CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul'da düzenlenen "Balkanlar ve Sosyal Demokrasi Konferansı"nın açılışına katıldı. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, Balkanlar'ın Türkiye için önemine değinerek, "Küreselleşme çağındaki dönüşümler ve ortaya çıkan yeni toplumsal eşitsizlikler, dünyanın bütün bölgelerinde sosyal demokrasinin insandan ve emekten yana değerlerine olan inancı ve ihtiyacı her geçen gün artırmaktadır. Balkanlar, bu ihtiyacın en derinden hissedildiği bölgelerin başında gelmektedir. CHP olarak, Balkan devletlerinin fanatik milliyetçilik, otoriter yönetimler ve savaşların acı hatıralarından sıyrılarak insan haklarını içselleştirmiş, demokratik, barışçı yönetimlere ve çoğulcu ekonomilere doğru ilerleyişini destekliyoruz" dedi.

Balkanlar'da barış ve istikrarın kalıcı olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Muhtemelen gelecekte de, farklı etnik grupların bir arada yaşamasına karşı çıkan bazı marjinal gruplar, Balkan insanları arasında güven sorunu yaratmaya devam edecektir. Ancak Balkanlar'ın içinde bulunduğu günümüze ait dinamiklerden hareketle bölgede daha fazla çatışma ve parçalanmayı destekleyenler kesinlikle başarısızlığa mahkum olacaklardır. Sosyal demokratların işbirliği ve ortak çabaları Balkanlar'ın düşmanlık üreten ideolojilerden ve tarihten gelen önyargılardan sıyrılmasına en büyük katkıyı yapacaktır. Balkanlar'ın bir barış, istikrar ve refah coğrafyasına dönüşmesi sosyal demokratların ortak çabalarıyla mümkün olabilecektir. Ben buna inanıyorum" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Balkanlar'ın Avrupa Birliği için de ayrı bir önem taşıdığını belirterek, "Balkan devletlerinin özellikle 2000'lerin başından bu yana izledikleri Avrupa Birliği yanlısı politikaları ve barış ve istikrar yönünde attıkları adımları Avrupa Birliği çatısı altına taşıma çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Herkes kabul etmektedir ki bugünkü Avrupa, Batı Balkanlar'ı da içermedikçe tamamlanmayacaktır. Bu bağlamda Avrupa Birliği'nin Batı Balkanlar'ın yanında Türkiye'ye karşı da daha kapsayıcı bir siyaset izlemesinin gerekli olduğunu vurgulamak isterim" şeklinde konuştu.

Son yıllarda Türk dış politikasının Balkan ülkelerinde tartışma konusu yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin dış politikadaki başarısını belirleyen o ülkenin kendisini nasıl gördüğünden ziyade, başkaları tarafından nasıl algılandığıdır. Bugün bölge ülkelerinden Türkiye'ye karşı suçlayıcı sesler çıkıyorsa, Ankara oturup bunun sebebini anlamaya çalışmalıdır" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Balkanlar için sosyal demokrasinin önemini vurgulayarak şunları söyledi:

"Sosyal demokrasi, Balkanlar için sadece bir toplumsal istikrar projesi değil; aynı zamanda kalıcı ve gerçekçi bir bölgesel barış projesidir. Çok etnikli ve çok dinli bir toplumsal yapıya sahip olan Balkanlar'daki barışın ve güvenliğin teminatı çoğulcu ve katılımcı demokrasilerdir. Bu nedenle, Balkanlar'da vatandaşlık hakları temelinde yapılan tartışmaları ve atılan adımları önemsiyoruz. Balkanlar'daki farklı kimliklerin kendilerini ifade edebilmeleri için demokratik mekanizmaların etkin bir şekilde çalıştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yaklaşımın bölgeyi çoğunlukçuluk kavramına dayanan anlayışlardan kurtaracağına inanıyoruz. Çoğulcu ve katılımcı demokrasilere ek olarak Balkanlar'ı etnik ve mezhepsel farklılıklar ekseninde, kutuplaşma tehlikesinden uzak tutacak olan sosyal dayanışmadır. Farklı kimliklerin birbirlerinin haklarını dayanışma içinde savundukları toplumlar huzura, mutluluğa ve istikrara en yakın toplumlardır. Balkanlar'ın farklı kültürlerin harmanlanmasından oluşan sosyal yapısı bölge halkları arasındaki dayanışmayı destekleyecek en temel faktörlerden birisidir. Farklılıkların kendilerini ifade edebilmeleri ve bölgesel barış için çoğulcu ve katılımcı demokrasiler ve sosyal dayanışma kadar hukukun üstünlüğü de hayati bir öneme sahiptir. İhtilafların adil bir şekilde çözümü üstünlerin hukukuyla değil ancak hukukun üstünlüğüyle sağlanabilir. Balkanlar'ı 90'lı yılların günümüzdeki kalıntılarından koruyacak olan sigortalardan birisi de hukukun üstünlüğüdür."

"Ekonomik adaletsizlikler aşılmadığı takdirde siyasi ilerlemeler kısa süreli ve etkisiz olmaya mahkumdur" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle Balkanlar'da adil bölüşümün sağlandığı, üretim temelinde hakça bir ekonomik düzenin egemen olmasını Balkan halklarının refahı için arzuluyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinden birçoğunun ekonomik zorluklarla boğuştuğu bugünlerde, krizlerin faturasının çalışanların ve emekçi kitlelerin sırtına yükleneceği endişesini taşıyor, bu bağlamda Yunanistan'da yaşananları kaygıyla takip ediyoruz. İstihdam yaratan, toplumun bütün kesimlerinin refahını artıracak ekonomi politikalarının Balkanlar'a istikrar getireceğini düşünüyoruz. Bugün iş sağlama, işin sürekli olması, sosyal dışlamaya karşı koyulması, kamu hizmetlerinin düzgün bir şekilde sürdürülmesi gibi sosyal konular, halklarımızın en çok kaygılandıkları konulardır. Dolayısıyla sosyal politikalar ekonomik politikaların vazgeçilmez bir parçası haline getirilmelidir. Küreselleşme sürecinin beraberinde getirdiği olumsuz etkilerin sosyal kalkınmayla en aza indirilebileceğine inanıyorum."

Kılıçdaroğlu, CHP olarak Balkanlar'da yaşayan Türklerin desteğini de isteyerek, "Bugün Türkiye'de çok yönlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler ve laiklik mücadelesi vardır. Dayanışma anlayışımız çerçevesinde Balkanlar'daki yoldaşlarımızın desteği bize güç verecektir. Biz sosyal demokrasiyi uygarlığın yükselen değerlerinden biri olarak görüyoruz. Çünkü insan onuruna odaklanan, adaletin yaygınlaşmasını hedefleyen ve dayanışmayı esas olarak alan sosyal demokrasi bu özellikleriyle barış ve istikrarın da teminatı olmaktadır" dedi.