Hamamizede İhsanbey Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongrenin divan başkanlığı HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç yaparken, Malkoç, salonda kartvizit
ebadında dağıtılan 2012 takviminde yer alan "Sadece 1 mesajla partimize destek oluyoruz" ibaresine destek vermelerini isteyerek 7979 nolu telefona mesaj atılmasını istedi.
Salondakilerin çoğunluğu Malkoç'un bu isteğini olumlu bularak söz konusu telefon numarasına mesaj atarken daha sonra kürsüye gelen Genel Başkan Kurtulmuş, Türkiye'nin son günlerde sıkça konuşulan konular üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Genel Başkan Kurtulmuş uslup olarak doğru siyaset yaptıklarını ifade ederek, "Seçimlerde kimse size kapısını kapatmadı, sesinize kulak verdi ama 'bir dahaki sefere' dedi. Bi dahaki sefere diyenlerin artık bir mazereti kalmamıştır. Bir dahaki sefer artık başlamıştır. Uslup olarak doğru siyaset yapıyoruz. Kamplaştıran ötekileştiren kutuplaştıran başkasıyla kavga üzerine siyaseti kurgulamıyor. Fikren doğru yerde duruyoruz. Türkiye'de millet hep statükonun karşısında gördüğü, değişimden yana olduğunu
hissettiği, kendi sözünü ve taleplerini iktadara taşıyacağıın zannettiği partiye oy vermiştir" dedi.

TÜRKİYE'DE STATÜKOYU İKİ KURUM TEMSİL EDİYOR

Türkiye'de statükoyu iki kurum temsil ettiğine dikkat çeken Kurtulmuş, "Türkiye'de statükoyu iki kurum temsil ediyor. Birincisi siyasi statükoyu temsil eden CHP'dir. Diğeri de sivil ve asker elitlerin kanaatlerini yansıtan askeri vesayet sistemidir. Bu millet de her zaman kimi askeri vesayetin karşısında, kimi CHP'nin o eski klasik skatükocu tavrının karşısında gördüyse ona oy vermiştir. Parantez açıyorum, inşallah CHP de o klasik statükocu tavırlarını terk eder, değişimci, reformcu parti haline gelir.

Türkiye'de ne yazık ki halkın oyuyla iktidar olan bu partiler, halkın diliyle iktidar oldular ama iktidara geldikten sonra devletin diliyle konuşmaya başladılar. Türk siyasi tarihinin bir numaralı problemi budur. Milletin diliyle iktidara gelip milletin diliyle iktidarda kalmak zorundayız. Milletin oylarıyla iktidar olduktan sonra iktidara gelip mankurtlaşmamak üzere siyasetimizi geliştirmeye çalışıyoruz".

ŞİKE KONUSUNUN ÜZERİ KAPANDI, DERSİM KONUSU NE OLDU?

Dersim konusunun çöp tenekesine gittiğini, şike konusunun da üzerinin kapandığını ifade eden Kurtulmuş, "Dersim konusu ne oldu? Çöp tenekesinde. Şike konusunun üzeri kapandı. Uludere tartışmaları kapandı. Fezleke de bir süre sonra tartışılmayacak. Temel meseleler, anayasa, Kürt, Alevi, başörtüsü meseleleri bir kenara bırakılıyor tartışıldıktan sonra. Bu meselelerden bir tanesi çözüldü diyebilir misiniz? Eskiden rafa koyuyorlardı, simdi çöp tenekesine atıyorlar. Şafak Pavey ayağındaki protezin

kapatılmasıyla ilgili olarak pantolon da giyebilsin milletvekilleri diye iç tüzük değişikliği hazırlandı. Ardından Bdp'li milletvekili başörtülü ve kravatsız vekiller için de bir değişiklik önergesi verdi. Ama maalesef yıllardır başörtüsü üzerinden oy alan hem de istediği şeyi yapma kudretine sahip bir hükümet kırmızı boğa görmüş boğa gibi geri kaçarak bu değişikliği geri çekti"

Dersim tartışmaları konusunda da iktidar ve muhalefeti eleştiren Numan Kurtulmuş;" İktidar partisine oy veren kalabalıkların en büyük beklentisi yeni bir Anayasa'nın yapılmasıdır. Bir kez olsun milletin istediği anayasayı yapmanın vakti gelmiştir. Bizim Anayasa Meclisi teklifimiz birkaç yıl içinde gerçekleşecektir. Ama öyle görünüyor ki dostlar alışverişte görsün misali bir kaç rötuş yaptıktan sonra 'bu anayasayı yaptık' diye milletin önüne getirecekler. Gidişattan öyle anlaşılıyor. Büyük reform yapmak

isteyen Anayasa'nın bütün maddelerini tartışmaya açar. Milletin mutabakat yapacağı bir Anayasa fikri söylüyorum; gelin rahmetli Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nın 10 kıtasının tamamını anayasanın dibacesi olarak koyun bütün millet mutabakat sağlasın. Orada Kurtuluş Savaşı'nın ruhu var, bağımsızlık var, milletin değerleri, anti emperyalizm var, insanı insan olarak kabul eden zihniyet var. Anayasa meselesinde bu millet bir kez daha oyalanırsa başta Kürt meselesi olmak üzere sorunların büyük kısmı çok

daha karmaşık hale gelecektir. Türk, Kürt meselesinde elleri ve dilleri kanda olanlar çözümü sağlayamaz.Sayın Çiçek yakınıyor, 'Yeni anayasa konusunda niye kimse görüş beyan etmiyor?' diye. Çünkü herkes biliyor ki biz ne dersek diyelim anayasa yukarıda şekillenecek. Onun için kimsenin çıtı çıkmıyor. 'Söylesem ne olur söylemesem ne olur' diye bakıyor.

Aktütün meselesinden bu yana iktidar partisi için önemli dönem başladığına işaret eden Kurtulmuş, "Aktütün meselesinden bu yana iktidar partisi için önemli dönem başlamıştır. Aktütün'de katırların sırtında yüzlerce terörist geçti, Heron'lar haber vermedi. Niye Aktütün'ün üzerine gitmiyorsunuz? Kim soracak hesabı? Sokaktaki vatandaş değil, parlamento soracak, hükümet soracak. Başbakan kalktı 'herkes tarafını seçsin' dedi. Hatayı yapanlara toz kondurtmadı. Uludere'deki büyük bir insanlık ayıbıdır. 34

yurttaşımız maalesef göz göre göre öldü. Neresini düzeltseniz mümkün olmayan bir olay. Devlet halkından yana olacaksa bu tür meselelerin hesabını sormak zorundadır. Kasıttır, ihmaldir veya kusurdur. Kasıttır demiyoruz. Ama açık bir ihmal ve kusur olduğu aşikardır. İktidar ve muhalefet partileri arasında bir pandomim yaşadık. Bu ülkede halk devletle düşman hale getirilmeye çalışıldı".

SURİYE MESELESİ

Türiye'nin taraf olarak Suriye meselesine girdiğini belirten Kurtulmuş, "Bu bölge, büyük savaşın içine sokulmaya çalışılıyor. Zannettiler ki Suriye'de 15 günde rejim değişir. Türkiye taraf olarak suriye meselesine girdi ama şimdi çkamıyor. İktidarın da muhalefetin sesinekşılmayacak. Temel meseleler, anayasa, Kürt, Alevi, ba ihtilaç var. Ama Türkiye'de bu diyalog yok. İktidar ve muhalefet kavga ettikleri müddetçe büyüyeceklerini zannediyorlar. Evet iki tane oy alırsın ama temel sorunları çözmekte sonuç
alamazsın"

Yaş meselesiyle ilgili görüşlerini dile getiren Kurtulmuş, "Başbakan yaşta masanın başında oturuyor. O resmi gördüğümde yüreğimin yağı eridi. MGK'da karma oturuyorlar. Ama kimin nerede oturduğu değil kimin görevini nasıl yaptığı önemli. Sivil ve askeri yargıda niye hala çift başlılık var. Yaş konusu

Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı bir istişare kurulu olur ve orada terfiler gündeme gelir. Bunlar yapılmadan kadro değişir, sistem değişmez".

12 EYLÜL'LE HESAPLAŞIYORUZ DİYORLAR?

12 Eylül'le ilgili görüşlerini dile getiren Kurtulmuş, "12 Eylül'le hesaplaşıyoruz diyorlar. Allah razı olsun. 32 senedir bu memleketteki bütün iktidarlar 12 Eylül'le hesaplaşmaktan bahseder. Niye hesaplaşmazlar. 12 Eylül'ün 28 Şubat'ın kayığına binenler 12 Eylül ve 28 Şubatl'a asla hesaplaşamazslar.Adam gelmiş 90 yaşına. Ben Tahsin Şahinkaya ile Kenan paşa ile hesaplaşın demiyorum ki.

12 Eylül'ün sistemi hala niye duruyor. Anayasa, seçim yasası, sendikalar yasası,. Meclis iç tüzüğü hala duruyor.

Adamın kurduğu yaptığı kayığın içinde oturuyorsunuz. O kayık sahil-i selamete gitmez. Önce kayığı değiştireceksiniz. 28 Şubat, 12 Eylül'ün devamıdır. 28 Şubat'tan sonra da derviş fischer modelini de değiştireceksiniz. Alın terine emeğe üretime dayalı yeni bir ekonomik süreç başlatacaksınız. 28 Şubat'ta bu kadar anlı şanlı olan Meral Akşener'e haber gönderip, o kadına söyleyin içişleri bakanlığının önünde kazığa oturtacağız diyen çevik bir paşa nerde. 27 Mayıs muhtırasını yazan Yaşar Büyükanıt nerde?

ilker Başbuğ paşa bir sürenin içine girmiş. Hasan Iğsız'dan itibaren herkes Başbuğ'u göstermiş. Başbuğ'da büyük ihtimalle Büyükanıt'ı gösterecek. Bunlar Türkiye'nin meselelerini çözmemek için yapılan tuluat tiyatrolarıdır" dedi.

Konuşmanın ardından Genel Başakan Kurtulmuş'a isminin yazılı olduğu 61 numaralı

Trabzonspor forması ile kendi resminin olduğu

tablo hediye edildi. Kurtulmuş, daha sonra partililere rozet taktı.