Rektörlük seçimleri öncesinde yaptığımız analizlerde bazı rektör adayları ile ilgil tespitlerde bulunduk. Öfkelendiler. Bazı kişileri aratıp, ayıp etti yazıları kaldırsın bile dediler. Başımıza çok bu tür şeyler geldiği için ve o kişileri çok sevdiğimiz için sesimizi çıkarmadık. Anlarlar, bize hak verirler dedik. Bize gönül koydular. Ortaya çıkış nedenlerini adımız gibi biliyorduk. Orada burdada bize hakarete varan şeyler söylediler… Biz dediğim Trabzon basınına. Ne oldu… KTÜ'ye yıllarını, ömrünü vermiş Profösörler… Sevdiğimiz, bağrımıza bastığımız, gördüğümüz yerde önümüzü ilikleyip saygı duyduğumuz değerli hocalarım. Ne oldu… Kendi bölümlerimizden oy alamadınız… Kendi öğretim üyeniz size oy vermedi.  Demek ömrünüzü heba ettiğiniz KTÜ'de sırtınızı yaslayacağınız 1000 tane öğretim üyesi arasında 20 sağlam dostunuz  yok. şöyle bir durup sakince düşünün. Sayın aklınızdan geçen 15 ismi ve uğradğınız ihanetin nedenlerini bir tez konusu yapın. Size söz verenlerin neden sözlerinden caydıklarını bir yazın. Yazın da öğrencileriniz ilerleyen yıllarda sizler gibi bu hatalara düşmesin. Gelelim bize… Hani "Trabzon basınından hiç bir şey olmaz. Seçimi iki aday arasında götürdüler. Bizden hiç bahsetmediler bile" diyenlere. Önce onları gazete, tv ve internetmedyasını takip etmeye davet ediyoruz. Sonra… Demek ki biz birşeyler yazarken, öyle sizin dediğiniz gibi birilerinin direktifi veya yemlemesi ile değil, görmüş geçirmişliğimizle yazıyormuşuz değil mi? Sizlere özlü bir sözle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum… Sizinle aynı fikirde olmadıklarını söyleyenlerden korkmayın, sizinle aynı fikirde olmayıpta bunu söyleyecek cesareti olmayanlardan korkun.

SANDIKTAN ÇIKANI KÖŞK ONAYLAR
Gelelim sandıktan çıkana ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atayacağı isme. Şöyle bir geçmişe bakalım. Eğer hafızam beni yanıltmıyor ise KTÜ'nün rektörlük seçimlerinin evveliyatında Türkay Tüdeş, İbrahim Özen gibi isimlerin seçimlerinde sandıktan birinci çıkan kim ise Cumhurbaşkanları tarafından da o göreve atanmıştır. Daha öncelerinde de bu gelenek değişmemiştir. Türkay Tüdeş ile İbrahim Özen'i Ahmet Nejdet Sezer. Özen'in ikinci döneminde ise atamasını Abdullah Gül yapmıştır. Peki şimdi ne olur. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Baykal der mi? Prof. Dr. Orhan Aydın'ın rektör atanma ihtimali yok mu?
Bu iş tabi ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iki dudağının arasında. Eğer Köşke ismi giderse Prof. Dr. Hülya Kalaycıoğlu'nunda, Prof. Dr. Fahri Özcan'ında rektör olarak atanma şansı vardır. Yani şu anda Cumhurbaşkanına gidecek 3 isminde rektör olma şansı vardır amma. Dediğim gibi KTÜ basit, sıradan, yeni kurulmuş 10 bin öğrenci olan bir üniversite değildir. Türkiye'nin en eski, en köklü üniversiteleri arasındadır. ve burada 60 bin kişilik bir il büyüklüğündeki eğitim yuvası  yönetilmektedir. Türkiye'nin 81 ilinden gelen öğrenciler burada deneyilmi 1000'e yakın öğretim üyesi tarafından eğitilmektedir. Evet dün oy kullanan 850'ya yakın öğretim üyesini baz alalım. Bu öğretim üyeleri eğer biz "Baykal'ı istiyoruz" demişlerse Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başka bir ismi önermesi veya ataması, KTÜ'de büyük bir krize neden olur. Eğer sandıktan Orhan Aydın çıksaydı, bu sözü onun içinde söylerdim. Yineliyorum. KTÜ ağırlığı olan, öğertim üyelerinin ağırlığı olan bir üniversitedir. Ve burada sandığın yani burada eğitim öğretim veren öğretim üyelerinin sözü geçer. Böyle de olması gerekir. Ne de olsa kimse "Ben Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e güvenerek bu seçime girdim" diyemez.
Bu seçime yakışan en güzel özlü söz ise şu:
Her zafer zafer değildir, her yenilgi de yenilgi değildir.