Sezon başı hazırlık kampı maçlarını hatırlayalım..

Szombathelyi-Trabzonspor : 0-0

Trabzonspor-Hoffenheim : 3-3

Trabzonspor- Parma : 2-2

Hellas Verona-Trabzonspor: 1-1

Yenemiyor olmamız değil yenilmiyor olmamız güzeldi.Skor kaç kaç olursa olsun bir şekilde maçı çevireceğimizi düşünüyorduk.Bunun emareleri de vardı sahada.Mücadele ve maçın sonuna kadar olan inanç.

Son AEK maçı hariç neredeyse tüm maçları bu şekilde oynadık.

Abdulkadir’in sakatlandığı 44.Dakika bence iskambil kağıtlarının üflenmeye başladığı dakika olarak tarihe geçecek..Bir kere sallanmaya başladı mı gerisini siz düşünün.

Anlatılacak çok şey var ama bunu kitaplaştırmadan en sade şekilde yazmaya çalışacağım.

Yönetim ve en başta Ağaoğlu sezona çok iyi işler yaparak girdiler..

Öncelikleri taraftarları sahaya çekebilmek ve bunun devamında da kombine,forma satarak maddi bir gelir kapısını oluşturabilmekti..

Trabzonspor tarihinin en iyi sezon başı pazarlamasını yaptıklarını söylemek lazım.Sosyal medyayı adeta inlettiler.Forma satışında rekora imza attılar,kombinede 30 bin barajını çok rahat aştılar..

Çünkü taraftar çok inanmıştı bu senenin o sene olduğuna..

Geçen senenin son 12 maçını 9 galibiyet,3 beraberlik alarak tamamlayınca ve buna hakem hatalarıyla çalınan bir şampiyonluğumuz daha oldu gözüyle bakıp hafızalarımıza ekleyince inanılmaz hayaller kurduk.Şampiyonluk havasına erken girdik..

Bu sene çok farklı olacaktı..

Da..

Bizi buraya taşıyan neydi bir anda unuttuk..

Bu sene olmayan..

Soyunma odasında,koridorda,duş da,otobüs de uçak da yüzlerin güldüğünü gösteren şey eksikti.

Selfie..

Acil ön kamerası güzel bir telefon bulun ve bizim çocuklara kaldıkları yerden devam edebilmeleri için ne gerekiyorsa sağlayın..

İşin özeti budur..