Dün akşam Trabzonspor’un maça o muhteşem uğurlanışını seyrederken şampiyonluktaki günler film şeridi gibi gözlerimin önünden gelip geçerken bu oyuncular bu akşam sadece topla meşgul olmakla kalmazlar, topu dişlerler dedim ama olmadı... 

Evdeki hesap pazara uymadı.... Topa vurma yerine bordo mavili oyunculara tekme savuran Ankaragücü oyuncular beraberlik alıp giderlerken Trabonspor her daim olduğu gibi maçın başında yine öne geçti, yine kaçmaya çalışırken arkaya yaslanıp yakalandılar... 

Hakemler mi bildiğiniz gördüğünüz gibi Trabzonspora vurha vur yaptılar... 

Aleyhine olmayan penaltıyı verdiler... Lehine olan penaltıyı vermemek için yahu 5 dakika önce ofsayt varmiş dediler... 

Rakibin savurduğu tekmelere eyvallah dediler.... Kenar yönetimi Ekuban ve Nwakeme’nin yokluğunda yalnız kalan Sörloth'u yan toplarla destekleyeceğine yahu bu takım çoğu kez öne geçip niye geriye yaslanıyor gibi eksikleri yine seyrettiler... 

Son iki maç şampiyonluğa mal olan 4 değerli puana karşın avantaj kaybettik daha 5 maç diyebildiler…

Bakın değerli arkadaşlar futbolun güç dengesine inananlardanım. Futbolda şapkadan tavşan çıkaranlanlardan değilim ancak tüm olumsuzluklara rağmen küme düşmüş bir takıma puan verilmesini anlayamam ve de hazmedemem.

Şimdi yine gelelim sadete… Aynı pozisyonları ayrı düdüklerle ifade edildiği şampiyonlukların alın teri ile belirlenmediği kara ligde her zaman sevip saygı duyduğum taraftarlarımıza tekrar seslenmek istiyorum. Bu takımınıza değil sevdanıza kızın. Tepki de gösterin ama sakın ola küsmeyin darılmayın…

Taraftar dediğin, hele adı Trabzonspor ise bir marşımızda olduğu gibi yağan yağmurda dar sokaklarında kısaca kederde neşede lütfen yalnız bırakmayalım hadi az kaldı yolumuz açık olsun.