Eski Başbakan Tansu Çiller , 28 Şubat ’ın sırlarını deşifre edeceği sinyalini verdi. Telefonla görüştüğü Komisyon Başkanı Nimet Baş’a, “İlk kez anlatacaklarım var, çok güçlü arşivimle geliyorum” dedi. Ekim ayında Meclis’e gelecek olan Tansu Hanım’ın ne söyleyeceği, hangi belgeleri açıklayacağı şimdiden merak konusu. İşin içinde ‘arşiv’ olunca, bazı gizli belgelerin ortaya döküleceği beklentisi oluştu. Tansu Hanım acaba neler anlatacak? Daha da önemlisi arşivinde neler var? Bu arşiv nasıl oluştu? Bilgi ve belgeler nerede saklandı? Ergenekon gözaltıları başlayınca arşivin bir bölümü yakıldı mı? Yok edilmek istenen belgeler Susurluk ve faili meçhullerle mi ilgili?
Komisyon Başkanı Nimet Baş’ın bizzat telefonla arayarak yaptığı davete “Arşivimle geliyorum” diyen Tansu Hanım’ın bilgi-belge toplama merakı siyasete adım attığı günlere dayanıyor. Çiller’in siyaset macerasına kısaca göz atalım. Süleyman Demirel’in davetiyle “tepeden” girdiği DYP’de Devlet Bakanlığı koltuğuna oturdu. Siyasette hızlı yükseldi. DYP’de artık ‘lady’nin topuk sesleri’ geliyordu. Demirel Köşk’e çıkınca güçlü rakiplerini alt edip parti lideri oldu. Uzun süre erkek egemen bir sağ partide, ‘ağır abiler’le uğraştı. Merkez sağın diğer partisi ANAP’la kavgalıydı ama kader onları koalisyon ortaklığında buluşturdu. Tansu Çiller başbakandı. Kavgayla geçen ortaklık 3 ay sürebildi. Daha sonra ise 28 Şubat’ın fitilini ateşleyen RP ortaklığı geldi. Artık Erbakan başbakan, Çiller de yardımcısıydı. Sincan’da tanklar yürüyor, DYP’de istifalar oluyor, 28 Şubat konsorsiyumu da baskıları arttırıyordu. Beklenen oldu ve Erbakan’ın istifasıyla Refahyol’a nokta kondu. Çiller, 28 Şubat günlerinde asker-medya ve muhalefetle keskin kavgalar yaptı. Bir daha da iktidara gelemedi. 3 Kasım 2002 seçiminde baraj altı olunca da siyasete ve Ankara’ya veda ederek İstanbul’a çekildi.
Tansu Hanım, bilgi-belge işine meraklıydı. Resmi belgelerin mutlaka bir fotokopisini alarak arşivlediği söylenir. Devlet Bakanlığı yaptığı dönemde tanıyıp, güvendiği iki isim vardı: Özel Kalem Müdürü Akın İstanbulluoğlu ve Nalan Kozan. Siyaseti bırakana kadar birlikte çalışacağı bu isimlere arşivi emanet etmişti. MİT, emniyet gibi devlet kurumlarından ve ya özel kanallardan gelen bilgiler bir nevi ‘kozmik büro’ya gelir, burada tasnif edilirdi. Tansu Hanım, bir konuda bilgiye ihtiyaç duyduğu zaman arşive müracaat edilirdi. Çiller’in arşivindeki “top secret” belgeler farklı mekânlarda korumaya alındı. Hükümette iken resmi mekânlar tercih ediliyordu. Örneğin Başbakanlık yaparken Başbakanlık Konutu, dışişleri bakanı olunca da Dışişleri Konutu gibi… Muhalefete geçince özel arşivini Bilkent’teki villasına taşıdı. Tansu Hanım, partisi barajı aşamayınca siyaseti, DYP’yi, Ankara’yı bıraktı. Bir süre sonra da Bilkent’teki evi satışa çıkarıldı. Eski kurmaylarının anlattığına göre Tansu Hanım arşivini Ankara’da bırakıyor. Cinnah Caddesi’nde bir daire kiralanarak arşiv burada saklanıyor. Dairenin anahtarı da Akın İstanbulluoğlu’na veriliyor.
Ankara’da 3 yıl önce gizemli bir olay yaşanmıştı. Ergenekon sürecinin gözaltı ve aramaları başlamış, işin nereye varacağı kestirilemiyordu. Bir gün Tansu Hanım’a oğlu kadar yakın eski bir DYP milletvekilinin evi basıldı. Bu isim Çiller’in hukukçusu olarak bilinen Salih Çelen’di. Polis, evi, depoyu aradıktan sonra bazı evraka el koydu. Bu kadarla kalsa iyi. Bir ihbar üzerine açılan çukurda Tansu Çiller’e ait olduğu sanılan çok sayıda evrakın yakıldığı tespit edilmişti. Çiller’in yazışmaları, şilt, plaket, İbranice bir kitap da küle dönmüş yakılı evrak içinden çıkmıştı. Rivayet odur ki, bu yakılı belgeler Tansu Hanım’ın özel arşivinden gitmiş. Ergenekon aramaları başlayınca ani panikle yasal sorumluluk doğurabilecek belgeler imha edilmeye çalışılmış. Bir bölümü yakılmış. Kamyonlarla taşınıp, yakılan belgelerin Susurluk ve faili meçhullerle ilgili 800 klasör olduğu söyleniyor. Çelen, belgelerin yakılmasını kendisinin istediğini söylemişti.
Tansu Hanım, 15 yıldır suskun. “İlk kez konuşacağım, önemli şeyler anlatacağım” diyerek beklenti çıtasını yükseltti. 28 Şubat sürecinde kendisine resmi, gayriresmi çok sayıda bilgi-belge gelmiş olması normal. Bunları komisyonla paylaşacaktır. Peki yakılıp, çukura gömülen belgelerde ne vardı? Susurluk’la ilgili olduğu belli olan, faili meçhul ve karanlık olayları aydınlatmaya ışık tutabilecek bu belgelerin yakılmasını kendisi mi istedi? Komisyon üyeleri sorarsa yakılan belgelerin sırrını da? Tansu Hanım’ın arşivini nasıl, nerede sakladığını da öğreneceğiz.