Her hafta bir öğretim üyesinin konuk edildiği programda bu hafta, “Çocuk ve Ergenlerde Teknoloji Bağımlılığı” konusunun ele alındığı bildirildi. 

Programda Doç. Dr. Bilginer’e sorulan sorular ve cevapları şu şekilde oldu: 


1-    Bağımlılık ve Teknoloji Bağımlılığı kavramlarını açıklayabilir misiniz?
Bağımlılık denilen kavram, davranışlarımızın kontrolünü kaybetmek olarak adlandırılabilir. Saatlerce bilgisayar başında vakit geçirdiğimiz ve hayatımızdan çaldığı zamanı bildiğimiz halde ondan uzak duramamamız, davranışımızın kontrolünü sağlayamamamızdır. Bütün bağımlılıklar için aynı durum söz konudur denilebilmektedir. Teknoloji Bağımlılığı da mobil cihaz ve internet konusunda davranış kontrolsüzlüğü şeklinde tanımlanabilmektedir.

2-    Teknoloji arttıkça birtakım sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlardan biraz bahsedebilir misiniz?
Size keyif veren aktivite beyinde ödül yanıtı uyandırmakta, buna dopamin denilen bir madde neden olmaktadır. Mesela sosyal medyadan gelen beğeni sayısına mutlu olmak, bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Bir süre sonra beyin ihtiyacı olan bu ödülü sürekli aramaya başlamakta ve bu durum aşerme haline dönüşmektedir. Sonrasında ise yaşantıda kayıplar ve huzursuzluklar baş göstermeye başlamaktadır.



3-    Bu sorunların detaylarına biraz inebilir miyiz?
Artık internetsiz bir yaşam mümkün değildir. Bilgiye ulaşmanın ana kaynağı olarak görülür. Akıllı telefonlar, kişinin bilgiye ulaşmasında en önemli araç haline gelmiştir. Nomofobi, mobil cihazdan uzak kalmaya yönelik gelişen bir kaygı tipidir. FOMO ise bilgiye ulaşamama, bilgiyi kaçırma korkusu olarak tanımlanır. Artık literatürde bu şekilde yeni yeni eklenen kaygı tipleri mevcuttur. Aynı şekilde, hareketsiz bir yaşam şekli de fiziksel olarak birçok sorunu beraberinde getirir; obezite, görme bozuklukları, özellikle genç kızlar arasında yayılan anoreksiya, el bileğiyle ilgili problemler… vb. Kişilerde mutsuzluk, içe çekilme ve aileyle çatışmadan kaynaklı olarak depresyon gelişir. Empati yoksunluğu ve bununla beraber siber zorbalık da beraberinde gelir. Sosyal izolasyon, özellikle oyunlarda oraya ait olduğunu hissetme duygusu, iletişimde büyük sorunlara yol açar.

4-    Teknoloji Bağımlılığı en çok hangi grubu etkilemektedir?
Ergenler en fazla etkilenen gruplardır. Aileden koptuğu, akran davranışlarının etkisinde olduğu ve bir gruba ait olma isteğinin en yoğun olduğu dönem olduğundan çok hassaslardır.

5-    Bilgisayar başında ne kadar zaman geçirmeliyiz?
Sağlıklı bir yaşam için 3-4 saati aşmamamız gerekir. Bilgisayarda geçirdiğimiz süre, fizyolojik olarak harcadığımız süreden daha fazla olmamalıdır.

6-    Aileler, çocuklarının Teknoloji Bağımlısı olduğunu nasıl anlayabilir?
Kapılar ardında geçirilen süre artar. Uykuyla ilgili sıkıntılar yaşanır, uyku kalitesi bozulur ve uykuya dalmakta zorlanılır. Bunun dışında davranış değişiklikleri ortaya çıkar. Eğer aile bu davranış değişikliklerini fark etmişse profesyonel destek almasında fayda vardır.

7-    Küçük çocuklarda, Teknoloji Bağımlılığı ve Otizm Bağımlılığı ilişkisi var mıdır?
Otizm, genetik bir bozukluktur. Sosyal yargılama algıları ve iletişim gelişiminde yaşanılan nörolojik sorunlarla ilgilidir. Ekran başında bırakılan çocuklar, Otizm olmazlar çünkü Otizm genetiktir.

8-    Aileler bu bağımlılığın önüne geçmek için neler yapmalıdır?
Günlük yaşamda birçok sorumlulukla yükümlüyüz ve sadece teknoloji meşguliyeti olmamalıdır. Bunun için aile ve çocuk bir anlaşma halinde olmalıdır. Bu sorunu, çocuğun kendini gözlemlemesini sağlayarak aşabilirler. Ebeveynler ayrıca iyi birer rol model olmak zorundadırlar. Onların evin içinde medyasız alanları belirlemeleri gerekir. Örneğin; yemek masasında telefon olmayacak gibi kurallar koyabilirler. Ayrıca dijital detoks önerilebilir. Örneğin; günde 10 dakika telefonsuz dışarıda yürümek. Bu süreler gittikçe artabilir. Böylelikle bu detokslarla çocuğun, teknolojiden arınması amaçlanır.

9-    Küçük çocukları kontrol etmek ergenlere nazaran daha kolay olabilir. Peki laf geçirilemeyen ergenler için ne yapılmalıdır?
Öncelikle çocuğun sorunun farkında olması şarttır. Altta yatan nedenlerin ele alınması lazımdır. Bu bağımlılığa yol açan farklı nedenler olabilir. Ailelere YEDAM’ı öneriyorum. Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nden sosyal destek alabilirler.

10-    Nasıl bir tedavi süreci izlenir?
Davranışsal Terapi uyguluyoruz. Davranışların düzenlenmesi şarttır. Kişi önce kendisiyle yüzleştirilir, sonrasında da ödevler verilir.

11-    Ailelere vermek istediğiniz tavsiyeler var mıdır?
Aileler bu süreçte öğretmenler ile iş birliği içinde olmalılar. Ebeveynler, çocuklarını profesyonel destek almaları hususunda motive etmelidir. YEDAM’ı tavsiye ediyorum. Onların yönlendirmesiyle biz Psikiyatrlar işin içine dâhil olursak süreci yönetmek çok daha kolaylaşır. Öğretmen ve ailelere, süreçte çok sorumluluk düşüyor.