AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında üyelerin hakimiyeti olması gerektiğini belirterek, "Maalesef raportörler hakimiyeti var mahkemede, raportörler aktif. Burada bir sıkıntı var. Mahkemenin buna bir tedbir alması lazım. Oranın asıl aktörü üyelerdir, raportörler yardımcı aktördür" dedi. Şentop, Meclis'te gazetecilerin, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sorularını yanıtladı.

"Fotoğraflı pusulayla ilgili başvurunuza bir yanıt geldi mi?" sorusu üzerine Şentop, "Başvuru yapmadık biz. Kanunda 'adı, soyadı yazar' diyor. Fakat diğer hususların Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından belirleneceğini dair de hüküm var. Dolayısıyla YSK kendisi isterse fotoğraf koyulmasına karar verebilir" dedi.

"Olması gerekir mi?" sorusuna Şentop, "Olması gerekir. Çünkü okur yazarlık konusunda bazı yerlerde sıkıntı olabilir. Yine okur yazar olanlar da bazen çok net olarak okuyamıyor. Biz doğrusu 'en uygunu fotoğraf olabilir'diye düşündük. Olması lazım, sadece isimle olmaz" karşılığını verdi.

"Yurtdışında ne kadar seçmen var?" sorusu üzerine Şentop, "Tam sayı olarak bir şey diyemeyeceğim ama YSK herhalde 500'ten fazla vatandaşın yaşadığı yere bildiğim kadarıyla sandık kuracak. Artık gümrük kapılarına gelmeye gerek kalmıyor" diye konuştu.

GERİYE YÜRÜMEYİ ENGELLEYEN BİR SİSTEM

Şentop, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili "kaos oluşturdu" şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:

"Garip olan durum şu; sen kalkıyorsun kelime, kelime ayıklama yapıyorsun. Anayasaya şu kelime aykırı, bu kelime aykırı. Bakınca da 'anayasaya uygunluğu ne kadar hassasiyetle gözetmiş' diyorsun. Tamam sonra da bakıyorsun 'iptal kararı gerekçesi yazılmadan açıklanamaz' diyor. Niye açıklıyorsun o zaman? Resmi Gazete'de yayınlandı ama yürürlüğün durdurulması kararları yayınlandı. Diğerleri daha henüz yayınlanmadı. '3 ay sonra yürürlüğe girecek' diyor.

Bizde AYM kararları gerekçesi yazılır ve Resmi Gazete'de yayınlanır. Yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer, geriye yürümez. Açık hüküm var, geriye yürümez. Sen şimdi yürürlüğün durdurulması kararı verdiğinde ne yapıyorsun, iptal kararını daha sonra vereceksin. İptal kararını geriye yürütmüş oluyorsun aslında. Bizdeki sistem mantık itibariyle geriye yürümeyi engelleyen bir sistem. Anayasa Mahkemesi yürürlüğün durdurulması kararıyla bu sistemin mantığını bozuyor. Bu boşu boşuna unutulmuş bir şey de değil. Biz de sistemin tabiatı gereği bu var. Bu da anayasaya aykırı. Şimdi bu kadar anayasaya açık aykırılıklarla hareket eden bir mahkeme kalkıyor cımbızlayarak 'şu kelime aykırı' yapıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu yani. Önce kendin anayasaya uy."

"RAPORTORÜN HAKİMİYETİ KARARA YANSIYOR"

Konuyla ilgili başka bir soru üzerine de Şentop, şunları söyledi:

"Bunlar tabii çok hoş şeyler değil. Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı da hoş değil de. Şahsi görüşüm olarak şunu söyleyebilirim; mahkemede tuhaf bir durum var. Bazı yerlerde oluyor bu. Mahkemelerde üyelerin hakimiyeti olması lazım. Mahkemenin kararların da üyelerin hakimiyeti olması lazım. Mahkeme kararlarını üyeler belirlemeli, üyeler karar vermeli, üyeler yönlendirmeli. Halbuki raportörler hakimiyeti var mahkemede maalesef. Raportör hakimiyeti ne yapıyor? Dosyayı raportör inceliyor, dosyanın sunumunu o yapıyor, üyelere o anlatıyor, o açıklıyor. Üyeler öyle bilgileniyor. Kararı onlar yazıyor, itiraz üzerine rötuşu onlar yapıyor imzalıyor üyeler. Üyeler sanki orada görüyor, denetliyor, dinliyor falan. Aktif değiller yani. Maalesef raportörler aktif. Burada bir sıkıntı var. Mahkemenin buna bir tedbir alması lazım. Oranın asıl aktörü üyelerdir, raportörler yardımcı aktördür, yardımcı oyuncudur. Ama fiilen asıl rolü onlar üstlenirse sıkıntı ortaya çıkıyor."

Şentop, "Raportörlerin bu hakimiyeti karara yansıyor mu?" sorusuna, "Tabii yansıyor" yanıtını verdi.

Raportöre göre değişiklikler çıkabildiğini ifade eden Şentop, "Raportörleri kim belirliyor? Başraportörler belirliyor. Raportörleri ve başraportörleri kim alıyor? Başkan alıyor. Üyelerin burada hiçbir söz hakkı yok. Genel sekreteri o belirliyor. Böyle olunca Anayasa Mahkemesi'nde tam bir başkanlık sistemi oluyor. Bu olmaz. Bir de kalkıyor Anayasa mahkemesi, 'HSYK'da başkanın yetkileri böyle olamaz, bu yetkileri Genel Kurul kullansın' diyor. Peki Anayasa Mahkemesi'nde de başkanın yetkilerini Genel Kurul'a verelim o zaman" diye konuştu.