CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Şanlıurfa Cezaevi’nde yaşanan olayı değerlendirdi.

-CHP HEYETİ URFA’DA-

Dün Urfa’da olduğunu, Şanlıurfa Cezaevini ziyaret ettiğini belirten Tanrıkulu, “Bugün de 4 milletvekilimiz şu anda Urfa’da cezaevindeler. Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün bu saat itibarıyla Urfa’da cezaevinde görüşmede bulunuyorlar” dedi.

Dün Şanlıurfa’da Emniyet Müdürü, Cumhuriyet Başsavcısı, Cezaevi Müdürü, bazı gardiyanlar, infaz koruma memurları, tutuklu milletvekili İbrahim Ayhan ve olaydan sağ kurtulan Vedat Taştan ile görüştüğüne işaret eden Tanrıkulu, olaya ilişkin bilgiler aldığını söyledi.

-“URFA’DA MEYDANA GELEN OLAY BU HÜKÜMETİN İKİNCİ ULUDERE VAKASIDIR”-

Tanrıkulu, şöyle dedi:

“Bana göre Urfa’da meydana gelen olay bu hükümetin ikinci Uludere vakasıdır. Artık Türkiye’de yurttaşlarımız normal bir ölümü yaşayamıyorlar. Cehennem ateşi gibi yakılıyorlar. Tıpkı daha önce burada göstermiştim, 16 Eylül 2011 tarihinde Pınarbaşı’nda 5 tutuklunun öldüğü gibi şimdi de 13 tutuklu ve hükümlü maalesef tanınmayacak bir biçimde kömür haline gelmiş bir biçimde yaşamları sona erdi.

Bakan dün şu açıklamayı yaptı, ‘bir ihmal, kusur varsa tabii ki üstü örtülmeyecek’ dedi. Burada bir ihmal, kusur varsa bir sorumluluk varsa başta Sayın Bakan’a aittir. Sorumluluğu ve ihmali kendisinin altında olan kendisinin emrinde olan memurlarda değil, savcılarda değil bizzat kendisinde araması gerekir. Çünkü bu ülkenin Adalet Bakanı kendisidir. Kendisi dün Bakan olmadı, bu hükümet de bir yıl önce iktidara gelmedi. Bu sorun bu hale gelmişse sorumlusu hükümettir. Dünkü olayın birinci derecede sorumlusu da bu Bakan’dır.”

-URFA BAROSU’NUN RAPORU-

Urfa Barosu’nun raporuna değinen Tanrıkulu, “Adalet Bakanı 13 Nisan 2011 tarihinde Urfa’yı ziyaret edecek. 13 Nisan 2011 tarihinde bundan tam 16 ay önce Bakan’a veriyorlar. 15 tespit var, önceki gün yaşanan olaylara dikkat çeken, tabloyu tam 15 ay önce Bakan’a ulaştırmışlar, kim ulaştırmış Urfa Barosu. Bu tabloyu Bakan’a sunmuşlar. Bu nedenle Adalet Bakanı, Urfa’da meydana gelen olayın sorumluluğunu hiçbir yerde arayamaz. İlk başta kendisinde araması lazım. Kendisine bildirilmesine rağmen bir ihmal varsa bunu kendisi yerine getirmemiştir, tedbir almamıştır, tedbir almadığı için de bu vahim olay meydana gelmiştir” dedi.

Adalet Bakanı’nın dün yaptığı açıklamalara dikkat çeken Tanrıkulu, “Bakan’ın dünkü açıklamasında kabul etmediğimiz, doğru olmayan çok bilgi var. Mesela dedi ki, kapasitesi 600’dür. Hayır kapasitesi 600 değil. Cezaevinin yapıldığı tarihteki kapasitesi 275, artırılmış kapasitesi 375’dir, dün itibarıyla kalan insan sayısı ise 1043’tür” diye konuştu.

“Tadilata alınan bölümden kapalı bölüme alınan bir tutuklu yok bunun arkasına sığınmasın” diyen Tanrıkulu, şunları söyledi:

“İkinci olarak Bakan şunu ifade etti, koğuş 12 kişiliktir, 18 kişi kalmaktadır Bu da doğru bir bilgi değil. Bizzat Başsavcısının ve Cezaevi Müdürünün bana aktardığı bilgi koğuşun 6 kişilik olduğu 3 tane ikişer kişilik ranza olduğu ve koğuşta 18 kişinin kaldığıdır. 15 metrekarelik yerde kalan insan sayısı 18 kişidir, insanlar nöbetleşe uyumaktadırlar ve yatacak yerleri yok.

Bu hükümet döneminde tutukluluk infaza dönüştü.”

-“TALEP ETMEME RAĞMEN OLAYIN OLDUĞU KOĞUŞA GİDEMEDİM”-

Dün talep etmesine rağmen olayın olduğu koğuşa gidemediğinin altını çizen Tanrıkulu, “TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili olmama rağmen gidemedim. Hiçbir gerekçesi olmadığı halde sadece bir tutuklu ile görüştürüldüm. O tutuklu da Cuma günü tutuklanmıştı, cumartesi bu olay meydana gelmişti. Dolayısıyla koğuşta nelerin yaşandığını bilebilecek bir zaman diliminde yaşamayan bir tutukluyla görüştürüldüm. Kendi kanaatim, yönlendirilmişti. Benimle görüştürülmeden önce yönlendirilmişti. Ama diğer tutuklularla görüşme imkanı verilmedi” dedi.

-SORULAR-

Bir basın mensubunun, “Tutuklu milletvekili ile görüştüğünüzü söylediniz, o nasıl aktardı olayı” sorusuna Tanrıkulu, şu yanıtı verdi:

“Olayın olduğu koğuş C Blok, C 15 nolu blok. 16, 17 ve 18. koğuşlarda siyasi tutuklular kalıyor. 15’te adli tutuklular kalıyor. Ancak aktardığı kadarıyla daha önce bir kavga, gürültü, duvarlara vurma bir ses de olmamış, dolayısıyla sadece dumandan bir fark edilme olmuş. Koğuşta bir kavga, gürültü olsa en azından yandaki koğuşlar duyardı, dedi. Kavgaya dair içeriden bir isyana dair herhangi bir şey olmadığını ifade etti.

Sayın Bakan kapının açılamadığını ifade etti ama hepimiz biliyoruz ki toplu yaşama alanlarında hele cezaevlerinde kapılar içeri değil, dışa doğru açılır.”

-“BUNUN SORUMLUSU BAKAN'DIR”-

“Adalet Bakanı’nın ne yapmasını bekliyorsunuz, istifa etmesini mi?” sorusunu da Tanrıkulu, “Bu tablo tek başına demokrasilerde bir bakan için istifa nedenidir. Cezaevleri bu hale gelmişse bunun sorumlusu oradaki infaz koruma memuru değil, bunun sorumlusu bakandır” şeklinde yanıtladı.