Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner, darbe girişiminde yaşanan olayların çocukları çok etkilediğini belirterek, “Çocuklar için bu günleri anlamak, yeniden toparlanmak kolay olmayabilir. Kimi çocuk konuşarak aklındakileri, duygularını ifade ederken kimileri tamamen sessizliğe bürünebilir” dedi.
Darbe girişiminin herkesin psikolojisini bozduğundan söz ediliyor. Yapılan girişimin vahşeti, masum insanların öldürülmesi, meclisin bombalanması, savaş uçaklarının alçaktan uçuşları, patlamalar, televizyon görüntüleri gibi yaşantılar herkesi derinden etkiledi. Çocuk ve Ergen Psikiatristi Prof. Dr. Özgür Öner Çocukların bu durumdan çok etkilendiğini, bunun normal olduğunu, süreci anlatırken çocukların korkularını anlayıp kabul ederek yola çıkmak gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Özgür Öner korkmanın normal olduğunu, çocukların korkularını reddetmemek gerektiğini belirterek, “Korkmak normaldir. İnsanlar bombalar patlarken, uçaklar tepelerinde uçarken korkar. Bu nedenle, böyle durumlarda “ne var korkacak” demek anlamsızdır. Daha iyisi, sizin de duygunuzu ifade etmenizdir: ’Bu sesler gerçekten korkutucu’, ’Ne olduğunu bilmeyince insan tedirgin oluyor’ gibi. Çocuğunuzun duygusunu kabul etmezseniz bu ona ek bir yük getirecektir. Önce çocuğunuzun duygularını kabul edin. Korkuyla başa çıkmanın en iyi yolu durumu kontrol etmek ve bilgi sahibi olmaktır. Örneğin; korkulacak bir durum olduğu zaman bilgi almaya çalışmak, güvenliği sağlamak, abartılı yorumlara kulak asmamak kaygıyı azaltır. Çocuklar anne babalarına bakarak nasıl bir tutum alacaklarına karar verirler”

“ÇOCUK KONUŞMAK İSTEMİYORSA ISRARCI OLMAYIN”
“Çocuklar için bu günleri anlamak, yeniden toparlanmak kolay olmayabilir. Kimi çocuk konuşarak aklındakileri, duygularını ifade ederken kimileri tamamen sessizliğe bürünebilir” diyen Prof. Dr. Özgür Öner, “Bu konuyu çocukla konuşurken öncelikle kendiniz sakin ve kontrollü olun. Çocukların yaptığımız yorumları inandırıcı bulması için, kendi aranızda konuşurken, televizyon seyrederken aşırı yorumlardan bulunmakta kaçının ve model oluşturun. Çocuklarla iletişim kurarken uygun yöntemler kullanmak gerekir, bu nedenle okul öncesi çocuklarla oyun oynarken, resim yaparken ilişki kurmak çok daha kolaydır. Her çocukla mutlaka bu olayları ayrıntılı bir şekilde konuşmak gerekmez; olayların öncesinde daha endişeli bir yapıya sahip olan, çok fazla veya rahatsız edici televizyon veya internet görüntülerine maruz kalan çocukların etkilenme olasılığı daha fazladır. Eğer çocuk sürekli bu konuya takılmışsa, çocukla bu konuda soru sorduğu sürece konuşmak uygun olacaktır. Burada belirleyici olan, anne babanın olay üzerindeki kontrolü, kendi psikolojik durumları ve olayı farklı boyutlarıyla görebilme becerileridir” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARIN OYUNLARINA DİKKAT EDİN”
“Bazı çocuklar travmatik olayları oyunlarında yansıtabilirler” diyen Özgür Öner, “Burada aileler oyuna katıldıklarında oyunu daha olumlu bir şekilde sürdürmeye, oyundaki olaylar üzerinde kontrol sağlamaya ve olumlu bir şekilde oyunu sonlandırmaya, oyunun sonunda “iyilerin” kazanması, insanların birbirine yardımcı olması, “kötülerin” uygun cezalara çarptırılması gibi konulara dikkat etmelidirler” dedi.

BU BELİRTİLER VARSA DİKKAT
Özgür Öner, “Travmatik olayların çocukların üzerindeki etkisini belirleyen en önemli faktör, çocuğun kendisinin ve sevdiklerinin olaylardan hangi ölçüde direk olarak etkilendikleridir. Eğer çocuğun kendisi veya bir yakını yaralandıysa, bir yakınını kaybettiyse, kendisi şiddet olaylarına bizzat şahit olduysa veya yoğun bir korku yaşadıysa, daha ciddi şekilde etkilenecektir. Daha önceden psikolojik sorunları olan çocuklar da daha fazla etkilenirler. Aile bütünlüğü bozulan, aile içinde özellikle de anneleri tarafından abartılı yorumlara maruz kalan çocuklarda kaygı belirtileri daha fazla görülecektir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Özgür Öner, bu yaşananlara ek olarak sürecin doğru yönetilememesinin bazı çocuklarda psikolojik sorunlara da yol açabileceğini söyledi. Uykuya geçmede zorluk, sık kabuslar, aşırı kaygı, önceden yapabildiklerini yapamama, sokağa kendisi çıkmama, ayrı yatamama gibi belirtiler varsa o zaman çocuklar için psikolojik destek alınmasının da düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
(İHA)