Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Özel İmperial Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. İrfan Coşkun, yaşamın hemen her alanında rastlanılan şiddetin maalesef hızla büyüyen ve önüne geçilmesi zorlaşan büyük bir toplumsal sorun halini aldığını hatırlattı. Şiddetin tüm dünyada sık görülmekle birlikte Türkiye’nin de bu konuda ilk sıralarda yer aldığını kaydeden Coşkun “Şiddet çeşitlerinden özellikle aile içi şiddet son zamanlarda hızlı bir artış göstermiştir. Kadına anlayış ve sevgi göstermemeyle duygusal şiddet, küçümseme, aşağılama, hakaret ve tehdit etmeyle sözel şiddet, itip-kakma, tokatlama, yaralama ve öldüresiye dövmeyle fiziksel şiddet olabildiği gibi tecavüz ve cinsel istismar şeklinde şiddet davranışları da yaygın olarak görülmekte ülkemizde. Çoklukla kadınlarımızın eşleri tarafından şiddet gördüğü, töre cinayetleriyle ölüme mahkum edildiği ve genç kızlarında baba şiddetiyle yetiştiklerine şahit olmaktayız. Şiddetin getirdiği travmayla gerek psikolojik gerekse fiziksel birçok sağlık sorunu ortaya çıkmakta. Şiddete maruz kalan kadınlarda özgüven eksikliği, çaresizlik hissi, mutsuzluk, kendini değersiz hissetmeyle birlikte depresyon, alkol-madde bağımlılıkları, anksiyete bozuklukları, geçici ve kalıcı sakatlıklar, bebek ölümleri ve hatta intiharlar görülüyor” dedi.

“ÖFKEMİZİ KONTROL ETMESİNİ BİLMELİYİZ”

Şiddetin pek çok sebebi olduğuna dikkat çeken Coşkun “Annesinin babası tarafından şiddet gördüğü bir ortamda yetişen çocuk ileride şiddete eğilimli oluyor. Oda kendi ailesinde şiddet uygular hale geliyor. Ailede ekonomik sorunlar neticesinde stresin artması da bıkkınlık ve içsel baskı neticesinde şiddet eğilimini artırıyor. Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olma, silahların kolay ulaşılabilir olması, uyuşturucu ve alkol kullanımının yaygın olması ve medyadaki şiddet görüntüleri de şiddeti artıran etmenlerdir.

Kadına şiddet olaylarına çözüm arayışları devam etmekte. Ancak hiçbir çözüm kişinin kendi öfkesini kontrol etmeyi öğrenmesinden daha etkili olamaz. Şiddetin önce aile içerisinde çözümlenmesi gerekiyor. Bunun dışında her kadın ya da şiddete maruz kalan her birey hukuki açıdan haklarını bilmeli ve gerektiğinde bunları kullanabilmelidir” diye konuştu.

“PSİKOSOSYAL ÇALIŞMALAR YAPILMALI”

“Kadına yönelik şiddetin toplumun tüm kesimlerince iyi irdelenmesi, çözüm için nelerin yapılması gerektiği psikososyal çalışmalar yapılması gereklidir” diyen Dr. İrfan Coşkun “Sağlık çalışanlarının da şiddet mağdurlarına gerekli destek ve danışmanlık sağlamak açısından önemli bir misyonu vardır. Kadına karşı şiddeti önlemede öfke kontrolü en önemli husustur. Kişi öfkelendiğinde ortamdan uzaklaşmalı, sakinleştikten sonra da eşlerin birbiriyle konuşabilmeleri gereklidir. Eşlerin birbirlerini dinleme çabası içerisinde olmaları zorunludur. Güvenli bağlar ancak kişilerin birbirlerini dinlemedeki çabalarıyla kurulabilir. Eşler şiddet yerine saygıyı yöntem olarak kullanan bir davranış değişikliği içerisine girmelidir. Aile toplumun en önemli yapı taşıdır ve bu yüzden bu kuruma zarar verici davranışlar toplumu yozlaştırır” ifadelerini kullandı.