Geçen hafta Alanyaspor maçındaki kazanma isteğinden yoksun bitse de gitsek bir havadan gelen yenilgiden sonra dünkü rezaleti azap çekerek izledim dersem abartı olmaz!

Bırakın gol atmayı yememeyi geçtik pas yapmayı puanı veya puanları top ayağına gelince titreyen ne yapacağını şaşıran Hüseyin'i kordon gezer gibi bir aşağı bir yukarı volta atıp rakibine refakatçilik yapan Marlon'nun yerine oynayabilecek genç Faruk'u benim işim gol atmak başkasından anlamam diyebilen Bakasetas' ı ufak bir darbede yerden kalkamayan Ekuban'ı yaptığım yaptıktır dediğimde dedik hal ve hareketleriyle meşhur Nwakaeme 'yi beyhude koşularla kendini avunduran Djaniny hemen hemen her hoca tarafından hakkı yenen Hossein'i vede tüm olumsuzluklarda arkadaşlarına kol kanat gerip korumaktan gına gelen Uğurcan'ı soğuktan kulübesinde buz kesen sürekli yenmek zorunda olduğundan yorgun düştüklerini söyleyen Avcı hocayı...

Soğuğu zemini yok saymayalım doğru da Trabzonspor takımı tatile çıkmış gibiydi...

Arkadaşlar bir sepetleri eksikti...

Adeta mazeretler tamam da siz ne mücadele ettiniz ne de istenildiği gibi koştunuz kendinizi kandırmayın bu rehavet Fenerbahçe maçından bu tarafa devam ediyor...

Bu formayı taşıyan sizlerin böyle bir hakkı yok!

Umarım bu vurdum duymazlık devam etmez...

Bakın lafı eveleyip gevelemeyi bırakıp Trabzonspor takımının ne olduğunu taraftarının ne beklediğini efsane futbolculardan GÜNGÖR ŞAHİNKAYA anlatsın istedim!

Tam yeri gelmişken...

Trabzonspor neymiş, nasılmış, nasıl olmalıymış ondan dinleyelim...

''Bir şampiyonluğumuzu daha garantilemiştik. Mersinspor ile Avni Aker'de oynadık ve maçı 3-0 kazandık ancak taraftarlarımız menun olmadı. Hem oyundan hem skordan memnun değillerdi.
Çünkü iyi oynamamıştık, rakibi farklı mağlup edebilirdik. İşte bizim taraftarımız böyle; hem iyi oyun hem iyi netice istiyor.
Şampiyonluklara 25 yıl ara verilince bugün taraftarımız küçük işlerle yetinmek, sevinmek, mutlu olmak zorunda bırakıldı. Şampiyon olunamazsa bile zirveye oynayan bir takımımız
olursa bu taraftar yine o eski günlerine, coşkusuna geri dönecektir, bundan eminim. Trabzonspor'da teknik adam, bu yükü kaldırır diye değer verildiği için takımın başına getirilir.
Yönetimin hocaya 'top sende' demesi doğaldır. Bu istek baskı yaratmaz. Niye yaratsın? Aksine heyecan verir. İşe daha iyi konsantreye zorlar.

TRABZONSPOR VAKFI KURULMALI

Trabzonspor geçmiş değerlerine vefasızlık ediyor diyemem. İlgilenmede eksiklikleri var diyemem. Vakıf bugüne kadar yapılmalıydı. Büyük eksikliktir. Hastalıkta, cenazede
ve diğer sosyal yardımlaşmalarda böyle bir vakfın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu vakfın takımının başarısında da önemli etki oluşturacağı düşüncesindeyim.
Eski ve yeni tüm yöneticilerin bundan böyle bu oluşuma destek vereceklerinden de eminim.''