Geçen sezon İstanbul’da oynayacağımız Fener maçı öncesi fikrim sorulduğunda berabere biteceğini söyledim.

Neden mi diyenlere iki korkak teknik adamın maçı da ondan demiştim. Biri Ersun diğeri Aykut. 

Tencere Aykut idi. Tencere yuvarlandı kapağını buldu dün akşam. Hocaların biri değişik takımlar aynı yer İstanbul yerine Trabzon’du. Ama felsefe aynıydı. Gol atmasak da olur. Yemeyelim. Dolayısıyla yenilmeyelim bir puan da iyidir. Oyun iyidir kötüdür. Tribünleri dolduran 40.000 taraftar bilmem binlerce kilometre kat edip gelmişler ortalık yer yerinden oynamış. Rakip ezeli olan Fenerbahçe hem 3 puan hem de iyi futbol bekliyorlar. Haklı olarak.

Ender olan Trabzonspor taraftarlarının beklentileri doğal da kimden bekledikleri önemli, Trabzonspor’un hocası bu ulvi duyguları bilecek yetmez yaşatmasını da bilecek. 

Trabzonspor’un hocası cesur olacak. Dik duracak. Böyle kıytırık işlerle yetinmeyecek. Riske girecek. Kaybederse de mertçe kaybedecek. Mehter takımı gibi olan Fenerbahçe karşısında o muhteşem taraftarları önünde acize düşmeyecek. TV’den maç seyreder gibi seyir etmeyecek. 

Kucka ile Okay’ın oynayamayacağını bilecek. Koşmada bile bezgin olan Olcay’ı oyunda tutmayacak. Fenerbahçe atak üstüne atak tazelerken el freni çeker gibi tedbir alacak.  Sosa’nın bu kadroda yedek kalamayacağını bilecek. Rakip çift santrafora dönünce çift defans oyuncusu ile cevap verecek. 3 dakika kala Rodallega’yı oyuna alarak değil. Sonlara doğru yürüyen belki de kaçırdığı golü bu yüzden kaçırdığını görecek.  

Kamil Ahmet’in müsabaka boyunca sayamadığım kadar forvete çıktığında bir top alamadığının hesabını görecek.  Her topu alanın Burak’a atma mecburiyeti olmadığını da görecek. Evet Yusuf formsuz ama emen taşı gibi gücüm sana yetiyorcasına oyundan almayacak. 

Sonuç Rıza hocam, kupa bitti lig de biter gibi görünüyor. Koca Trabzonspor bu yılda bekar gezecek gibi. 

Ama olsun.

Fenerbahçe’den 1 puan alma başarısını gösterdin ya. 

Sevinebilirsin.

Boşver, taraftarın ağladığına onlar yıllardır ağlıyor zaten alışmışlardır.