Niksar'da yaşayan Seda (25)-Onur Saçan(33) çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü olan Ülkü Seranay Saçan, kalp hastası olarak dünyaya geldi. Doğum sonrası Niksar Devlet Hastanesi’nde tedaviye alınan Ülkü Serenay, bir süre sonra Ankara'ya sevk edildi. Burada 19 gün kuvözde kalarak ilaç tedavisi aldı. Hastaneden taburcu edilen minik Ülkü Serenay, 4 ay sonra yeniden götürüldüğü Ankara'da kalbinden pulmoner bant ameliyatı geçirdi. Tedavisinin ardından taburcu edilen Ülkü Serenay'ın bir süre sonra epilepsi, gelişim geriliği ve hipertansiyon hastalıklarına da yakalandığı belirlendi.

'HİÇ YÜRÜYEMEZ, ÖLÜR DEDİLER'

Kızı Ülkü Serenay’ın normal doğumla dünyaya geldiğini söyleyen Seda Saçan, "Kalp hastası olarak doğdu. Doğduğu zaman buradan gönderdiler, götürmezseniz çocuğunuz ölecek dediler. Biz de kendi imkanlarımızla Ankara’ya gittik. Oradaki doktorlar, 'çocuğunuz 4 aylık olana kadar kontrole gelmesi gerekiyor' dediler, biz de götürdük. Çocuk dört aylık olunca da kalbinin altında sıvı biriktiğini, bu sıvının temizlenmesi gerektiğini söylediler. Bir hafta hastanede kaldık. Daha sonra doktor, 'bu çocuğun kalbi çok yorulmuş, ameliyat olması gerekiyor' dedi. Ameliyattan sağlam bir şekilde çıktı, kucağıma verdiler. Çocuğum kucağımdayken balgamını yutamadı, kalbi durdu. Kalbi durunca tekrardan yoğun bakıma aldılar. 2 ay yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımda 2 kez kalbi durdu, 2 ay solunum cihazlarına bağlı olarak yaşadı. Daha sonra nöbetlerimiz başladı. Epilepsi oldu. Hastaneden eve çıkınca da bir süre sonra kafasını tutamadığını, oturamadığını fark ettim. Doktora götürdüğümüzde de yapacak bir şey yok dediler. Zaten böyle devam edecek. Ölür, yaşamaz dediler. Birçok doktora götürdük, aynı şeyleri söylediler. Engelli demek istemiyorum, ama engelli kaldı, konuşamıyor, yürüyemiyor, oturamıyor, bütün ihtiyacını ben karşılıyorum. Kızımın yürümesi için bazı cihazlara ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar için de bizim maddi durumumuz yeterli değil. Hayırseverlerden, Cumhurbaşkanımızdan yardım bekliyorum. Bir el uzatmalarını, sesimizi duymalarını istiyorum. Bu sesimize bir kulak versinler istiyorum. Çocuğuma 'hiç yürüyemez, 2,5 yaşına kadar ölür' dediler. Ben de 'Allah’tan ümit kesilmez' dedim. Ben her doktordan duyuyordum bu kelimeyi. Çocuğum doğdu doğalı duydum, kendimi üzmedim. Yoluma da böyle devam ettim. Şimdi de büyüdü. Gören doktorlar 'iyi beslenmiş ki yaşıyor' dediler" diye konuştu.

'DESTEK İSTİYORUZ'

Belediye bünyesinde özel bir şirkette parkomat görevlisi olarak çalışan Onur Saçan da kızının tedavisi için doğumundan bu yana hastane hastane gezdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Çocuğumun sürekli öleceğinden bahsediyorlar. Ama ben çocuğumun öleceğine inanmıyorum. Çocuğumu yaşatmak için bütün kapıları çalıyorum. Benim 2 çocuğum daha var. Bunların da geleceklerini hazırlamam lazım. Aldığım maaşın 3’te 2'si engelli çocuğuma gidiyor. 2 ayda bir Ankara’ya, ayda bir Samsun’a gidiyorum. Bunlar da bayağı bir masraflı oluyor. Şu anda kızım için yurt dışından alınması gereken robotik yürüme cihazı var. Fiyatı 50 bin euro, yaklaşık 300 bin liraya tekabül ediyor. Bunu da tabi bizim alma şansımız yok."

Çoğunun durumuna çok üzüldüğünü ifade eden Onur Saçan, "Hiçbir baba çocuğunu bu halde görmez istemez. Ben zaten her gün ölüyorum. Hastaneye de gitsek, doktora da gitsek bize sadece 'Çocuğunuz fazla yaşamaz' dediklerinde ben kahroluyorum. Doktorlar bizi teselli edeceğine sadece üzüyorlar" diye konuştu.