Bir işçi sigortasız çalışırken iş kazası geçirdiğinde, çoğu zaman kamuoyunda tartışılan ilk konu, SGK’nın yalnızca “kaza günü sigortalı yaptı” yönündeki algı oluyor. Ancak bu işlem, işçinin yaşamsal haklarını güvenceye almak için atılan ilk ve zorunlu adım. SGK, kaza günü itibarıyla sigortalılık kaydı oluşturarak hem kazayı hukuki anlamda tanıyor hem de sosyal güvenlik haklarının işlemeye başlamasını sağlıyor.

Kaza öncesi fiili çalışmanın tespiti hâlinde, geçmişe dönük tüm hizmet günleri sisteme işleniyor. Böylece işçinin ya da vefat ettiyse ailesinin ölüm aylığı, ölüm geliri, cenaze ödeneği gibi tüm hakları eksiksiz biçimde tanımlanıyor.


Teftiş ve hak sahipliği süreci nasıl işliyor?
Kazanın ardından devreye giren denetim süreci, olayın ciddiyetine göre farklı SGK birimleri tarafından yürütülüyor. Ölümle sonuçlanmayan kazalarda sosyal güvenlik denetmenleri, ölümlü vakalarda ise SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı süreci üstleniyor. İncelemelerde tanık ifadelerinden kamera kayıtlarına, ücret bordrolarından işyeri kayıtlarına kadar birçok veri değerlendirilerek işçinin çalıştığı süre ve ücret düzeyi belirleniyor.

Eğer kazanın iş kazası niteliği taşıdığı ve ölümün buna bağlı gerçekleştiği tespit edilirse, hak sahiplerinin ölüm geliri ve aylığı almasının yolu açılıyor. Gelir ve aylık birlikte bağlanabiliyor; böylece ailenin gelir güvencesi maksimum seviyede sağlanıyor. Ayrıca cenaze ödeneği de veriliyor.

SGK, yaptığı ödemeler nedeniyle kusurlu işverene rücu ederek kamunun zararını telafi ediyor.


Uluslararası uygulamalara göre Türkiye’nin farkı
Dünyada birçok ülkede iş kazaları özel sigorta sistemlerine bağlı. Örneğin ABD’de işverenin özel sigortası yoksa, işçi ve ailesi çoğu zaman dava açmak zorunda kalıyor. İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde de devletin sigortasız işçiyi doğrudan koruduğu bir sistem bulunmuyor.

Oysa Türkiye’de SGK, sigortasız bile olsa kazaya uğrayan işçiyi sosyal güvenlik sistemi içine alarak hem gelir güvencesi sağlıyor hem de ailesini destekliyor. Bu yönüyle Türkiye’nin uygulaması, sosyal devlet anlayışının güçlü bir örneği olarak öne çıkıyor.


Yanlış algılar yerine doğru bilgi
SGK’nın re’sen tescil uygulaması kimi zaman “sadece bir gün sigorta” gibi eksik bilgilerle tartışılıyor. Ancak bu yalnızca sürecin ilk adımı. Gerçek inceleme sonunda fiili hizmet süresi belirleniyor ve tüm haklar geriye dönük olarak tanımlanıyor.

Sonuç olarak bu uygulama, işçiyi mağdur eden değil; bilakis onu ve ailesini hak kayıplarına karşı koruyan bir güvence kalkanı işlevi görüyor. Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi, kayıt dışı çalışmanın yol açtığı zararları işçinin lehine telafi etme kapasitesiyle dikkat çekiyor.

Kaynak: Haber Bülteni