POLİTİKA

Salih Cora Kulüpler Yasası ve Kayak sporuna dikkat çekti

Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Bütçe Komisyonu'na AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora'nın yaptığı konuşma damga vurdu. Türk sporunun problemlerine parmak basan ve çözüm önerileri getiren Cora'nın fikirleri muhalefet milletvekillerince de takdirle karşılandı.

SPORDA ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACIMIZ VAR

“Sporda zihniyet devrimine ihtiyacımız var” diye Salih Cora şöyle konuştu:

“ Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın ülkemiz genelinde çok önemli hizmetleri olmuştur. Bunları biz zaten yakından takip etmekteyiz. Bizler de sporun bir şekilde içerisinde yer aldık, hem amatör spor kulüplerinde futbol oynadık hem de yöneticilik yaptık, Okul Sporları Federasyonu yönetiminde yer aldık. Dolayısıyla, bunları yakından takip ettik ve sizlerin bu yöndeki çalışmalarınızı takdir ediyoruz, müteşekkiriz. Ülkemize çok önemli organizasyonlar kazandırdınız. Gençlik faaliyetlerinde gençliğin sporla barışması yönünde önemli faaliyetleriniz olmuştur, katkı sağladınız. Aslında, Spor Bakanlığı tesisleştirme anlamında önemli hamleleri, önemli projelerin birçoğunu gerçekleştirmiştir. Ancak değerli arkadaşlar, bizim toplum olarak sporda bir zihniyet devrimine ihtiyacımız vardır. Biz sporu çok seviyoruz, sporcuyu çok seviyoruz ama spor yapmayı sevmiyoruz. Neden bizim valilerimiz, belediye başkanlarımız, üst düzey yöneticilerimiz, onların öncülüğünde toplumu spor yapmaya teşvik etmiyoruz? En büyük sorunlarımızdan birisi budur. Çünkü bu genelde çok önemli, şehrin kurtuluş günlerinde yapılmakta, geri kalan günlerde yapılmamaktadır.”


SPOR İLE EĞİTİM EŞGÜDÜMLÜ OLMALI

Spor yapmanın toplum için sosyal hayata yansıyan kritik bir öneminin olduğuna vurgu yapan Salih Cora, “Spor yapmayan toplum gergin olur, bunu hepimiz biliyoruz, şiddete eğilimli olur. Trafikte de gerginliklerimizin en önemli nedenlerinden birisi aslında spora karşı yabancılaşmış bir durumda olmamızdan kaynaklanıyor. Oysa spor yapan gençler paylaşmayı öğrenir; sevgiyi, güler yüzlü olmayı öğretirler, özgüvenimizi arttırırlar; verimli, paylaşan, çabuk, hızlı ve doğru karar alan bir birey olmamıza vesile olur. Spor gezegenimizin ortak bir tutkusudur. Ülkelerin gelişmişliği sadece onların bilim ve teknolojisiyle değil, aynı zamanda kültür, sanat ve sporla mümkündür. Burada, biz aslında Spor Bakanlığı'nın yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı'mızdan da çok büyük beklentilerimiz vardır. Eğitimle spor eşgüdümlü olmalıdır.” dedi.

İLÇELERE SPOR TESİSLERİ YAPMALIYIZ

 Türkiye'de sporun gelişmesine yönelik tesisleşmeye vurgu yapan Salih Cora sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzme havuzu olmayan illerimiz vardı; çok şükür, Bakanlığımız döneminde ve Hükûmetlerimiz döneminde şu anda her ilde yüzme havuzumuz var ama yetmez. Hatta, yüzme havuzu olmasının yanı sıra yüzme dersini de mecburi ders hâline getirebiliriz. Bunu yaptığımız zaman, eğer ilçelerde o fiziki donanımları sağlarsak, mecburi ders olursa, toplumun sosyalleşmesinin, rahatlamasının bir o kadar daha artacağını düşünmekteyim. Sporun ülkenin gelişimine, kalkınmasına ve tanıtımına çok büyük katkısı olduğu hepimizin malumudur. Bu manada ilçelerimize daha çok spor tesisi yapmalıyız. Sporcudan para almadan tesisleri işletebilmeliyiz. Yap-devret modelini hayata geçirebiliriz diye düşünüyorum. Özellikle Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası’nda bu konuda başarılı olduk. Bir hayırsever iş adamının belki kendi babasının, annesinin, dedesinin ismini o tesise vermek suretiyle bir tesis yapıp bunu yine devlete devredip bundan da gençlerimizin istifade etmesini sağlayabiliriz.”

 SPORDA SAĞLIĞI ÖN PLANA ÇIKARMALIYIZ

Sporda sağlığın ön plana çıkartılarak sağlık harcamalarının da azaltılacağını ifade eden Salih Cora, “Sporda bence performansı değil, sağlığı ön plana çıkaracağız ve bu şekilde sporu teşvik etmemiz gerekiyor. Bugün Avrupa’nın yüzde 50’si yani yarısı spor yapıyor. Sporu sadece futbol olarak da değerlendirmememiz gerekiyor. Ülke olarak en büyük hatalarımızdan birisi budur. Yüzme, izcilik, yürüme, koşma, tırmanmanın da çok önemli spor dalları olduğunu topluma anlatmamız gerekiyor. Çok ilginç bir veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Avusturya’da geçen yıl yapılan bir araştırmada nüfusun büyük bir bölümü spor yaptığı için sağlık harcamalarında 3,5 milyar euro tasarruf yapmıştır yani bir önceki yıla oranla sağlık harcamalarında önemli bir düşüş yaşanmıştır. Bu da sporun sağlık harcamalarına olumlu katkısının olduğunun bir ispatıdır.” şeklinde konuştu.

Sporun turizme büyük katkısı olduğunu ifade eden Salih Cora konuşmasına şöyle devam etti:

“Sağlığın yanı sıra sporun turizme de katkısı vardır. Öyle şehirlerimiz vardır ki birçok takım bu şehirlere geliyor, kamp yapıyor -bu imkânlar var- spor yapıyor, şehre giriyor, kültür günleriyle beraber o şehrin içerisindeki farklı kültürleri tanıyor, şehrin ekonomisine, tanıtımına çok büyük katkı sağlıyor.”

KAYAK SPORUNA ÖNEM VERMELİYİZ

Kayak sporuna ayrı bir başlıkta değinen Salih Cora, “  Türkiye’de 300 metre yüksekliğinde 100’ün üzerinde dağ vardır. Bunu şu anlamda söylüyorum: Biz bunların ne kadarını kullanıyoruz? Kayak sporuna çok önem vermemiz gerekiyor. Kayak sporunun, aynı zamanda o şehrin sporun dışında tanıtımına, turizmine, ekonomisine ve sosyalleşmesine çok büyük katkısı olacağını düşünmekteyim.” ifadelerini kullandı.

BÜTÇE ARTTIRILMALI

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bütçesinin arttırılması gerektiğini söyleyen Cora, “Ülkemizin 4 bölgesinde en az 500 dönüm arazi üzerine her türlü sporun yapılabileceği tesisler kazandırmalıyız; sağlık merkezleri, kondisyon merkezleri, eğitim merkezleri bunun içerisinde yer almalıdır. Bu anlamda Spor Bakanlığının bütçesinin bence daha fazla olması gerekiyor, bu yeterli değildir.” dedi.

DAVUL DA TOKMAK DA KULÜPLERDE OLSUN

Türk futbolunun gündeminde olan Kulüpler yasasına da değinen Salih Cora sözlerine şu keilde devam etti:

“Kulüpler yasasını daha çok tartışmamız gerekiyor. Şu anda dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir federasyon kendi ülkesinden kulüpler yasası istemiyor. Yani kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar; kendi iç profesyonel futbol disiplin talimatlarına göre o kriterleri yerine getirmeyenlere karşı gerekli cezaları verebilmektedirler. Bu manada ben şunu söylemek istiyorum: FIFA, UEFA, federasyonlar özerk kuruluşlardır, kulüplerin bu idari yönetimlerine, mali yönetimlerine ülkelerin, devletlerin çok fazla müdahale etmemesi gerekiyor. Sonuçta şöyle bir durum oluşuyor: Yani biz kulüpler yasasını çıkardığımız zaman davul bizde, tokmak onlarda olacaktı. Biz diyoruz ki davul da onlarda olsun, tokmak da onlarda olsun. Yani aksi durumda, sıkıntılı bir durum olduğunda bunlar, bu kulüpler, sonuçta o anda hangi siyasi irade iktidardaysa onunla toplumu karşı karşıya getirme durumu olabiliyor. Bunu 6222 sayılı Yasa’da hep beraber gördük.”