdahale dışında tedavisinin olmadığını belirten, Göker, “Katarakt ameliyatı miyop tedavilerinde yapılan lazer gibi değil. Lazer tedavisi gözün kornea tabakasına yapılıyor gözü kaybetme riski yok. Fakat katarakt ameliyatında bir göz içi ameliyatıdır. Gözün içine girildiğinde hassas bir organ olduğu için çok az bir ihtimalle de olsa görme kaybı ya da ciddi görme kaybı riskleri var. Ancak çok deneyimli bir doktor tarafından yapıldığında dikkatli bir şekilde iyi malzemeler ve lensler kullanıldığında bu ihtimaller yok denecek kadar az diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Göz içi lensleri yaşamı çok kolaylaştırıyor”

Göz içi lenslerini dünyada çıktığından bu yana tedavide uyguladığını sözlerine ekleyen Göker, “Son birkaç senede Türkiye’de de bunlar popüler hale geldi. Birde bunlara şuan akıllı lens denmeye başladı. Bunların en önemli özelliği yaşamı çok kolaylaştırıyor yakın problemini gideriyor. Dolayısıyla bu akıllı lens ameliyatlarından sonra çok odaklı göz içi lens takılan kişiler yakını görmeye başlıyorlar. Bu ameliyattan sonra hastalarımız yakını gözlüksüz ilaç prospektüslerini görür hale getirebiliyoruz. Ayrıca uzakta da bir göz bozukluğu varsa ameliyatta bu ikisini birden düzeltebiliyoruz. Bu şekilde kişi ömrünün sonuna kadar göz numaraları bozulmadan yaşayabiliyorlar ve katarakt olayı da bir daha tekrar etmiyor” diyerek sözlerine ekledi.

“Tedavi sırasında hiçbir şekilde ağrı olmuyor”

Katarakt ameliyatının çok basit olduğunu açıklayan Göker, Yaklaşık 10 dakikalık bir ameliyat. 2 gözü yaptığımız da ise birkaç gün arayla ameliyat ediyoruz. Bunu da lazer diye bilinen bir yöntemle yapıyoruz aslında FAKO dediğimiz bir yöntem. Bu yöntemi 31 sene önce Türkiye’de başladım. Dikişsiz katarakt ameliyatı. Toplamda 6 veya 7 dakika sürüyor. Damla ile uyuşturarak yaptığımız bir yöntem. Hiçbir şekilde ağrı olmuyor. Gözü ameliyat yaptıktan sonra bantla kapatıyoruz bir gün dinleniyor. Ertesi gün geldiğinde bantı açıyoruz o saniyeden sonra uzağı ve yakını gözlüksüz yüzde 100 görmeye başlıyor. Tabi ki takılan lensin cinsi modeli burada çok önemli oluyor” dedi.

“Çocukların okula başlamadan önce mutlaka bir göz kontrolü yaptırması gerekiyor”

Son olarak özellikle çocukların ilkokula başlamadan önce mutlaka bir göz kontrolü yapılması gerekli olduğunu belirten Göker, “Ayrıca ilkokula başladıklarından sonrada bir kontrol yapılması da mutlaka gerekli. Çünkü gözde bir problem olduğu takdirde görme tembelliği gelişebiliyor. Görme tembelliği de maalesef çok erken bir yaşta tedavi edilmesi gereken bir durum. Çok özel bir tembellik tedavisi var onunla görmeyi 30 40 puan arttırabiliyoruz ama bunu erken yaşta yapmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.