Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu, Conrad Otel’de başladı. Forumun açılışına Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Yemen Başbakanı M. Salem Basendwah, Brezilya Devlet Başkan Yardımcısı Michel Temer, Gürcistan Devlet Başkanı Mikhael Saakaşvili, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Oktay Esedov, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve çok sayıda ülkeden temsilciler katıldı. Forumun açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, İstanbul toplantısının ardından Medeniyetler İttifakı’nın çok daha güçlü, çok daha kararlı bir şekilde misyonunu sürdürmeye devam edeceğine inandığını söyledi. Erdoğan, 130 ülke ve uluslararası kuruluşun ittifakın dostları grubunda yer aldığını ifade ederek, Medeniyetler İttifakı’nın Güneydoğu Avrupa, Akdeniz, Latin Amerika, Ortadoğu, Doğu Asya ve Okyanusya gibi bölgelerde yoğun faaliyetler gerçekleştirdiğini belirtti. Erdoğan, ittifakın kısa sürede sınırları aşarak bir dünya hareketi olarak küresel ölçekte yankılanmaya ve ses getirmeye başladığını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, son yıllarda dünya genelinde maalesef pek çok acı hadise ve olaya şahit olunduğunu ifade ederek, “Doğal afetlerden, depremlerden, sel baskınlarından söz etmiyorum. İnsanın insana kastetmesi neticesinde ne büyük çelişkidir insanlığın ayaklar altına alıp çiğneyen saldırılar gerçekleştirildi. Genç bir insan ikna edilerek, kandırılarak, adeta hipnotize edilerek, gerektiğinde ilaç da verilerek şehirlerin en kalabalık caddelerine gönderiliyor ve orada üzerindeki bombayı patlatıyor. Bakıyorsunuz sadece geçim derdinde olan onlarca insan, masum kadınlar, çocuklar ölüyor. Saf masum çocuklar, sivil vatandaşlar hayatını kaybediyor. Ardından bunu yapan, bunu gerçekleştiren, kanlı eylemi gerçekleştiren ortaya çıkıyor. ‘Bunu biz yaptık, çünkü bizim gibi düşünmüyorlar, bizim gibi davranmıyorlar, bizimle aynı inançtan değillerdi’ diyorlar” diye konuştu.

“DEVLETLER, HAK TALEP EDEN HALKLARINA TANKLARINI YÖNELTİYOR”

Devletlerin tanklarını, toplarını, en ağır silahlarını hak talep eden kendi vatandaşlarına yönelttiğini ve bir mahalle içinde yarısı çocuk 110 insanı aynı anda yok edebildiğini ifade eden Erdoğan, bunun gerekçesinin ise vatandaşların, yönetimin kendilerine dayattığı zulme razı olmamaları ve yönetime kayıtsız şartsız teslim olmamaları olduğunu söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hak istiyorlar, özgürlük istiyorlar, insanca yaşamak istiyorlar ve bu talepleri karşısında çoluk çocuk demeden bir mahalle içinde adeta imha ediliyorlar. Canlı bombalar, suikastlar, din, mezhep çatışmaları sadece ve sadece Ortadoğu sınırları içinde olan acı hadisedeler değildir. Bu tür hadiseler, terör, çatışma ve savaş halleri tarihin her döneminde, her coğrafyada yaşandı ve bugün de yaşanıyor. Biz yıllardır Avrupa’nın, Batı’nın Ortadoğu’ya, Afrika’ya kayıtsız kalan ülkelerin dikkatini hep bu noktaya çekmeye çalıştık. Biz dedik ki ‘öldürmenin ırkı yoktur, öldürmenin dini, mezhebi yoktur, hiçbir mazereti yoktur, terörün de aynı şekilde insafı, izanı, sınırları yoktur.’ Yanı başındaki ülkede yaşananlara kayıtsız kalanlar gün gelip o saldırıların kendi ülkelerini de vurabileceğini görmelidir diye defalarca uyarı yaptık. Nitekim Avrupa’da son derece acı hadiseler yaşandı Bosna Hersek’te, Kosova’da acı hadiseler yaşandı. Almanya’da, Norveç’te, İngiltere’de, İspanya’da böyle trajik hadiselere şahit olduk. Yaşanan hadiseleri bir psikopatın işi olarak geçiştirmek, yaşanabilecek olaylara fırsat zemini hazırlamaktır. Ortadoğu’da din ve mezhep savaşları arkalarında çok büyük enkaz bırakmaktadır. Ancak Avrupa’da çok hissedilir hale gelen ırkçı fikir, eylem ve örgütlenmelerde maalesef karamsar bir manzaranın sinyallerini vermektedir.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarihin medeniyetler savaşlarına şahit olduğunu ancak bugün de önümüze acı hadiseler, karamsar tablolar çıkabildiğini belirterek, “Ancak biz insanın umutla yaşayacağına inanıyoruz. Umudunu kaybeden insanın her şeyini kaybedebileceğine inanıyoruz. Tarihten çıkardığımız derslerle, yaşadığımız hadiselerden çıkardığımız derslerle biz farklı bir dünyanın inşa edilmesinin mümkün olduğuna inanıyor ve onun için Medeniyetler İttifakı diyoruz” ifadelerini kullandı.

“TARİHİN SAVAŞLAR ÜZERİNDEN YAZILMASINA KARŞIYIZ”

Medeniyetler İttifakı Girişimi’nin başlatıcısı olan Türkiye’nin tarihin savaşlar üzerinden yazılmasına ve okunmasına şiddetle karşı çıktığını ifade eden Erdoğan, tarihi farklıklar, çatışmalar ve savaşlar üzerinden okumanın geleceğe ve çocuklara yapılacak en büyük haksızlık olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, “Şu misafiri olduğunuz ülke sadece 100 yıl önce bütün sınırlarında kendini savunmak amacıyla onlarca devletle savaşmış bir ülkedir. Şu içinde bulunduğumuz şehir son 150 içinde defalarca kuşatılmış, defalarca tehdide maruz kalmış, hatta bir dönem işgal edilmiş bir şehirdir. Ancak bu ülke ve bu şehir tarihi boyunca olduğu gibi bugün de barışın, huzurun, dostluk, kardeşlik ve hoşgörünün şehridir. Bu şehir tarihinden emanet aldığı binlerce eseri bugün gururla sergileyen bir şehirdir. Ama bu şehrin tarihinden intikam, öfke, husumet, tahammülsüzlük gibi duyguları miras devraldığına şahit olamazsınız. Bu salonda bulunan belki her misafirimiz İstanbul’da kendi ülkesine, kendi tarihine, kendi milletlerine ilişkin mutlaka ve mutlaka bir iz, bir ses, bir lezzet bulacaktır. Bütün insanlık İstanbul’a bakarak, İstanbul aynısında kendisini bulabilecektir. Zira biz geçmişe değil, geleceğe bakıyoruz. Biz öfkenin kabartıldığı değil, dostluğun büyütüldüğü bir dünya arzuluyoruz. Biz dostluğun, kardeşliğin bütün dünyaya egemen olabileceğine yürekten inanıyor ve işte onun için Medeniyetler İttifakı tezine karşı çok güçlü ve çok samimi şekilde Medeniyetler İttifakı’nı konuşuyoruz” dedi.

Erdoğan, dünyayı tehdit eden, çocukları ve geleceği tehdit eden küresel meseleler olduğunu belirterek, terörden yoksulluğa, çevrenin kirlenmesinden susuzluğa, inanç çatışmalarından ırkçılığa kadar çok önemli sorunların insanlık olarak önümüzde çözüm beklediğini söyledi. “Biz bu sorunların birçoğunu atalarımızdan miras aldık” diyen Erdoğan, şunları söyledi:

“Onun için çocuklarımıza böyle sorunları miras bırakmak haksızlık olacaktır. Küresel sorunlar karşısında, küresel çözüm önerilerinin harekete geçirilmesi artık kaçınılmaz bir hal almıştır. Küresel ekonomik kriz, küreselleşen yoksulluk, küreselleşme çatışmalar karşısında yerel davranma, sınırlarımıza kapanma lüksüne sahip değiliz. Trajik hadiseler karşısında kendi vicdanlarımızı rahatlatacak bahaneler üretebiliriz ama her birimiz küresel vicdanın bir parçasıyız ve geleceğimiz, çocuklarımız ve torunlarımız adına küresel vicdanı uyandırmak zorundayız.”

“SURİYE’DE KATLEDİLEN MASUM YAVRULAR BİZİM DE ÇOCUKLARIMIZDIR”

Çocukların ailelerini, ırklarını, ülkelerini, dillerini ve inançlarını seçme özgürlükleri olmadığını belirten Erdoğan, işte onun için her bir çocuğun, her bir bebeğin ailesinin olduğu kadar insanlığın da bir üyesi olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, “Libya’da öldürülen çocuklar Libya’nın olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Norveç’te öldürülen çocuklar, gençler Norveç’in olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Filistin’de katledilen yavrular, Filistinli anne babaların olduğu kadar bizim de yavrularımızdır. Bugün Hama’da, Humus’da, El-Hule’de katledilen masum yavrular, Suriyeli çaresiz ailelerin olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Bu çocukların katledilmesi karşısında sesiz kalacak bir küresel vicdan, yarın ateş ocağına düştüğünde ağıtını yakacak hiç kimseyi bulamayacaktır. İşte Medeniyetler İttifakı bunun için önemlidir. Medeniyetler İttifakı küresel vicdanın sesine kulak vermektir. Medeniyetler İttifakı tarihi de, geleceği de savaşlar üzerinden değil, barış, kardeşlik ve refah üzerinden okuma çabası içindedir” şeklinde konuştu.

Erdoğan, tarih boyunca nihayetinde hep iyilerin kazandığını, kötülerin ise eninde sonunda kaybettiğini ve vicdanlarda mahkum edildiklerini belirterek, “Zulme rıza zulümdür, zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir. İnanıyorum ki gelecekte de sadece ve sadece iyiler kazanacak, hak ve hukuk hiçbir zaman kaybeden olmayacaktır” dedi.

Medeniyetler İttifakı Girişimi’ni dünya adına, çocuklar adına ve gelecek adına son derece önemli bir girişim olarak gördüklerini aktaran Erdoğan, ittifakın kısa sürede büyük bir gelişim göstermesine rağmen, bu gelişmeyle orantılı mali kaynaklarla donatılamadığını vurguladı. Erdoğan, “İttifakın gönüllü katkılar esasına dayalı finansal temelleri zamanla belirgin şekilde yetersiz kaldı. Şimdi hep birlikte İstanbul’da inşallah bu sorunu aşacağız. Sayın yüksek temsilci ittifakı belli bir vade bakımından öngörülebilir bir finansal yapıya kavuşturmak için bir mali takviye mekanizması geliştirdi. Bugünkü toplantımız işte bu mali takviye mekanizması kapsamındaki ilk taahhüt konferansıdır. Türkiye olarak başından beri Medeniyetler İttifakı’nın önde gelen bağışçıları arasında yer aldık. Girişimin başlatıcısı olarak biz ittifakı her şekilde destekledik ve destekliyoruz. Sizlerin de Medeniyetler İttifakı’nı cömert katkılarda destekleyeceğinizden eminim. İttifakımızın ilan edilecek katkılarla bu toplantıdan çok daha gülü olarak çıkacağına inancım tamdır. Gerek ülkeler, gerekse uluslararası ticari kuruluşlar buna inanıyorum ki gönülden olan yüksek destekleriyle Medeniyetler İttifakı’nı geleceğe çok daha güçlü olarak taşıyacaktır. Buna bütün gücümüzle desteğimizi vermemiz, Medeniyetler İttifakı’nın medeniyetler çatışmasını tamamıyla yok etmesine yönelik bir süreç olacaktır” dedi.