SURİYE KONUSU

-Suriyeli mültecilerin 100 bini geçmesi ülkenin kapasitesini aşmış ve sorun olmadan hükümet harekete geçmeli ve önlemleri almalıdır.

-Kandil'e bir saatte gitmeyi ağzına alamayanlar, Şam'a 3 saatte gidebilmeyi söyler hale gelmiştir.

-Türkiye için neyin iyi neyin doğrunun belirsiz olduğu şaibeli olmuştur.

-Erdoğan ve Esad arasındaki dostluklar yerini aksi bir duruma bıraktı.

-22 Haziran'da uçağımız düşürüldü 3 Ekim'de de Akçakale'ye top mermisi düşmüş 2'si pilot 7 şehitimiz olmuştur.

-Türk milleti Şam'a değil Kandil'e bayrağın dikilmesini  istememektedir.

-Başbakan Erdoğan, kendisini Esad yönetiminin devrilmesine endekslemiştir.

-Erdoğan, BM'yi neden Suriye'yi vurmadığını neden ortadoğu'yu vurmadığı için mi eleştirmiştir.

-Erdoğan, BM'Den önce kendine çeki düzen vermiştir.

-Yoksa Türk milleti bu gidişle AKP'ye yol verecektir.

BÜYÜKŞEHİRLER YASASI

-AKP hükümeti Byükşehirlerin sayısının 29'a çıkarmayı hedeflemektedir.

-Belde belediyelerinin ortadan kaldırılıması toplumsal ufalanmayı beraberinde getirecektir.

-Türk irada yapısının bütünlüğü bu yasayla bozulacaktır.

-MHP olarak bu yasaya karşıyız.

CHP KENDİ OYUNUNDA BOĞULACAK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçim anayasa değişikliği oylamasında CHP'nin tavrını eleştirerek, “Şimdi ise Türkiye'yi bir darboğaza sokarak rahatlıkla Meclis'te çıkması gereken bir anayasa değişikliği metnini şimdi istismar konusu haline çevirmektedir. CHP aklınca bir siyasi oyun oynamıştır. Ama bu oyunun içerisinde kendisi boğulacaktır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun erken seçim anayasa değişikliğini hatırlatarak, “AK Parti'de 27 Ekim dışındaki seçenekler değerlendiriliyor, 3 Kasım, 11 Kasım gibi tarihler, siz nasıl bakıyorsunuz? CHP 3 Kasım'a sıcak bakıyor” sorularına Bahçeli, “CHP aklınca bir siyasi oyun oynamıştır. Ama bu oyunun içerisinde kendisi boğulacaktır” diyerek tepkisini dile getirdi. MHP lideri şöyle dedi:

“Seçimlerin öne alınması konusu Meclis'te grubu bulunan partiler arasında bir diyalog süreciyle görüşülmesi yapılmış ve AKP, MHP ve CHP seçimlerin öne alınmasında bir ortak görüş etrafında buluşmuşlardır. Tek ayrılık CHP'nin seçim gününü Ekim ayının son haftası olan Pazar değil de 3 Kasım 2013 Pazar günü yapılması şeklinde olmuştur. 3 Kasım bilindiği gibi 2002 genel seçimleriyle AKP'nin iktidara geldiği gündür. 3 Kasım Türkiye'de uzun süre tartışılmış olan Susurluk olayının tekrar Türkiye'nin gündemine taşınabileceği bir ortamı yaratmak olacaktır. İşte bu düşüncelerden hareketle Türkiye'nin birçok olaylarını yeniden kaşımak veya 3 Kasım seçim zaferini 10 yıldan bu yana sürdürdüğü iddiasıyla mahalli idareler seçimlerinde öncelikli bir propaganda gücünü AKP'ye vermek gibi bir yanılgıdan ayrılması ve 27 Ekim günü yapılacak olan seçime katılması istenmiştir. Sonunda CHP buna rıza göstermiştir. Ancak anayasa değişikliği için müracaatta AKP ve MHP'nin yeterli milletvekili sayısı olduğundan hareketle öneriye imza vermeyeceklerini ama Meclis'e geldiği vakitte bunu destekleyeceklerini söylemiştir. Şimdi ise Türkiye'yi bir darboğaza sokarak rahatlıkla Meclis'te çıkması gereken bir anayasa değişikliği metnini şimdi istismar konusu haline çevirmektedir. CHP aklınca bir siyasi oyun oynamıştır. Ama bu oyunun içerisinde kendisi boğulacaktır. O sebepten dolayı MHP üzerinde 'fire verdiler, vermediler', 'işte Meclis'e gelirse şöyle olur, böyle olur' gibi spekülasyonlarla kamuoyunu yanıltmaya kalkmasınlar. Cumhurbaşkanının iradesi ne ise MHP ona saygı duyar. Ama şu ortamda Türkiye'nin yaşadığı bugünkü iç ve dış olaylar çerçevesinde bir halk oylamasına yani referanduma gidilmesini bir zahmet ve külfet olarak görmekteyiz. O bakımdan Sayın Cumhurbaşkanı iradesiyle bu değişikliği Meclis'e iade ederse MHP'nin her milletvekili attığı imzasının arkasında olacak ve 27 Ekim'de seçimin yapılması imkânlarını tekrar gözden geçirecektir ama henüz böyle bir irade söz konusu değil, Genel Kurul'a böyle bir konu gelmemiştir. O zaman bu aşamada 'şu şöyle olur demek' aşırı bir yorum olur ki o da yeni bir tartışmaya yeni bir kamplaşmaya MHP'yi de dâhil etmek olur. MHP böyle bir ortamda olmayacaktır.”

-“YETİŞTİRMEMEK İÇİN BİR SEBEP YOK”-

“İade edilmesi halinde seçim 27 Ekim'e yetişebilir mi?” sorusuna Bahçeli, “Gece gündüz çalışan bir Meclis var. Yeri geldiği zaman 24 saat faaliyet gösteriyor. Yetiştirmemek için bir sebep yok. Ama bu bir niyet meselesidir. Milletimiz için hayırlısı hangisiyse o olsun. Ancak seçim erkene alınmıyor ise 29 Mart'ta seçimden hiç kimsenin kaçamayacağını da dikkate alırsak o zaman biz 29 Mart 2014'te Anadolu'yu karış karış dolaşarak bunların hesabını milletimizin iradesiyle bu partilerden soracağız inşallah” dedi.

-“SİZ BENİ DİNLEMEDİĞİNİZ ANLAŞILIYOR”-

“Tekliften imzanızı geri çekme durumu söz konusu mu?” sorusuna da MHP Genel Başkanı, “Siz beni dinlemediğiniz anlaşılıyor” dedi.

“AK Parti'nin 17 Kasım önerisiyle geleceği söyleniyor” sözüne Bahçeli, “Bunlar söz, laf çok, işe bakmak lazım” yanıtını verdi.