Serdar, 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’nin en büyük 10 bankasının öz kaynaklarının 2,6 trilyon liraya ulaştığını hatırlatarak, “Ziraat Bankası 64 milyar lira kârla ilk sırada yer aldı. Ancak bu ülkenin emekçileri sarı sendikalar yüzünden yoksulluğa ve çaresizliğe mahkûm edildi” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Trabzon Şube Başkanı Metin Serdar yaptığı açıklamada;
"2025 yılının İlk yarısında en büyük 10 bankanın öz kaynağı 2,6 trilyon liraya ulaştı, en yüksek kar elde eden banka 64 milyar lira ile Ziraat Bankası oldu. Ziraat Bankası en fazla kar elde eden banka olarak ilk sırada yer alırken, karlılıkta Garanti BBVA 53,6 milyar lirayla ikinci, Vakıf Bank 30,1 milyar lirayla üçüncü, Türkiye İş Bankası 29,8 milyar lirayla dördüncü ve DenizBank 27,1 milyar lirayla beşinci oldu.
Bu ülkenin emekçileri ise sarı sendikalar yüzünden yoksulluğa, açlığa ve çaresizliğe teslim edildi. Sarı sendikalar,hakkını aramak için fiili ve meşru mücadele yürüten sendikacılığı kriminalize edip, lobiciliği ve promosyon sendikacılığını yaygınlaştırdı. Toplu Sözleşmelerden umudu kalmayan, bütçeden payını istemekten geri duran milyonlarca emekçi banka promosyonlarından medet umar hale getirilmiştir. Sarı sendikalar her zamanki rollerini oynamışlarve oynamaya da devam ediyorlar. Tüm bu yaşananların sorumlusu değillermiş gibi kapalı kapılar ardında iktidar ve sermaye ile ele ele promosyon miktarlarını nasıl azaltacaklarını ve karşılığında ne alacaklarını hesaplamaktadırlar.
Ziraat Bankası yılın ilk yarısında karını yüzde 108 arttırırken, yetkili sendika üyelerine “Sağlık Bakanlığı ile Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü arasında yapılan 90.000 TL+10000TL para puan yaklaşık 70 ili kapsamaktadır…” mesajları göndermektedir. Alın terimizle kazandığımız paramızı kullanan, değerlendiren, karına kar katanlar bize sadaka dağıtır gibi promosyon miktarı belirlemişken, yetkili sarı sendika üyelerine nasıl teslim olduklarının mesajını atmıştır aslında. Hiç şaşırmadık.
Daha öncede de yetkili sarı sendikanın promosyon konusundaki sessizliği karşısında tepkiler artmaya başlamış, il sağlık müdürlüklerinde gizli saklı yürütülmeye çalışılan ihalelere sendika yöneticilerimiz müdahale etmiş, içeriye sokulmazlarsa da gözlemci olarak katılma iradesinden geri adım atmamışlardı. Emekçiler adına alınan kararların şeffaflaştırılmasından rahatsızlık duyulmuş, Sağlık Bakanlığı devreye girmiş, daha yüksek miktarda belirlenebilecek promosyon ihalelerinin önünü kesmişlerdi. Sarı yapılanmanın ve sermayenin imdadına yine Sağlık Bakanlığı yetişti.
Sağlık Bakanlığı ve yetkili sendikanın da çok iyi bildiğini düşündüğümüz Promosyon genelgesinin iki maddesi çok açıktır;
2- Aylık ve ücretlerin hangi banka aracılığı ile ödeneceği, oluşturulacak üç kişilik bir komisyon tarafından istekli bankalardan teklif alınmak suretiyle tespit edilecektir. Komisyon, kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili biriminin harcama yetkilisinin başkanlığında söz konusu birimde görev yapan toplam personelin en az %10’unun sendikalı olması halinde yetkili sendikadan bir üye ile merkez teşkilatında üst yönetici; taşra teşkilatında ise o birimin bağlı bulunduğu bir üst amir tarafından ilgili birimde görev yapanlar arasından seçilecek bir üyeden oluşacaktır. Yetkili sendikadan üye bulunmadığı durumlarda üçüncü üye ilgili birimde görev yapan personel arasından harcama yetkilisi tarafından seçilecektir. Protokol, komisyon tarafından belirlenen banka ile harcama yetkilisi tarafından imzalanacaktır.,
Birden fazla birimin aylık ve ücretlerinin birlikte ödenmesi talebinde bulunmaları halinde merkezde üst yönetici, taşrada ise söz konusu birimlerin bağlı bulunduğu bir üst amir tarafından görevlendirilecek ilgili harcama yetkililerinden birinin başkanlığında oluşturulacak üç kişilik bir komisyon tarafından aylık ve ücretlerin ödeneceği banka yukarıdaki esaslara göre tespit edilecektir. Bu şekilde oluşturulacak komisyona ilgili birimlerdeki yetkili sendikalardan bu birimlerin tamamı itibarıyla en fazla üyeye sahip olan sendikadan üye alınacaktır.
7- Genelge çerçevesinde yapılacak uygulamalar kurum personelinin rahatlıkla bilgi edinebileceği şekilde ilan panoları ve internet siteleri yoluyla ilan edilecek, aleniyet ilkesine titizlikle riayet edilecektir.”
Sendikalar işçilerin, emekçilerin temsilcisidirler. Doğal olarak promosyon anlaşmaları işveren/devlet tarafından değil emekçilerin örgütleri tarafından yapılmalıdır. En azından işveren ve emekçilerin örgütleri işçiden emekçiden yana bir uzlaşma zemini içinde kolektif bir çalışma ile bankaları belirlemelidir. Ayrıca emekçilerin örgütleri aracılığıyla istedikleri bankayı seçme hakları olmak zorundadır.
Bu nedenle Bakanlık değil her ildeki sendikalar bir araya gelerek ve bankalar ile görüşerek üyeleri ve tüm emekçiler adına en uygun sözleşmeleri imzalamalıdır.
Buradan da tüm sendikalara çağrımızdır. Her ilde birleşik bir mücadele verilmek zorundadır. Çalışanlar adına işveren “Bakanlık” değil bizler, ücretlerimiz üzerinde söz ve karar sahibi olmalıyız. Hangi banka ile anlaşacağımıza, hangi bankaya ücretlerimizin yatırılacağına bizler karar vermeliyiz.
Tüm illerde iş kolumuzdaki başta şube/temsilciliklerimiz olmak üzere tüm örgütlü sendikaları bir araya gelerek birlikte çalışmaya davet ediyoruz." İfadelerini kullandı.






