Halk arasında lenf bezi kanseri diye bilinen lenfoma, son 10 yıldır artış gösteriyor. Lenfoma artıyor ancak gelişen imkanlarla başarı oranı da artıyor. Fakat kanseri yenmek her şey bitti anlamına gelmiyor ve önünüzdeki 20 yılda sizi başka riskler de bekliyor. Bir kere kansere yakalanmış kişilerde, kalp hastalıkları görülme riski ve yeni bir kanser görülme ihtimali artıyor.

Ankara’da “Lenfoma Farkındalık Günü” nedeniyle hastaların ve hekimlerin bir araya geldiği bir toplantı düzenlendi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, lenfomada zamanında tanının ve doğru tedavinin çok önemli olduğunu belirterek, “Bu nedenle burada tedavi olmuş hastalar aile yakınları ve tedavi eden uzmanlar bir araya geliyorlar, deneyimlerini paylaşıyorlar, gelişmeleri birlikte algılayıp diğerine neler yapmaları gerektiğini değerlendiriyorlar. Lenfoma tedavisi bitse dahi lenfomayla mücadele ömür boyu sürmesi gerekiyor. Sürekli de yenilikler olduğu için hastaların tecrübelerini birbiriyle paylaşmaları büyük bir değer taşıyor” diye konuştu.

LENFOMADA YAŞ BİR RİSK FAKTÖRÜ

Kanserlerin en temel iki sebebinin sigara ve aşırı kilo olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özcan, “Bunun dışında birçok irili ufaklı sebep sayılabilir ancak hiçbir risk faktörü olmayan insanlarda da kanser görülebilir. Lenfoma, 60 yaşından sonra giderek artan bir hastalık ve özellikle 20’li yaşlarla kıyaslandığı zaman 70 yaş gurubunda lenfoma görüme riski neredeyse 30 kat daha yüksek. Dolayısıyla bir numaralı risk faktörü yaşlılıktır” şeklinde konuştu.

VÜCUTTAKİ YUMRULAR LENFOMA BELİRTİSİ OLABİLİR

Lenfomanın kendisini gizleyen bir hastalık olmadığını söyleyen Özcan, lenfomanın boyunda, kasıkta veya koltuk altında beliren ağrısız yumrularla kendini gösterdiğini ifade etti. Öte yandan Özcan, aşırı gece terlemesi, akşamları 39 ile 40 derecede sebepsiz ateş, kilo kaybı ve sebebi belirlenemeyen kaşıntıların da belirtiler arasında olabildiğini kaydetti.

TANI PATALOGLAR TARAFINDAN KONULUYOR

Özcan, lenfoma tanısının pataloglar tarafından konulduğunun altını çizerek, “Bazı meslektaşlarımız bezeden küçük parçada enjektöre alıyorlar bu tanıda yeterli değildir ve hatalara yol açar. Yumrunun tamamının çıkarılması gerekiyor ve deneyimli bir lenfoma merkezinde tanının konulması gerekiyor. Tanıyı koyduktan sonra lenfomanın vücuttaki derecesinin saptanması gerekiyor. Bunun bir karşılığı evresinin belirlenmesidir” ifadelerini kullandı.

Lenfomanın 50’den fazla tipi olduğunu ve her lenfomanın tedavi gerektirmediğini aktaran Özcan şu ifadeleri kaydetti:

“Bazı lenfomalar, 10 yılı aşkın sessiz kalabiliyor ve hiçbir ilaç gerektirmeyebiliyor. Teknolojideki gelişmeler, ilaç sanayideki gelişmeler, bilgisayarın sisteme dahil olması, moleküler biyoloji alanında gelişmeler son 20 yılda artık lenfomada yeni milenyum başka bir isimle başladı. Çok yakın bir zamanda kemoterapi çağı tamamen kapanmış olacak. Lenfomanın 50’den fazla tiplerinin bazılarında sadece hedefe yönelik akıllı ilaçlarla tedavi sağlanıyor. Lenfomanın bu kadar tedavisi varken bir takım otlarla çöplerle, ne olduğu belirsiz bir takım bitkiler ve gıdalarla bunu tedavi etmek mümkün değildir. Aksine bunlar tedavide büyük zararlar veren sonuçlara yol açabilirler.”

(Neşra Durmaz - İbrahim Berat Yılmaz/İHA)