Geçtiğimiz hafta boşanma aşamasındaki eşi tarafından hayattan koparılan Sinem Topaloğlu'nun avukatı Ozan Karagöz'ün yayınladığı raporda şu ifadeler yer aldı:
SİNEM TOPALOĞLU DAVA DOSYASI TEMELİNDE; TÜRKİYE'DE KADIN CİNAYETLERİNİN ÖNLENEBİLMESİ AMACIYLA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
31 Temmuz 2025 tarihinde haince işlenen bir cinayet sonucu 27 yaşında hayattan koparılan müvekkilimiz Sinem TOPALOĞLU (SOMUN) hakkında, yaşanılan sürece dahil bilgi, görgü ve anlatılar esas alınarak bir hukukçu ve insan olma sorumluluğuyla işbu rapor 08/08/2025 tarihinde yazılarak imza altına alınmıştır.
MÜVEKKİL İLİŞKİSİNİN KURULMASI
Sinem TOPALOĞLU tarafından Vakfıkebir Noterliğince tanzim edilen 21/07/2025 tarihli avukatlık vekaletnamesinin teslimi ve karşılıklı hukuksal sürecin yürütülmesi konusunda anlaşmanın sağlanmasıyla birlikte 22/07/2025 tarihinde avukat müvekkil ilişkisi kurulmuştur.
SİNEM TOPALOĞLU'NUN HAYATINA DAİR NOTLAR
Müvekkilimiz Sinem TOPALOĞLU, 28/08/1997 tarihinde doğmuş, 27 yaşında hayatının baharında bir kadındı. Anne ve babasının erken ayrılığı nedeniyle anneannesi ve dedesi ile birlikte Eynesil Ören Beldesinde büyümüş, ilköğretimini burada almış, lise öğrenimini ise Beşikdüzü Sağlık Meslek Lisesinde tamamlamıştır. Lise mezuniyeti sonrası bir dönem hemşirelik mesleğini icra etmiş, daha sonrasında Mersin Üniversitesi'nde denizcilik bölümü için lisans eğitimi aldığını ifade etmiştir. Son görevinde stajyer olarak çalıştığını, hali hazırda Trabzon ilinde tamamlayacak olduğu eğitim ve sınavlardan sonra kaptan olarak gemiye gideceğini bizlere aktarmıştır.
Yapılan görüşme sonrası Sinem TOPALOĞLU'nun sevecen, sosyal ve kendini iyi yetiştirmiş bir insan olduğu görülmüştür. Konuşmasında sıklıkla toplumsal sorunlara hassasiyet duyduğu, başta kadın ve hayvan hakları konusunda sorumluluk taşıdığı, yardımlaşmayı ve bağış yapmayı seven bir insan olduğu yönünde bilgi edinilmiştir. Evlilik öncesindeki zor hayatında 2 defa lösemi hastalığını atlattığı, denizcilik mesleğinin kendisi ve hayatı için çok değerli olduğunu açıklamıştır.
Sinem TOPALOĞLU ve Ali Eren SOMUN 22/12/2023 tarihinde evlenmiştir. Müvekkilimiz evlilik süresi içerisinde görmüş hakaret, şiddet ve kötü muamele nedeniyle boşanma istemini tarafımıza beyan etmiştir.
06/07/2025 - 31/07/2025 TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞEN OLAYLAR
Müvekkilimiz Sinem TOPALOĞLU'nun gemiden inmesi sonucu yurda dönmesiyle birlikte Beşikdüzü'ne geldiği anlaşılmaktadır. Sinem, yaklaşık 9 aylık bir çalışma süresi sonrası evine dönmüştür. Taraflar bu çalışma süresi içerisinde sorunlar yaşamış, evlilik birliğini sarsacak tartışmalar, hakaret ve tehdit olayları meydana gelmiştir. Ali Eren tarafından gerek müvekkilimize gerekse de müvekkilimizin ailesi konumunda olan anneannesi ve dedesine karşı bu süreçte haksız saldırılar gerçekleşmiş; gerek yüz yüze gerekse de dijital ortamda kurulan iletişimler yoluyla yoğun bir baskı ve saldırı yapıldığı öğrenilmiştir. Bu süreçte, Ali Eren tarafından sosyal medya hesaplarından tehdit içeriğine haiz imalı paylaşımlar yapıldığı görülmüştür.
06/07/2025 tarihinde taraflar ortak konut olan Beşikdüzü Adacık mahallesindeki konutta bulundukları esnada, ilk olarak taraflar arasında yüksek yoğunluklu bir tartışma yaşandığı, bu tartışmanın fiziksel şiddete dönüştüğü beyan edilmiştir. Bu gece sonrası Sinem TOPALOĞLU tarafından Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğu öğrenilmiştir.
Sinem TOPALOĞLU tarafından, yaşanan bu olay nedeniyle 07/07/2025 tarihinde adli kollukta ifade verilmiştir. Müvekkilimiz bu ifadede zorluklar yaşadığını, anlattıklarına görevli memurları inandırmakta zorlandığını, ifadesindeki her şeyin düzenli olarak kayıt altına alınmadığını beyan etmiştir.
07/07/2025 tarihli kolluk ifadesi sonrasında Vakfıkebir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 08/07/2025 tarihinde 6284 sayılı Kanun kapsamında bir kısım koruyucu kararlar verilmiştir. Bunlar; Ali Eren SOMUN'un Sinem TOPALOĞLU'na karşı tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunmaması ve müşterek konuta veya bulunduğu yere yaklaşmaması şeklindedir. Mahkeme tarafından Sinem TOPALOĞLU'nun talebine rağmen kendisi hakkında bir koruma tahsis veya tedbirine bir hüküm kurulmamış, sadece uzaklaştırma kararı verildiği görülmüştür.
Uzaklaştırma kararının tebliği ile birlikte Ali Eren'in müvekkilimize karşı tehdit ve baskısının arttığı gözlemlenmiştir. Sinem TOPALOĞLU tarafından instagram hesabı üzerinden Türkiye'de 102 günde 132 kadın öldürülmesine dair bir hikaye paylaşımının yapıldığı, bunun hemen peşine Ali Eren tarafından ise 133 sayılı bir instagram hikaye paylaşımı yapıldığı tespit ve kayıt altına alınmıştır. Bununla beraber Ali Eren tarafından Beşikdüzü ilçesine ait nüfus tabelasını paylaştığı, bunun yanına "-1" yazarak instagram hikaye paylaşımı yaptığı görülmüştür. Bununla beraber Ali Eren tarafından müvekkilimizin anneanesi olan Gülnaz TOPALOĞLU'na karşı da farklı tarihlerde gerçekleştirmiş olduğu tehdit eylemleri mevcuttur. Bu olaylar nedeniyle Eynesil Jandarma Komutanlığına ihbarda bulunulmuştur.
Müvekkilimizin 21/07/2025 tarihinde artan baskı ve tehditler nedeniyle doğrudan Vakfıkebir Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ettiği öğrenilmiştir. Bu ifadesinde 07/07/2025 tarihli kolluk ifadesinde yaşadığı sorunları aktardığı, 07/07/2025 tarihinden sonra Ali Eren'in kendisine karşı tehdit eylemlerini artırdığı, tehditlerin boyutunun birden fazla seferde tekrarlayan şekilde doğrudan ölüm tehdidi niteliğinde olduğu, Ali Eren'in uzaklaştırma kararını ihlal ettiği, kendisinin bir gece evde bulunmadığı esnada eve arka balkon camından girdiğini açıkladığı, artan yoğun tehdit nedeniyle ölüm korkusu yaşadığı, can güvenliğinden endişe ettiğini bu nedenle KORUMA talep ettiğini 21/07/2025 tarihli savcılık ifadesinde beyan ve kayıt altına aldığı görülmüştür.
23/07/2025 tarihinde tarafımızca adli kolluk sürecinin öğrenilmesi ve incelenmesi amacıyla Beşikdüzü Polis Merkezine gidilmiş, 06/07/2025 tarihinden itibaren yaşanan gelişmeler ve kayıtlar tespit edilmiştir. Müvekkilimize gerçekleştirilen tehdit ve baskıların artması nedeniyle Ali Eren hakkında "elektronik kelepçe" uygulaması yapılması talebimiz aktarılmış, bunun için Aile ve Sosyal Hizmet Müdürlüğüne başvuru gerçekleştirilmiştir. Artan yoğun baskılar nedeniyle, savcılık makamı ve Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğü tarafından Sinem TOPALOĞLU'nun ikamet ettiği Adacık Mahallesindeki konut yakınında "elektronik kelepçe" uygulaması kararının çıkacağı tarihe kadar yaşanacak sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla bekçi görevlendirmesi yapılmıştır. Bu görevlendirme ortada henüz Mahkeme tarafından verilmiş bir koruma kararı bulunmaması nedeniyle, Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğünün insiyatifiyle tesis edilmiştir.
Vakfıkebir ilçesinde bulunan Aile Sosyal Hizmet birimine müracaat sonrası, sürecin sağlıklı ve hızlı ilerlemediği görülmüştür. Görevli personeller tarafından ilk başta elektronik kelepçe takılma ihtimalinin düşük olabileceği yönünde bir değerlendirme yapılmıştır. Görevli personel tarafından, sürecin bürokratik işlemler gerektirdiği, adli kolluk ve kurumca araştırma yapıldıktan sonra rapor yazılacağı ve Mahkeme'den karar istenileceği ifade edilmiştir. Dilekçe üzerine gerçekleşecek işlemleri için görüş alınması gereken Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğü ile temas kurulmuş, kendilerine gelecek yazının ardından hızlı bir cevap verilmesi konusu yardım istenmiş, görevli polis memurları tarafından ivedililik ve hassasiyet gösterileceği ifade edilmiştir. Ancak Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğüne bu yazı cinayetten bir gün evvel gelebilmiştir.
CİNAYETE DAİR BİLGİLER
Cinayet saati 22:45 sıralarıdır. Cinayet öncesinde Sinem TOPALOĞLU'nun evine yakın konumda bulunan Beşikdüzü Liman mevkiindeki bir restoranda arkadaşı ile beraber yemek yediği öğrenilmiştir. Restoran garsonları tarafından alınan bilgiye göre, Sinem TOPALOĞLU'nun restorandan ayrılmasından sonra yarım saatlik bir süre içerisinde cinayetin gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Cinayet öncesi Ali Eren SOMUN'un Beşikdüzü-Adacık dolmuşu ile Shell benzin istasyonuna gittiği, bu esnada yanında büyük hacimli bir kamp çantası bulunduğu, dolmuş şoföründen kendisini kavşaktan dönüşte tekrar almasını istediği, Ali Eren SOMUN'un saat 17:00 sıralarında yanında taşıdığı kamp çantasını Adacık mahallesinde Shell benzin istasyonuna bıraktığı ve tekrar dolmuşla Beşikdüzü kent merkezine döndüğü öğrenilmiştir.
Sinem'in arkadaşı ile ayrıldıktan sonra evine geldiği, arkadaşının Sinem'i apartman girişine kadar getirdiği ve vedalaştığı, bu esnada Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğünün insiyatifiyle görevlendirilen bekçilerin apartman çevresinde olduğu, devamında Sinem'in eve girmek için apartmana giriş yaptığı öğrenilmiştir. Sinem'in ikamet ettiği ev müstakil bir apartman şeklinde olup, birinci kattadır.
Raporun bu kısmında cinayetin gerçekleşme anına dair Vakfıkebir Cumhuriyet Başsavcılığının 2025/2005 Soruşturma sayılı dosyasında gizlilik kararı verilmiş olması nedeniyle bilgi verilmeyecektir.
Vakfıkebir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ve takip kapsamında 02/08/2025 tarihinde Ali Eren SOMUN Sinop ilinde kamp çadırı içerisinde yakalanmıştır. Saçlarını, sakallarını ve kaşını kestiği, motosikletine rus plakası taktığı öğrenilmiş, yanında yüksek miktarda nakit para ve cinayette kullanıldığı tahmin edilen tabanca ele geçirilmiştir. Ali Eren SOMUN'un Sinop ilinde yakalanması sonrası Trabzon'a nakli sağlanmış, ifade ve sorgu işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından 02/08/2025 tarihinde tutuklanmasına karar verilmiştir.
Sinem TOPALOĞLU vücuduna giren mermi sonucu 31 Temmuz 2025 tarihinde olay yerinde hayatını kaybetmiştir. 01/08/2025 tarihinde Eynesil Ören Beldesinde bulunan aile mezarlığına defnedilmiştir.
SİNEM TOPALOĞLU NASIL HAYATTA KALABİLİRDİ
Sinem'i hayatta koparan cinayet sürecinin 06/07/2025 - 31/07/2025 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığını değerlendirmekteyiz. Zira bu tarihten sonra artarak devam eden tehditler, kaçış planı dahil olmak üzere 31 Temmuz gecesi planlanmış bir cinayet sonucu Sinem TOPALOĞLU'nun öldürülmesi sonucunu yaratmıştır.
Raporumuzun bu bölümünde Sinem TOPALOĞLU gibi başkaca kadınlarımızın bir daha hayattan koparılmaması için süreç içerisinde gözlemlediğimiz sorunlar, yapılanlar, yapılmayanlar dikkate alınarak bir çözüm önerisi ve model kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Öncelikle Aile Mahkemeleri tarafından 6284 sayılı Kanun uygulaması kapsamında kadının beyanının esas alınarak bir takım koruyucu tedbirler uygulanmaktadır. Somut olayda da Vakfıkebir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Aile Mahkemesi sıfatıyla 08/07/2025 tarihli Kararlar ile Sinem TOPALOĞLU için bir kısım koruyucu tedbirler uygulanmıştır.
Somut olayda, ortada Sinem TOPALOĞLU'nun 06/07/2025 tarihinde maruz kaldığı tehdit, saldırı ve şiddet eylemleri sonucu 07/07/2025 tarihinde yaptığı şikayetinin ardından 08/07/2025 tarihinde verilmiş bir koruma kararları bulunuyor olsa da esasında bu koruma kararları Sinem TOPALOĞLU'nun maruz kaldığı sorunlara bir çözüm sağlamayacağı açıktır. Nitekim maalesef sonuç da öyle olmuştur. Mahkeme kararında Sinem TOPALOĞLU'nun korunma talebi karşılanmamış, can güvenliğinin sağlanabilmesi için "elektronik kelepçe" dahil diğer uygulamalar değerlendirilmemiştir.
Bununla beraber, Mahkemelerin koruma kararı vermesinden evvel önüne sadece karakol ifadeleri gelmektedir. Bu ifadeler özel yetkili veya yetiştirilmiş adli kolluk (burada polis memuru) tarafından alınmamaktadır. Somut olayda gerçekleştiği gibi iş yükü yoğun, personel yetersizliği sorunu olduğu bilinen genel asayiş karakollarında ifadeler alınmaktadır. Görevli personeller tarafından kimi zaman iş yoğunluğu, kimi zaman da kadınların yaşadığı tehdit algısını değerlendiremeyerek ifadeleri alınmakta, başvuranların içerisine sürüklendiği çaresizlik göz ardı edilmektedir. Bu noktada, 6284 sayılı Kanun kapsamındaki bir uygulama için; ayrı bir adli kolluk birimi kurulmalı, burada görev yapacak olan polis/jandarma personelinin özel bir eğitime tutulması ve bu kurumlara adli psikolog görevlendirilmesi gerekmektedir. Şüphesiz bu uygulama sonucu, koruma tedbirleri öncesinde Mahkeme karar vermeden evvel önüne gelen dosyada uzman personel tarafından tanzim edilmiş olan ifade ve bilgiye erişmiş olacak, kararlardaki kopyala yapıştır şeklindeki uygulamadan da vazgeçilmesine katkı sunacaktır.
Bir diğer önemli sorun ise, 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen koruyucu kararların ihlali sonucu yapılacak iş ve işlemlerin infazındaki yasal düzenlemeden doğan gecikme sorunudur. 6284 sayılı Kanun kapsamında gecikmeksizin bir koruma kararı verilmiş olsa da ihlal durumunda verilen hapis kararının infazı için somut olayda olduğu gibi Ali Eren'e 3 gün zorlama hapsi kararına karşı itiraz için 2 hafta süre verilmekte, bu süre de Mahkeme kararının tebliğ edildiği günden başlamaktadır. Hakkında kadına karşı şiddet eylemleri nedeniyle koruyucu tedbirler uygulanan kişiler, bu durumu bilmesine rağmen yapmış oldukları ihlaller nedeniyle bir tazyik hapsine tabi tutulması durumunda (aynı gün tebliğ yapıldığını varsayarsak) en erken 2 hafta içerisinde cezaevine girebilir, şayet bu karara süresi içerisinde itiraz ederse de ihlal nedeniyle cezaevine girme süresi 3 haftaya kadar uzayabilmektedir. İşte bu noktada, Kanun'un 13'üncü maddesinde düzenlenen "Tedbir kararlarına aykırılık" hali durumunda verilen "zorlama hapsi" kararlarına karşı itiraz süresinin 6284 sayılı Kanun'dan beklenen faydayla çeliştiği, ilk başta hak arama hürriyeti veya hukuki dinlenilme hakkının kullandırılması gibi görülen bu itiraz sürelerinin, esasından 6284 sayılı Kanun'dan beklenen önleyici ve hızlı tedbirler alma fırsatını ortadan kaldırdığı görülmektedir. Bu noktada yasal düzenleme yapılarak Aile Mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı itiraz süresi kısaltılmalı, ihlal durumunda verilecek kararlar içinde itiraz yolu kapalı olarak kesin kararlar verilmelidir. Kaldı ki ortada, koruyucu tedbir kararına konu edilen olaylar nedeniyle ileride ayrıca bir ceza davası da açılmaktadır. Kişi burada kadına karşı herhangi bir şiddet veya saldırı işlemediğini ispatlaması durumunda ceza kararı almayacak, şayet haksız koruyucu tedbirler nedeniyle evinden uzaklaştırılmış veya hakkında başkaca verilen tedbir kararı nedeniyle zarara uğramış ise genel hükümlere karşı diğer eşe karşı tazminat davası açabilecektir. Mevcut düzenlemede 6284 sayılı Kanundaki koruyucu tedbirlere uymama hali cezasız ve sürüncemede bırakılmakta, yaşamış olduğumuz acı olaydaki gibi uzaklaştırma kararını ihlal eden, sistematik biçimde ölüm tehditlerinde bulunan Ali Eren SOMUN'un yaptığı fiillerin kısa sürede sonuç alan bir yöntemle engellenmesi sonucunu ortadan kaldırmaktadır.
İşte bu noktada Sinem TOPALOĞLU anısına bir hukuk modeli önerilmektedir. Kadın cinayetlerinin önüne geçilebilmesi amacıyla geliştirilen bu model, 6284 sayılı Kanunda yapılacak birkaç düzenlemeyle hızlıca hayata geçebilecektir.
Kadın cinayetleri tıp ki terör saldırıları gibi toplumda ağır yıkıcı bir etki yaratan, her yıl yüzlerce anne ve kardeşin ölümüne neden olan bir boyuta ulaşmıştır. Memleketimizin üzerine çöken bu karanlıkla mücadele kararlı, özel ve yetkin bir hukuksal modeli zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde son 5 yılda öldürülen kadın sayısının 1.976 olduğu acı gerçeği karşısında, kadınlarımızın yaşamını ve ülkemizin geleceğine büyük bir tehdit olan kadın cinayetlerinin sonlandırılması için tek merkez üzerinden etkin ve önleyici bir uygulama geliştirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin kanayan yarası haline gelen kadın cinayetlerinin önüne geçilebilmesi amacıyla Aile Ceza Mahkemeleri kurulmasını öneriyoruz. Kuruldukları ilde ağır ceza mahkemelerinin yetki sınırıyla kurulacak bu özel yetkili mahkemeler, 6284 sayılı Kanun kapsamında uygulamaları yürütecek tek organ olmalıdırlar. Kanun'un yürütmesindeki çoklu bakanlıklar yetkisine son verilerek, tek yetkili bakanlık olarak Adalet Bakanlığı'na devredilmelidir.
Aile Ceza Mahkemelerinin işlerliğini ve kabiliyeti artırmak için adli kolluk bünyesinde ayrı bir Aile Suçları Merkezleri kurulmalıdır. Bu merkezlerde özel olarak eğitilmiş polis ve jandarma mensupları yer almalı, merkezlerde adli psikologlar bulundurularak bir şiddete veya saldırıya maruz kalan bireyin ifadeleri burada alınmalıdır. Bununla beraber 6284 sayılı Kanun'un 12'inci maddesinde düzenleme yapılarak, olası şiddet olaylarının önlenebilmesi amacıyla "Hakim kararıyla, kişilerin ses ve görüntü dinlenebilmeli, izlenebilmeli, kayıt altına alınabilmelidir." Aynı zamanda kişilere ait sosyal medya hesaplarının etkili takibi yapılmalı, gelişen teknoloji ve bilim yardımıyla hakkında tedbir uygulanan kişilerin şiddete elverişliliğini değerlendirecek olan dijital iz takibi yapılmalıdır. Bu merkezlerde hali hazırda Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüklerindeki görevli uzman personelin nakli sağlanarak personel ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu durum, günümüzde üç farklı bakanlık tarafından yürütülmeye çalışılan 6284 sayılı Kanun uygulamasındaki gecikmeyi ortadan kaldıracak, daha etkin ve önleyici sonuçlar alınmasına katkı sağlayacaktır.
Örnek Uygulama; Şiddet mağduru kadının kendisine en yakın karakola müracaatı sonrası, kolluk görevlileri ile birlikte Aile Suçları Merkezine sevki sağlanmalı ve ifadesi bu merkezlerde alınmalıdır. Aynı şekilde şiddeti gerçekleştirilen eş de bu merkezde uzman personel eliyle sorguya alınmalı, failler hakkında psikoloji bilimden yardım alınarak bir rapor tanzim edilmelidir. Aile Suçları Merkezinde tamamlanan ifadelerden sonra, dosyalar Aile Ceza Mahkemelerine gönderilmeli, özel olarak eğitime tabi tutulmuş hakim ve görevli memurlardan oluşacak Mahkeme tarafından 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbirlere karar verilmelidir.
Bu model 2025 yılında 259'uncu kadın olarak 31/07/2025 tarihinde haince işlenen ve planlanmış bir cinayete kurban edilen Sinem TOPALOĞLU ve öldürülen tüm kadınlarımızın anısına önerilmiştir.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Av. OZAN KARAGÖZ