Aygün, Başbakan’ın sözleri üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Şamil Tayyar’ın onun adına konuştuğu, ortaya çıktı. Şimdi onu da ‘Ulu Divan’a havale edeceğim; ama bunlar ‘Ulu Divanı’ örgüt sandıkları için tehdit kabul edecekler. Söylediklerine kendisi de inanmıyor. O nedenle ne yanıt vereceğim ki? Ama bana terörist diyorsa Oslo’da masaya oturduğu PKK’ya, İmralı’da gizli gizli görüştüğü Öcalan’a ne muamele edecek acaba?  Ben bütün bunları da geçerek basit bir soru soruyorum. Çünkü amacım barışa hizmet etmek. Bu ülkenin Başbakanı olarak Kürt sorununu nasıl çözeceksin; akan kanı nasıl durduracaksın, o gençleri dağdan nasıl indireceksin? Ben barışçı biriyim, beni bu kadar hedef yapan bir Başbakan bu meseleyi nasıl çözer? Başbakan, ‘Onca kaçırılan var, onları bırakmıyorlar, bunu niye bıraktılar’ diye soruyor. Başbakan ne olduğunu görmüyor. Bana büyük bir kamuoyu desteği oldu; yurtiçinde, yurtdışında. Bütün siyasi partiler de bu konuda iyi bir sınav verdi. Bu oluşan büyük toplumsal muhalefet, halkın desteği örgütün geri adım atmasını sağladı. Ben bir anlaşma, bir senaryo ile değil, kamuoyu ve halkın baskısı nedeniyle bırakıldım. Başbakanın bu gerçeği çarpıtmasına gerek yok.”