Doç. Dr. Toygar Toydemir, obezite ameliyatında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgeler verdi.

Doç. Dr. Toygar Toydemir, “Obezite ameliyatı ile ilgili olarak kulaktan kulağa yayılan pek çok hatalı bilgi var. Ameliyat sonrası ömür boyu güçlü ilaçlar kullanılacağı, ameliyatın can kaybına varacak riskler taşıdığı bunların birkaçı. Bütün bu bilgiler ise mide küçültme ameliyatından çekinmesine neden olabiliyor. Bu durum ise bu kişilerin yüksek kilonun neden olduğu ciddi hastalıklarla beraber yaşamalarına neden oluyor. Toplumdaki yaygın inanışın aksine, günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve edinilen tecrübeler sayesinde, tam teşekküllü hastanelerde ve uzman ellerde yapıldığı takdirde, obezite ameliyatındaki risk diğer mide ameliyatlarından daha yüksek olmuyor. Üstelik hastalar uzmanların önerdikleri diyet ve spor programlarına uydukları takdirde 1 yıl içinde fazla kilolarının yüzde 70 - 95’i gibi büyük bir oranından kurtulabiliyor. Ancak ameliyat sonrasında uzmanların önerdikleri beslenme ve egzersiz programlarına düzenli olarak uyulduğu takdirde! Bu nedenle uzmanlar her fırsatta obezite ameliyatıyla ilgili hatalı ve eksik bilgilerin doğrularını dile getiriyorlar” dedi.

Doç. Dr. Toygar Toydemir, obezite ameliyatı hakkında toplumda doğru sanılan yanlış bilgileri şöyle sıraladı:

“YANLIŞ: FAZLA KİLOSU OLAN HERKES OBEZİTE AMELİYATI OLABİLİR

Doğrusu: Kilolu olan herkesin obezite ameliyatı olabileceğine dair bir inanış var. Örneğin 20 kilo fazlası olan bir kişi ideal kilosuna kavuşmak için obezite ameliyatı olmak isteyebiliyor. Ancak obezite ameliyatı kozmetik amaçlarla değil, kişilerin sağlıklı bir yaşam sürmeleri için yapılıyor, dolayısıyla her kilolu kişiye uygulanmıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen kriterlere göre; Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 kg/m2’yi aşan veya 35-40 kg/m2 arasında olan ve buna diyabet, hipertansiyon ile uyku apne sendromu gibi hastalıkların eşlik ettiği kişiler aday olarak kabul ediliyor. Bunların yanı sıra kişiler obezite sorununun altında yatan etkenlerin belirlenmesi ve yeme alışkanlıkları ile psikolojik durumları hakkında fikir edinilmesi için çok detaylı bir incelemeden geçiriliyor.

YANLIŞ: OBEZİTE AMELİYATI CAN KAYBINA VARACAK RİSKLER TAŞIYOR

Doğrusu: Toplumdaki yaygın inanışın aksine günümüzde gelişen teknikler sayesinde, ameliyat tam teşekküllü bir hastanede ve Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü şekilde yapıldığı takdirde, obezite ameliyatlarındaki risk, herhangi bir hastalık yüzünden gerçekleştirilen mide ameliyatlarından daha fazla değil. Obeziteye eşlik eden diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi ve damarlarda pıhtı oluşumu gibi ek risk faktörleri varsa bunlara yönelik gerekli tedbirler alınarak riskin kabul edilebilir bir düzeye inmesi sağlanıyor. Obezite ameliyatlarına bağlı ölüm riski binde 2 nin altında buda neredeyse ssafra kesesi ameliyatlarına yakın bir oran.

YANLIŞ: ARKADAŞIM ÇOK KİLO VERDİ, BEN DE AYNI TEKNİKLE AMELİYAT OLACAĞIM

Doğrusu: Obezite için uygulanan çeşitli ameliyat türleri mevcut. Sleeve gastrektomi (tüp mide), gastrik bypass (midenin küçültülüp ince bağırsağa bağlanması) bu ameliyat türlerinden en sık uygulananları. Hastanın tercihi göz önünde bulundurulsa da hangi yöntemin uygulanacağına, yapılan pek çok değerlendirmenin ardından uzmanlar karar veriyor çünkü ameliyatın başarısındaki en temel faktör hastaya doğru yöntemi uygulamak. Aksi halde yeterli başarı elde edilemeyebiliyor.

Yanlış: Obezite ameliyatıyla hemen ideal kiloma kavuşabilirim

Doğrusu: Obezite ameliyatını sihirli bir değnek gibi düşünmemek gerektiğinin altını çiziyor. Ameliyat diyet ve spora rağmen kilo vermekte güçlük çeken ve başarısız olan kişilere uygulanıyor. Dolayısıyla ameliyat sonrasında kişilerin sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeleri ve düzenli spor yapmaları çok önemli. Kişiler ameliyat sonrasında uzmanların önerdikleri diyet ve egzersiz programına uyduklarında 6 ay içinde fazla kilolarının yüzde 40’ını, 1 yıl içinde de yüzde 75-90 gibi yüksek bir oranını verebiliyor.

YANLIŞ: İKİNCİ KEZ OBEZİTE AMELİYATI OLMAK MÜMKÜN DEĞİL

Doğrusu: Ameliyatın ardından verilen diyet ve egzersiz programlarına uymadıkları için kilo alan kişiler bir daha ameliyat olamayacakları kaygısına kapılıyorlar. Sanılanın aksine 2. kez obezite ameliyatı olmak mümkün. Yapılan ameliyata göre aynı ameliyat veya başka bir ameliyat yöntemine çevirme işlemi yapılabiliyor. Örneğin; hasta tüp mide ameliyatı sonrasında kilo almışsa, bir film çekilerek midenin durumu değerlendirilip bazen gastrik bypass’a çevrilebiliyor.

YANLIŞ: OBEZİTE AMELİYATINDAN SONRA ÖMÜR BOYU İLAÇ KULLANMAM GEREKECEK

Doğrusu: Obezite ameliyatları emilimin azaltılması ve/veya gıda alımının kısıtlanması prensibiyle kilo verilmesine katkı sağlıyor. Bazı tekniklerde, örneğin gastrit bypass, biliyoenterik bypass gibi emilimi etkileyen ameliyatlarda kişilerin özellikle demir ilaçları ile B 12, D vitamini gibi bazı vitamin takviyelerine ihtiyaçları olabiliyor. Bunlar da 2-3 ayda bir serum yoluyla verildiği veya ağız yoluyla geçici bir süre alındığı için kişiye ek bir yük getirmiyor. Tüp mide ameliyatı gibi kısıtlayıcı prosedürlerde ise 1-2 yıldan sonra vitamin kullanılması genelde gerekmiyor.”

(ÖB-ÖB-Y)